1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 8.5 AYLIK BEBEK ALINDI!
8.5 AYLIK BEBEK ALINDI!

8.5 AYLIK BEBEK ALINDI!

'Yasa Dışı Kürtaj' davası derinleşti. Annelerin bazılarının kimlikleri tespit edildi

A+A-

Girne’de ‘yasa dışı kürtaj’ ve ‘suçu örten suç’ iddiasıyla ilgili tutuklanan 4’sü doktor 8 kişiden 6’sı dün yeniden mahkemeye çıkarıldı. Duruşmaya anjiyo olacakları gerekçesiyle Anestezi Uzmanı Dr. Rasiha Serdaroğlu ve Başhekim Dr. Fahri Karagözlü katılmazken, zanlılar aleyhinde 8’er gün daha tutukluluk kararı alındı. Mahkemede tüyler ürperten detaylar ortaya çıktı

“34 haftalık bebek doğduktan sonra öldüyse dava ‘cinayet’ ve ‘taammüden cinayete’ dönüşecek”

MAHKEMEDE ÖNE ÇIKANLAR:

• 13 kişiden ifade alındı, birçok kişi sorgulandı
• Fetüslerin en küçüğü tahmini 14-15 haftalık, en büyüğü ise 34 haftanın üzerinde (8.5 aylık)
• Fetüslerin alındığı annelerin bazıları tespit edildi
• 7 anne aranıyor.
• 34 haftalık bebek doğduktan sonra öldürülmüşse dava ‘cinayet’ ve ‘taammüden cinayet’e dönüşecek

Ayşe GÜLER

Türkiye’den gelen ihbarla başlayan “yasa dışı kürtaj” davasında soruşturma derinleşti, kürtaj yaptıran en az 7 annenin arandığını açıklayan polis, kürtaj olan annelerinin bazılarının kimliklerini tespit etti.

Çatalköy’de Hz. Ömer Türbesi ve Zeyko Yağ Fabrikası’nın bulunduğu bölgelere gömülen fetüslerin en küçüğünün tahmini 14-15 haftalık, en büyüğünün ise 34 haftanın üzerinde (8.5 aylık) olduğu belirlendi.

Polis zanlıların birinin ilk beyanında 10-12 adet fetüsten bahsettiğini ancak şu ana kadar 7 fetüsün bulunduğunu açıkladı.

1 bebek cesedi ve 6 fetüsün kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için tahliller dün Türkiye’ye gönderilirken, bulunan fetüslerin en büyüğü olan 34 haftalık fetüsün anne karnında mı yoksa doğduktan sonra mı öldüğünün kesinleşmesi halinde davanın seyri ‘adam öldürme’ ve ‘taammüden adam öldürme’ olarak değişeceği belirtildi.

Fetüslere yapılan ‘dış muayenede’ sakatlıkla ilgili hiçbir bulgunun bulunmadığı da ortaya çıkarken, operasyonların Sağlık Bakanlığı’na bildirilmediği ve kayıt tutulmadığı da tespit edildi.

Devlet daireleri ve bankalarda da geniş çaplı soruşturma yapan polis, bebek ve 6 fetüsün tespit edildiğini, hastane sahipleri zanlı Dr Verda Tunçbilek’in ifadesinde ‘kürtaj yapmadığını’ söylediğini ancak tespit edilen bir telefon numarasına ‘24 haftalık sonlandırma’ şeklinde mesaj attığının belirlendiği belirtildi.

Söz konusu telefon numarasının kapalı olduğu öğrenilirken, bazı dosyaların üzerinde kürtaj anlamına gelen ‘DNC’ kelimesinin yazdığı, kürtajı yapanın da Dr Verda Tunçbilek’in olduğunun göründüğü kaydedildi.

Başhekim Berksel ve Kardiyoloji Uzmanı Zekican mahkemede dinlendi

‘Yasa dışı kürtaj’ olayıyla ilgili tutuklanan 8 zanlıdan 6’sı dün bir kez daha Girne Kaza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.

Zanlılardan Ada Hospital Başhekimi Dr Fahri Karagözlü ve Milletvekili Ergün Serdaroğlu’nun eşi Anestezi Uzmanı Dr Rasiha Serdaroğlu, ‘sağlık durumlarının kötü olması ve anjiyo olacakları’ gerekçesiyle duruşmaya katılmazken,  ‘Ada Hospital’ isimli özel bir hastanenin sahipleri Dr. Mehmet Ali Tunçbilek ile eşi Dr. Verda Tunçbilek, ebe hemşire Ayşegül İşbilen, hemşire Taner Okburan, sekreter Cemaliye Ölmez ve güvenlikçi Aziz Dağgün yargı huzuruna çıkarıldı.

