1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Salih Coşar ile bugünden ve geçmişten
 Salih Coşar  ile  bugünden ve geçmişten

Salih Coşar ile bugünden ve geçmişten

“Bugün ülkemizde durgunluk var. 13’ncü maaşı alma bile günlerce tartışıldı. Devlet kredi alıp ödeme yapamaz mıydı? Kredi almaktan niye korkuyor ki…”

A+A-

Eski Meclis Başkan Yardımcısı, uzun yıllar Maliye Bakanlığı yapan, siyasetin çeşitli kademelerinde yer alan ve şimdi aktif olarak siyaset hayatına devam etmeyen ancak politikayı an be an takip eden Salih Coşar  ile biraz bugünden biraz geçmişten konuştuk:

 

“Bugün ülkemizde durgunluk var. 13’ncü maaşı alma bile günlerce tartışıldı. Devlet kredi alıp ödeme yapamaz mıydı? Kredi almaktan niye korkuyor ki…”

“Ufak bir iş yapılıyorsa bence bunun ek mesaisi olmaz. Ne gerek var?  Mesai saatleri bize yetmiyor mu ki ille ek mesai yapılıyor. Yoksa aman para alalım diye mi yaparız? Bir de o var, bunu da tartışmak lazım.”

“13’ncü maaşla ilgili ödeme zorluğu varsa yasa değişebilir. Sene kaldırır, halka duyurulur ve herkes de ona göre harcamasını yapar. Ödeyemiyorsan da halka söyleyeceksin, ‘kusura bakma yapamam’. 
Ama sen de hükümet olarak tasarruf yap. Mesai saatleri bile değiştirilmedi.”

“Yabancı sermaye KKTC’ye gelmeli, TC’den de büyük sermaye yatırımlarına da ihtiyaç var.
Kamu kurumları özelleştirilmelidir, devlet çekilmelidir. Telefonu da özelleştirebiliriz. Ama Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı batırdık, doğru mu yaptık? Bence KTHY her ne olursa olsun olmalıydı, çünkü havayolu başkadır.”

“Grev ve toplu iş sözleşmesi hakları genişletilmelidir. Her türlü hakkı geliştirmeliyiz”

“Maliye’de kayıt dışılık çok önemlidir. Bundan birkaç yıl önce Ticaret Odası, akademisyen ve vergi uzmanlarından bir ekip kurdu. Kayıt dışını inceledi. Yüzde 50-60 civarında kayıt dışılık var dedi. Kayıt dışı ne demek? Yani kayıt yapılmıyor. Siz 100 liralık mal alırken, 50 liralık malı kayıt ediyorsunuz. Bu da kaydı tam yapmadığınızı gösteriyor. Kayıt dışılık olan bir ülkede vergi toplanmaz.”

“Akaryakıtın varili 120 dolardan 50-55 dolara düştü. Ama düşerken maalesef akaryakıt istasyonlarında kuruş kuruş düşüyor. Elektrik fiyatları da akaryakıt düşmediği için düşürülmedi. Bunların fiyatı derhal düşürülmelidir.”

“Hükümette TKP ile ortaktık. Turgut Özal’ın,  Rauf Raif Denktaş’ın, benim ve TKP’nin temsilcisinin olduğu bir toplantıda Kıbrıs’ın serbest bölge olmasını konuştuk. Özal antlaşma yapmak istedi, biz tamam dedik, TKP kabul etmedi. Ve o zaman bu tarihi fırsat kaçırıldı.”

Fayka Arseven KİŞİ

Eski Meclis Başkan Yardımcısı, uzun yıllar Maliye Bakanlığı yapan, siyasetin çeşitli kademelerinde yer alan ve şimdi aktif olarak siyaset hayatına devam eden, ancak politikayı an be an takip eden deneyimli siyasetçi Salih Coşar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Ülke gündemi geçtiğimiz hafta ‘su’ gündemi ile meşgul iken, biz biraz günlük siyasetten uzaklaşıp hem eskileri andık hem de bugün neler yapılıyor Salih Coşar’ın anlatımından dinledik.

Yaklaşık 14 yıl maliyenin başında bulunan Coşar,  özellikle  ekonomideki ‘kayıt dışılığa’ dikkat çekti, mesai saatlerinin mutlaka değişmesi gerektiğini söyledi.
Ve biraz geçmişten biraz bugünden ‘ekonomiyi’ irdeledik.

