Karpaz’da Gömülü Kitapların Sırrı
1974’ten sonra da Dip Karpaz’da yaşamaya devam eden Kıbrıslı Rum Panayotis Rusos 1994 yılında artık çok yaşlandığı için adanın güneyine taşındığında, o tarihe kadar bir sır gibi sakladığı bir gerçeği ifşa etti: “kitaplar bir evin duvarının dibinde gömülüdür...”
Rusos’un sözünü ettiği kitaplar sıradan kitaplar değildi. Kıbrıs Rum toplumunun yakın tarihinde son derece önemliydiler. Kitapların yazarı 1931 yılında Kilise tarafından aforoz edilen ilk ve tek Kıbrıslı Rum olan Tefkros Anthias idi. Anthias komünist bir şairdi. Komünist olduğu için başı İngiliz sömürge yönetimiyle beladaydı. Fakat “Deftera Parousia” (Ahiret Günü) başlıklı çalışması Kilisenin ve muhafazakar çevrelerin şiddetli tepkisini çekti. Şair bu çalışmasında dini öğretiyi ters çevirerek, Tanrının insanları değil, insanların Tanrıyı yargıladıklarını anlatıyordu. Yaşadıkları sefalet, açlık, işsizlik nedeniyle Tanrıyı yargılayan insanlar, Tanrıyı “insanların gönlünden uzaklaşma ve yok olma” cezasına çarptırdılar. Çalışması yayınlanır yayınlanmaz Anthias kendisini Kutsal Meclis’in önünde buldu. Ortaçağdaki gibi “kutsal imtihana” tabi tutuldu, yargılandı ve mahkum edildi. Cezası “dini inançlarla dalga geçmek” gerekçesiyle aforoz edilmek olarak kesildi.
Aforoz edilen solcu şaire kendisi gibi solcu olan iki genç entelektüel sahip çıktı. Karpazlı Patapios Hristodoulou ve ünlü antropolog Peter Loizos’un babası Argaka’lı Petros Afanos (Propoki Paploizou olarak da biliniyordu). Onlar da Kutsal Meclis’e çağrılıp yargılandılar ama aforoz edilip edilmedikleri belli değil. Çünkü ikisi de anında pişmanlık belirterek af dilediler. Patapios Hristodoulou ailesine yazdığı mektupta “anne baba sevgisinden mahrum kalmamak için yalancıktan pişmanlık bildirisi imzaladığını” yazmıştı. Gerçekten de otoriter, dinsel Kıbrıs Rum milliyetçiliğinin yükselişe geçtiği 1930’lı yıllarda komünist çocuklarını evlatlıktan çıkaran anne babalar vardı. Örneğin 14 Ağustos 1931 tarihinde Laiki Dinamis adlı gazeteye ilan veren bir kadın, “komünizmin din ve millet karşıtı ilkelerini benimsediği için” oğlunu evlatlıktan çıkardığını duyuruyordu.
Şair Tefkros Anthias aforoz edilince, kitapları toplatıldı ve yok edildi. Kilisenin hışmına uğradığı yetmezmiş gibi, sömürge yönetimi de üstüne gidiyordu. İşini kaybeden şair (öğretmendi) sürgüne gönderildi. Sürgün hayatının bir kısmını Baf’ın Androlikou köyünde geçirdi. Androliko’lu Kıbrıslı Türklerin Anthias’ı çok sevdiklerini, ona yemek götürdüklerini rahmetli Çoban Hasan’dan dinlemiştim.
Tefkros Anthias çok zor günler geçiriyordu. Aforoz edilmek onu derinden yaralamıştı. Yine de direniyordu. Fakat nişanlısı hamile olunca ve evlenmek icap edince, Kilisenin kapısına dayanmak zorundaydı. (O zamanlar Kıbrıs Rum toplumunda sadece dini evlilik geçerliydi.) Çaresiz, kaleme sarıldı ve güzel mısralar yazdığı kalemiyle bir “pişmanlık bildirisi” yazdı ve Kiliseye gönderdi. Böylece biricik kızını, günümüzün ünlü sosyologlarından Floga Anthias’ı dünyaya “kayıt-dışı” gelmekten kurtardı. Zoraki imzalanan bu bildirinin şairin aklında ve ruhunda elbette hiç bir karşılığı yoktu. Hayatını komünist bir şair olarak sürdürmeye devam etti...
Şairin kitapları toplatılıp yok edilirken, Karpazlı arkadaşı Patapios Hristodoulou bir miktar kitabı Dip Karpaz’da sakladı. Kuzeni Panayotis Rusos ile birlikte kitapları özenle bir kutuya yerleştirdiler ve bir evin duvarının dibine gömdüler. Patapios Hristodoulou 1980 yılında Karpaz’da öldü. Kuzeni Ruso ise 1994 yılında Güney Kıbrıs’a geçti ve o tarihe kadar karısına bile söylemediği “kitap sırrını” ilk defa açıkladı. Ruso bir de kroki çizerek kitapların yerini işaretledi. Bir evin duvarının altında... O duvarın altında Tefkros Anthias’ın kitapları saklıdır. Kitaplar bugüne kadar bulunamadı. Karpaz’da yaşayanlara duyurulur...