Girne Kaza Mahkemesi Yargıcı Gökan Asafoğulları huzurunda görüşülen davada İddia Makamı Başsavcılık adına Kıdemli Savcı Erdinç Akyener ve zanlıların avukatları mahkemede hazır bulundu.

Kıdemli Savcı Akyener, duruşmaya katılmayan Dr Fahri Karagözlü ve Anestezi Uzmanı Dr Rasiha Serdaroğlu’nun sağlık durumları ile ilgili Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr Ersan Berksel ile İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Dr Güzin Zekican’ı mahkemede tanık olarak dinletti.

---------------------------------------------------------------------

Dr Berksel: “Her iki zanlıya da anjiyo yapılacak”

Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Başhekimi Dr Ersan Berksel, 29 Şubat tarihinde mahkemeye de emare olarak sunulan her iki zanlının da sağlık durumlarına ilişkin rapora yönelik yeminli şahadet verdi.

Dr Berksel, zanlılar arasında yer alan Dr Fahri Karagözlü’ye 2.5 ay önce stent takıldığını, olay gününde de yaşadığı sıkıntı ile önce Girne Akçiçek Hastanesi’ne ardından da Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin Acil Servisi’ne sevk edildiğini aktardı.

Dr Karagözlü’nün yapılan muayenede tansiyonun yüksek olduğunun tespit edildiğini söyleyen Dr Berksel, çekilen elektroda ise kalp krizi ve göğüs ağrılarında işaret olabilecek bulguların tespit edildiğini söyledi.

Dr Berksel, tetkikler sonucunda Dr Karagözlü’nün Koroner Yoğun Bakım Servisi’ne kaldırıldığını, kalbindeki ritim bozukluğu nedeniyle hastanın yoğun bakımda takibinin sürerek, anjiyo yapılmasına karar verildiğini açıkladı.

Hastanede tedavisi süren diğer zanlı Anestezi Uzmanı Dr Rasiha Serdaroğlu’nun ise geçmişte kalbinde ritim bozukluğunun bulunduğundan bahseden Dr Berksel şöyle devam etti: “Dr Rasiha Serdaroğlu’nun geçmişte kullandığı bir hapı kendi isteği ile bırakması nedeniyle olay günü kalp hızı 200 civarına çıkmıştı. Dosyada bu konuyla ilgili rapor var, mahkemeye sunabiliriz. Kendisine anjiyo yapılıp, son sözü söyleyeceğiz”

İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Dr Güzin Zekican: “Hastaların, hastanede kalması zaruridir”

Başhekim Dr Berksel’in ardından, İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Dr Güzin Zekican da duruşmaya katılmayan zanlıların sağlık durumu ile ilgili mahkemeye bilgi verdi.

Dr Zekican, Anestezi Uzmanı Dr Rasiha Serdaroğlu’nun göğsünde baskı olduğunu, düzensiz ritim tespit edildiğini kaydetti.

Gözetim altına alınan Serdaroğlu’nun kalp hızının yaklaşık 3 saat, zaman zaman 200’e kadar yükseldiğini ve çarpıntısının olduğunu söyleyen Zekican, yapılan medikal tedavilerin ardından kalp hızının normale döndüğünü dile getirdi.

Dr Zekican, zanlıya koroner anjiyo yapılmasının kararlaştırıldığını açıklayarak,anjiyoların dün sabah yapılmasının planlandığını ancak bu sabaha ertelendiğini belirtti.

Dr Fahri Karagözlü’nün sağlık durumunu da anlatan Dr Zekican, kendisine 2.5 ay önce stent takıldığını, Girne Akçiçek Hastanesi’nden Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ne sevk edildiğini ifade etti.

Dr Zekican sözlerini şöyle tamamladı: “Dr Karagözlü’nün elektrosunda ekstra atımlar vardı. Göğsünde ağrı vardı. 2 kez 7-8 atımlık çarpıntı atakları oldu. Anjiyo yaptıktan sonra taburcu edeceğiz. Şu an için hastanede yatmaları zaruridir”

--------------------------------------------------------------------------------

En küçüğü 14-15 haftalık, en büyüğü 34 haftanın üzerinde!