“İstatistik bilgi de veri de yok”

“KKTC ekonomisi için ülkemizde maalesef veri açıklaması yapılmıyor. Bazı zaman bazı veriler açıklanır ama hep tahmine göre açıklanmaktadır. Nereden neyi saklıyoruz? Anlamıyorum” diyen Salih Coşar, “Bu küçük ülkede devamlı istatistiki bilgi yayınlanmalı ama maalesef bu yapılmıyor” dedi.

Coşar şunları ifade etti:
“ Bunu niye vurguluyorum? Çünkü büyümeyen ekonomi istihdam yaratmıyor, işsizlik azalmıyor, sorun çözülemiyor. Borç yükü azaltılamıyor.
Bir de TL kullanıyoruz. Korku var. Neden? Anavatan Türkiye’de en büyük korku enflasyondur, bizim içinde en büyük korku enflasyondur.
Çünkü enflasyon yükselince faiz de yükselir faiz yükselinde yatırıma kolay ve fazla bir şekilde girilmiyor. İşsizlik başlar, ekonomi büyümez. İç talep içinde de görüşleri söylemek gerekirse; iç talepte durgunlaşma var. Tasarruf oranı artmıyor mu aramamız lazım. Katma değer üretimi var mı?  Dış satım ne oranda gerçekleşiyor araştırmamız lazım.”

‘Eşel Mobili Türkiye istemedi’

Kendi Maliye Bakanlığı döneminde Eşel Mobil uygulamasının başladığını anımsatan Coşar, o günleri şöyle anlattı:
“Ülkemizde geçmiş yıllarda eşel mobil sistemi 1963’ten 1982’ye kadar kamuda yapılmamıştır.
1982’den itibaren sendikalarla da görüşerek Hayat Pahalılığı (HP) tahsisatını uygulamaya başladık. Bu uygulamaya başlarken, 4 aydan başladık, 3 ayda sonra 2 ayda bir öderdik. Ama yönetim değiştikten sonra HP tahsisatı 6 aya çıkarıldı.
O dönem Ankara bizim bu uygulamamıza ‘evet’ demedi. Türkiye’den mali müşavir Kıbrıs’a gelerek, ‘niye uyguluyorsunuz’ dedi. Bu uygulama halen Türkiye’de yoktur. Biz Türkiye’den yardım almadan bu parayı çalışana ödemiştik.
Bizden sonrakiler bu süreyi 6 aya çıkardı.”

“Hesabı tam yapamıyoruz”

Türkiye’deki bir malın aynısını bizim daha pahalıya aldığımızı söyleyen Coşar, günün sonunda hayat pahalılığının Türkiye’nin hayat pahalılığından düşük çıktığını ve hesabın tam yapılmadığını belirtti.

Coşar, şunları anlattı:
“Biz Türkiye’den yaklaşık 1 milyar 300 milyon TL’lik ithalat yapıyoruz. Türkiye’den buraya gelen mal çeşitli vergilerle daha pahalı oluyor. Türkiye’deki aynı mal ile fiyat aynı olmuyor yani. Bu da neyi gösterir piyasanın büyümesini.
Geçen yıl Türkiye’de HP 8.1’di. Bizde ise 7.6 civarında oldu. Demek ki biz hesabı tam yapmıyoruz.
Bu istatistik bana göre doğru değil.”

“Kayıt dışılık olan bir ülkede vergi toplanmaz”

Ekonomideki kayıt dışılıktan da rahatsızlığını dile getiren Coşar şunları söyledi:
“Maliye’de kayıt dışılık çok önemlidir. Bundan birkaç yıl önce Ticaret Odası, akademisyen ve vergi uzmanlarından bir ekip kurdu. Kayıt dışını inceledi. Yüzde 50-60 civarında kayıt dışılık var dedi. Kayıt dışı ne demek? Yani kayıt yapılmıyor. Siz 100 liralık mal alırken, 50 liralık malı kayıt ediyorsunuz. Bu da kaydı tam yapmadığınızı gösteriyor. Kayıt dışılık olan bir ülkede vergi toplanmaz. Ben ilk bakan olduğumda vergi incelemesi yapmak için Teftiş ve İnceleme Dairesi’ni kurdum. Ülkemizde makul ölçüde ortalığı kırmadan, dökmeden vergi incelemesi yapmaya başladık.
Bu yerel gelirler için yapılan bir çalışmaydı. Artı, anavatan Türkiye’den,  hem hibe hem kredi alarak ülkede büyük çapta yatırımlar yapmaya devam edebildik.  Topladığımız vergiler,  aldığımı z hibe ve krediler ile para alma imkanımız olduğu için uzun süre 14 yıl maliye bakımından hiçbir problemimiz olmadı. Binaları da yaptık, alt yapı yatırımlarını da…”

“Hükümet reform yapmadı ne yaptı?”

