000001

000001

000001 numaralı KKTC Kimlik Kartı’nın sahibi kim, diye merak ettiniz mi hiç? Pekçok okur elbette tahmin ediyordur... - Rauf Raif Denktaş. Doğrusu, iki numarada da Dr. Fazıl Küçük’ü beklerdim ben. Oysa, 000002 AYDIN DENKTAŞ !.. 00000

A+A-

 

 

000001 numaralı KKTC Kimlik Kartı’nın sahibi kim, diye merak ettiniz mi hiç?

Pekçok okur elbette tahmin ediyordur...

- Rauf Raif Denktaş.

Doğrusu, iki numarada da Dr. Fazıl Küçük’ü beklerdim ben.

Oysa, 000002 AYDIN DENKTAŞ !..

000003 numaralı kimlik kartının sahibini sistem göstermiyor; tahminimce Dr. Fazıl Küçük...

Çünkü 000004’te Süheyla Küçük var.

Denktaş ailesinden çocuklar sıralanıyor sonra... Nejat Konuk, İsmet Kotak geliyor peşinden... Osman Örek’i bulamadım.

Eroğlu “kimlik sırasında” başlara yerleşememiş gördüğünüz gibi!..

İlk sürpriz isim 000015’te çıkıyor karşıma, Söğüda Kahvecioğlu !..

 

***

 

Biliyorsunuz, bizim ülkede işler “sırasına” göre gitmez pek!..

Mesela hastaneye yolunuz düştü ve numara almanız gerekiyor...

Eğer bir “tanıdık” varsa, mutlaka önlere geçersiniz...

Tıpkı, düğün kuyruklarında, bir dostun yanına “kaynak” yapıldığı gibi...

Genelde “sırayla” değil, “hatır, gönül, yandaşlıkla” yürür işler!..

Ve “çıkar”a bakar, sıradan önce gözler...

Böyle gelmiştir, böyle de gider...

 

***

 

Dünyanın ‘genel geçer’ neredeyse tüm kurallarının, kriterlerinin, ölçütlerinin dışında yaşarız...

Bir başka ‘ahlak’ dikeriz, nice ‘ahlaksızlığa’...

Sonra aynaya bakar, “ne de güzel yakışmış” deriz.

Değerler yozlaşması ve çürümesidir bu!..

Herhangi bir sıfatı, makamı, unvanı “hak etmenin” koşulları yoktur coğrafyamızda.

Ya da “kendimize göredir...”

“Ülke şartları” der, kıvırtırız!.. 

 

***

 

000001 yoğun bakımda son günlerde.

Acil şifalar diliyoruz.

Umut ediyoruz ki, yeniden ayağa kalkacak.

Aynı ‘82 KKTC’nin durumu gibi.

Ya “solunum destek ünitesi”nde, ya da çabalıyor kendi kendine “nefes” almaya.

Umutla bekliyoruz...

Gün gelecek “dünyanın havasını” soluyacak.

 


 

İyi,kötü çirkin...

 

 

Hürriyet, nefis bir analiz yapmış.

Daha önce biz YENİDÜZEN Haber Merkezi olarak, birkaç kez dikkat çekmiştik bu “ayıba”...

Yine de insanlar, meseleyi doğru okumak yerine, “Hangi iktidar döneminde ne olmuştu” tartışmasına girdiler, aptalca...

Biri Fransa’dan diğeri Hatay ve kuzey Kıbrıs’tan üç farklı fotoğraf…

İlkinde engellilere saygının örneği sergileniyor. Diğer iki kareden çıkarılacak büyük dersler var: Onlara asıl engel olan bedenleri değil zihinler…

İlk fotoğraf Marsilya’daki G-8 toplantısında çekildi. Engelli Alman Maliye Bakanı, tekerlekli sandalyesi ile en önlerde protokolde yer aldı.

Üzücü kare, Hatay’dan geldi. 10 kişiye tekerlekli sandalye teslim töreninin düzenlendiği binanın merdivenlerinde engelliler için bölüm yoktu. Kucaklarda taşındılar.

Ve kuzey Kıbrıs.

Vekil Şafak Pavey, TBMM Başkanı Çiçek’in heyetiyle KKTC’ye geldi. Ama TC Büyükelçilik’teki program üst kata organize edilince, Şafak Pavey tekerlekli sandalyesi ile görüşmelere katılamadı, çünkü

asansör de yoktu.

 

***

 

Avrupalı olmak, Marsilya’daki gibi bir şey!..

 


Küçük hesaplar

 

Bekliyordum ve hatta yazacaktım.

Bu günlerde, kesin, Başbakan Küçük “eski hükümete” yüklenecek diye!..

Bir günde yüzlerce partizan istihdam, ‘müdürlük sınavında soruların sızdırıldığı’ iddiaları ve toplumda yükselen seslere karşı, böylesi bir ‘gündem’ yaratmak şarttı!..

Eski hükümet öyle yolsuzluk yaptı, böyle yalan yaptı falan!..

Ne der eskiler, “Dinime

söven de Müslüman olsa!..”

 


 

MECLİS başlıyor!.. Şimdi sıra “işe alınmayanların” Meclis avlusunu

aşındırmasında !..

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2309 defa okunmuştur