Dr Berksel ve Dr Zekican’ın şahadetinin ardından, Kıdemli Savcı Akyener,  meseleyle ilgili olarak Girne Polis Müdürlüğü’ne bağlı Adli Şube Amirliği’nde görevli Polis Çavuşu Namık Kemal Baz’ı mahkemeye tanık olarak dinletti.

Baz, mahkemede yeminli şahadet vererek, olayla ilgili bulguları aktardı. 

Polis Çavuşu Baz, zanlılar aleyhinde alınan 3 günlük tutukluluk süresi boyunca 13 kişiden ifade alındığını ve birçok kişinin sorgulandığını aktardı.

Mesele ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında ilk olarak bulunan fetüslere otopsi yapıldığını belirten Baz, bu fetüslerin en küçüğünün tahmini 17-18 haftalık, en büyüğünün ise 34 haftanın üzerinde olduğunun tespit edildiğini açıkladı.

Baz, daha sonra yapılan araştırmada bulunan 2 fetüsten birinin ise 14-15 haftalık, diğerinin ise 20-21 haftalık olduğunun belirlendiğini dile getirdi.

“Fetüslerin alındığı annelerin bazıları tespit edildi”

Bölgede geniş çaplı araştırmanın sürdüğünü kaydeden Baz, fetüslerin alındığı anneler arasında tespit edilen şahısların olduğunu vurgulayarak, bu şahısların adada olup olmadıklarının yoksa yurt dışında mı olduklarının tespit edilmediğini söyledi.

-----------------------------------------------------------------

“34 haftalık bebek doğduktan sonra öldüyse dava ‘cinayet’ ve ‘taammüden cinayete’ dönüşecek”

Polis Çavuşu Baz, fetüslerin kesin ölüm nedeni için tahlillerin dün akşam Türkiye’ye gönderildiğini ifade ederek, 34 haftalık bebeğin anne karnında mı yoksa doğduktan sonra mı öldüğüne ilişkin araştırmaların önemine vurgu yaptı.

Baz, ayrıca konunun netlik kazanması ile davanın seyrinin değişebileceğine ve duruşmanın ‘adam öldürme’, ‘taammüden adam öldürme’ suçuna dönüşebileceğine dikkat çekti.

Ayrıca Baz, zanlıların birinin ilk beyanında 10-12 adet fetüsten bahsettiğini şu ana kadar 7 fetüsün bulunduğunu kaydetti.

“Tüm zanlılar yasa dışı kürtajdan haberdardı…”

Zanlıların telefon dökümlerinin incelenmeye başladığını söyleyen Baz, tüm zanlıların olayla alakalı olabileceği kanısına varıldığını, yasa dışı kürtaj olayından haberdar olduklarının mevcut olduğunu vurguladı.

Baz, zanlıların telefon dökümlerinin beklendiğini, meseleyle ilgili aranan şahıs ve emarelerin bulunduğuna değinerek, serbest kalmaları halinde alınacak ifadelere de etki edebileceğini belirtti.

“Dış muayenede sakatlık bulgusu yok”

Baz, fetüslerin kesin ölüm nedenlerinin tespit edilmesi için Türkiye’ye gönderildiğini açıklayarak, Türkiye’den gelecek olan rapora göre kesin sonuçların elde edileceğini kaydetti.

Fetüslerin dış muayenesinin yapıldığını, bu incelemeye bir kadın doğum uzmanının katıldığı bilgisini veren Baz, 1. otopsi raporunda boyutlarına göre yapılan ölçümlerde fetüslerin muhtemelen hangi aylarda olduğunun belirtildiğini söyledi.

Baz, ayrıca yapılan dış muayenede fetüslerde herhangi bir sakatlık bulgusunun da tespit edilmediğini vurguladı.

Fetüslerin dün veya bugün gömülmediğini belirten Baz, fetüslerinin birinin 1 ay veya daha fazla süre önce gömülmüş olduklarını aktardı.

Baz, söz konusu fetüsün iç organlarının çürüyüp çürümediğinin bilinmediğini, araştırmaya ve tahlillere zarar vermemek için iç organlarının açılmadığını belirtti.