Hükümeti de eleştiren eski Bakan Coşar, reform hükümetinin hiçbir icraat yapmadığını ileri sürdü, şunları söyledi:
“Hükümet reformdan bahsetti, çok da iddialı konuştu. Ama henüz bir icraat göremedik. Reform ne demek? Yapısal değişikliktir. Varolan sistemi değiştirmek, tekrar yapmaktır. Peki bu hükümet ne yaptı? Kamu görevlileri yasasını yaptı mı? Teşvik sistemini geliştirdi mi? Gerekli yasaları çıkardı mı? Hastaneleri daha iyi çalıştırdı mı? Turizmdeki turist sayısını ne oranda artırdı? Finansal sektörün sorunlarını halletti mi? Yargıdaki problemleri giderdi mi? Sadece yeni müşavirler yarattı. Bakan değiştirdi ve bol bol konuşma yaptı.
Sanki de sandalye oyunu oynamaktayız. Müzik durunca boş sandalyeyi kim kapacak adeta…”

“Hükümetin görevi çare bulmaktır”

“Grev ve toplu iş sözleşmesi hakları genişletilmelidir. Her türlü hakkı geliştirmeliyiz” diyen Coşar, “Ekonomimiz büyümeye geçince, istihdam artacak. Hükümetin görevi çare bulmaktır. Halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve yönetmek zorundadır” dedi.

Coşar, “Hükümet etmek şikayet etmek, ağlamak, başkalarını suçlamak değildir” ifadesinde bulundu, “Parayı bulup ödemek zorundasın. İster Merkez Bankası’ndan borçlanırsın, ister başka kalemden kesersiniz, ister TC’den yardım alırsınız ama yasayı uygulamak zorundasınız” şeklinde konuştu.

“13’ncü maaşı değiştirebilirsiniz ama…”

Yaşanılan 13’ncü maaşın geç ödenmesi tartışmasına da Coşar şu değerlendirmede bulundu:
“13’ncü maaşla ilgili ödeme zorluğu varsa yasa değişebilir. Sene kaldırır, halka duyurulur ve herkes de ona göre harcamasını yapar. Ödeyemiyorsan da halka söyleyeceksin, ‘kusura bakma yapamam’. 
Ama sen de hükümet olarak tasarruf yap. Mesai saatleri bile değiştirilmedi. Reform hükümeti olarak dünya kadar fazla mesai ödüyorsun. Projeleri hazırlamalıyız, çarpık ise düzeltmeliyiz. Yaptığımız projeler topladığımız vergiler ve düzgün performansı finansörün önüne koyarak kaynak işletilmelidir.
Avrupa Birliği’nden Türkiye’den olabilir ama yeter ki sen çalış, ev ödevini yap.”

“Mesai saati yetmiyor mu da ek mesai yapılıyor?”

Ek mesai sisteminin de yanlış olduğuna dikkat çeken Coşar, “Ek mesai mühim bir olaydır. Mesela dairede ekstra yarım saat bir saat iş oldu, e yapsın ama buna biz ek mesai ödüyoruz. Ek mesaiyi o yüzden çok iyi incelemek lazım” dedi.

“75 milyon TL yaklaşık ek mesaiye ödeniyor” diyen Coşar şunları dile getirdi:
“Ufak bir iş yapılıyorsa bence bunun ek mesaisi olmaz. Ne gerek var?
Mesai saatleri bize yetmiyor mu ki ille ek mesai yapılıyor. Yoksa aman para alalım diye mi yaparız? Bir de o var bunu da tartışmak lazım.
Şimdi bütçe yaparsın ve acil bir şey oldu, 3-4 saat ek mesai yaparsın ama olağan günlerde ek mesai niye yapılsın ki?