“Operasyonlarda kayıt tutulmadı”

Öte yandan yapılan operasyonlarda kayıt tutulmadığını ve yasal süre olan 24 saat içerisinde Sağlık Bakanlığı’na gerekli bildirimin yapılmadığının tespit edildiğine vurgu yapan Baz, 1 bebek ve 6 fetüsün tespit edildiğini, en az 7 annenin arandığını belirtti.

Baz, tahkikat ile ilgili devlet daireleri ve bankalarda da araştırma yapıldığını söyledi.

‘24 haftalık sonlandırma mesajı’

Baz, zanlı Dr Veda Tunçbilek’in ifadesinde ‘kürtaj yapmadığını’ söylediğini ancak tespit edilen bir telefon numarasına ‘24 haftalık sonlandırma’ şeklinde mesaj attığının belirlendiğini de açıkladı.

Söz konusu telefon numarasını aradıklarını ancak telefonun kapalı olduğunu söyleyen Baz, bazı dosyaların üzerinde kürtaj anlamına gelen ‘DNC’ kelimesinin yazdığını, kürtajı yapanın da Dr Verda Tunçbilek’in olduğunun göründüğünü kaydetti.

Baz, dosyalarının hiçbirinde imza bulunmadığını da aktardı.

Mahkemede aktarılan bulgular ışığında Polis Çavuşu Baz, tahkikatın selameti açısından zanlıların 8 gün süreyle poliste tutuklu kalmalarını talep etti. 

----------------------------------------------------

Avukat Akter dışında, diğer avukatlar itirazda bulundu

Zanlı Dr Rasiha Serdaroğlu’nun avukatı Derviş Akter, talep edilen tutukluluk süresine itiraz etmezken, diğer zanlıların avukatları itirazda bulundu.

Zanlı Fahri Karagözlü, zanlı Aziz Dağgün zanlı ebe hemşire Ayşegül İşbilen ve zanlı Cemaliye Ölmez'in avukatı Güneş Menteş, tahkikatın yapılış şeklinde zaman harcandığını savundu.

Talep edilen 8 günlük tutukluluk süresinin fazla olduğunu öne süren Avukat Menteş, yapılacak işlere zanlıların müdahale etme şansının bulunmadığını kaydetti.

Avukat Menteş, polislerin söz konusu tahkikatı 2 veya 3 gün içerisinde tamamlayabileceğini belirtti.

Zanlı Verda Tunçbilek ve zanlı Mehmet Ali Tunçbilek'in avukatı Mustafa Şener ise mahkeme kararı gereği fetüslerin otopsinin Kuzey Kıbrıs sınırları içerisinde yapılması gerektiğini iddia ederek, tutukluluk talebinin haksız olduğunu savundu.
Zanlı Taner Okburan'ın avukatı Tansel Özustaoğlu ise araştırmaların kısa sürede tamamlanabileceğini, 8 günün uzun bir süre olduğunu kaydetti.

Öte yandan ‘suçu örten suç’ iddiasıyla mahkemeye çıkarılan sekreter Cemaliye Ölmez ve güvenlikçi Aziz Dağgün hakkında talep edilen 8 günlük tutukluluk süresine itiraz edilmedi.


Yargıç Asafoğulları: “Mesele toplumu ciddi şekilde huzursuz etti”

Yargıç Gökan Asafoğulları ise tahkikatın sonlanmadığını, kazıların devam ettiğine bulgu yaptı.

Zanlıların telefon dökümleri veya otopsiye etki etme olasılıklarının olmadığını ancak ortaya çıkan kişilere polisten önce ulaşma olasılıklarının bulunduğunu vurgulayan Asafoğulları, polisin 3 günlük tutukluluk süresini verimli kullandığını kaydetti.

Yargıç Asafoğulları, meselenin toplumu ciddi şekilde huzursuz ettiğine dikkat çekerek, hukukun çizdiği sınırlar içinde hareket edilmesi gerektiğini, bu nedenle de zanlıların 8 gün süreyle poliste tutuklu kalmalarına emir verdi.

Asafoğulları, şu anda hastanede bulunan zanlılar Dr Fahri Karagözlü ve Dr Rasiha Serdaroğlu’na yönelik tedavileri boyunca ilgili hastanede gerekli güvenlik önlemlerinin polis tarafından alınması, zorunlu süreç bitmesi halinde ise polis gözetiminde tutuklu kalmalarına emir verdi.

 

Bu haber toplam 6525 defa okunmuştur