“Kamu kurumları özelleştirilmelidir”

“Ekonominin gelişmesini istersek özel veya kamunun yatırım yapması şarttır” diyen Coşar şunları ifade etti:
“Yabancı sermaye KKTC’ye gelmeli, TC’den de büyük sermaye yatırımlarına ihtiyaç var.
Kamu kurumları özelleştirilmelidir, devlet çekilmelidir. Telefonu da özelleştirebiliriz. Ama Kıbrıs Türk Hava Yolları’nı batırdık, doğru mu yaptık? Bence KTHY her ne olursa olsun olmalıydı, çünkü havayolu başkadır.
Kamu reformu gerçekleşmelidir. Özele de nerede reform istenir sorulur ve ona göre de reformlar yapılır.
Kamu yatırımları, yani okul, yol, hastane yeterince yapılmalıdır.
TL’yi değerlendirmede yetkimiz yoktur, kayıt dışılığı azaltmalıyız.
Enerji maliyetleri mal ve hizmet maliyetleri artabilir ileri gidebilir.
Akaryakıtın varili 120 dolardan 50-55 dolara düştü. Ama düşerken maalesef akaryakıt istasyonlarında kuruş kuruş düşüyor. Elektrik fiyatları da akaryakıt düşmediği için düşürülmedi. Bunların fiyatı derhal düşürülmelidir.”


“Akıncı masadan kalkmalı”

Kıbrıs konusunda da açıklamalar yapan Salih Coşar, Kıbrıs Rum tarafının hep istediğini, hep daha çok toprak istediğini ifade ederek, “Cumhurbaşkanı Akıncı masadan kalkmalıdır” görüşünü dile getirdi.
Coşar, “Bana göre şuan ki görüşmelerde anlaşma yoktur. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı masadan kalkmalıdır. Çünkü Rumların istekleri her dönemde çoktur. KKTC 1983’te kuruldu ama ondan önce de 53 yıldır Rumlarla tek bir iş yapmadık” dedi.

Coşar, “ Adanın 37.2’si Türk tarafı yüzde 62.94 Rum tarafıdır. Kuzeyde özel mülk 1 milyon 925 bin 984 dönümdür. Rumun özel mülkü ise 3 milyon 137 bin 938 dönümdür. Özet olarak kuzeyde 2 milyon güneyde 3 milyon özel mülk vardır.  Bütün olarak baktığımızda KKTC, 2,5 milyon dönümdür, Güney Kıbrıs 4,5 milyon dönümdür”  diyerek bazı rakamsal bilgileri aktararak, Güney Kıbrıs’ın istediği şekilde bir anlaşmanın olamayacağının altını çizdi.

“TKP kabul etmedi, tarihi fırsat kaçırıldı”

“Bizde bazı insanlar diyorlar ki; bir antlaşma olacak, devlet, federasyon kuracağız yatırımlar yapacağız, iş yapacağız, ekonomimiz büyüyecek. Ben de diyorum ki; şimdiye kadar neden olmadı?” şeklinde konuşan Coşar şu tarihi bilgileri de paylaştı:
“Ne zaman Rumlarla birlikte iş yaptık?Biz KKTC’yi yaşatmak istiyorsak 78 milyon Anavatan Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşması yapacağız.
Şimdi Türkiye ile yapılan ticaret benim zamanımda yapılan Kıyı Ticareti Anlaşması’na dayanarak yapılıyor.
Turgut Özal, zamanında Kıbrıs’ın serbest bölge olması istenmişti. Şimdi bunu isteyelim.
Benim bakanlık dönemimde Özal adaya gelmişti, bunu gerçekleştirmek için. Hükümette TKP ile ortaktık. Turgut Özal’ın,  Rauf Raif Denktaş’ın, benim ve TKP’nin temsilcisinin olduğu bir toplantıda Kıbrıs’ın serbest bölge olmasını konuştuk. Özal antlaşma yapmak istedi, biz tamam dedik, TKP kabul etmedi. Ve o zaman bu tarihi fırsat kaçırıldı.
Yoksa şimdiye bu anlaşma yürürlükte olacaktı. Gerçekten tarihi bir fırsattı, değerlendiremedik.”  

Ve Salih Coşar, röportajımızı Mevlana’nın bir sözü ile bitirerek mesajını veriyor: 

“Dün dün ile gitti cancağızım şimdi yeni şeyler söylemek lazım”

Bu haber toplam 3735 defa okunmuştur