1. KIBRIS HAVALARI SEMPOZYUMU YAPILDI
Şevket Öznur, Eralp Adanır, Aslı Giray ve Müge Beidoğlu, değişik konulardaki sunumlarıyla Kıbrıs havalarını irdeledi
Kıbrıs Havaları Derneği’nin düzenlediği ve Kıbrıs Türk müziğinde ve kültüründe türkülerin yerinin irdelendiği “1. Kıbrıs Havaları Sempozyumu” dün akşam Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde yapıldı.
YDÜ öğretim üyesi, araştırmacı - yazar Dr. Şevket Öznur, DAÜ öğretim görevlisi, sanatçı Aslı Giray, araştırmacı, yazar, müzisyen Eralp Adanır ve Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA) öğretim görevlisi, Kıbrıs Havaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Beidoğlu’nun sunumlar yaptığı sempozyum, dernek yönetim kurulu üyesi Şerife Korucan’ın oturum başkanlığında düzenlendi.
Kıbrıs Havaları Derneği korosunun dinletisiyle başlayan sempozyumdaki sunumların ardından izleyenlerin soruları yanıtlandı. Etkinlik kokteylle tamamlandı.
“Sevgiyle, Gıbrız havaları dadıyla galınız” sloganıyla faaliyet gösteren Kıbrıs Havaları Derneği’nin Başkanı Selçuk Garanti, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, ilk kez düzenledikleri sempozyumla, Kıbrıs havalarının Akdeniz’de başka motifleri olup olmadığını araştırmak istediklerini söyledi.
Garanti, müzikteki kaynaşmayı, neler alınıp neler verildiğini ortaya çıkarmak istediklerini de kaydederek, sempozyumu gelenekselleştirmeyi amaçladıklarını belirtti.
ÖZNUR: “TÜRKÜLERİN ULUSAL KİMLİĞİ OLUŞTURMADA BÜYÜK KATKISI VAR”
İlk sunumu “Sabahın Seher Vahdı Türküsü ve Varyantları” konusunda yapan YDÜ öğretim üyesi, araştırmacı yazar Dr. Şevket Öznur, türkülerin, toplumların sosyal, siyasal, psikolojik hayatını en kestirmeden, en çarpıcı sözlerle anlattığını ve ulusal kimliği oluşturmada büyük katkısı bulunduğunu söyledi.
Öznur, türkülerin dilden dile, ülke sınırlarını aşarak dolaştığını kaydederek, “Sabahın Seher Vahdı” türküsünün varyantlarına da farklı ülkelerde rastlamanın mümkün olduğunu belirtti.
2. Dünya Savaşı sonrası dünyadaki büyük ve teknolojik değişimin Kıbrıs’ta da görüldüğünü; bu değişimin toplumsal ahlakı, anlayışı ve doğal olarak kültürel yapıyı büyük oranda değişikliğe uğrattığını ifade eden Şevket Öznur, 1955 - 1974 arasındaki çatışmaların ve özellikle 1974 sonrası iki toplumun iki ayrı bölgede toplanmasıyla, ada kültürünün dıştan gelenlerin etkisiyle değiştiğini anlattı.
Öznur, “Geleneksel değerlere sahip çıkma bir kimlik sorunudur ve bu herkesin görevidir” diye konuştu. Geleceğini korumak isteyen halkların, geçmişine sahip çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Toplumumuz modern müziği dinlerken, Sabahın Seher Vahdı türküsünü de göz ardı etmemelidir” dedi.
Mahmut İslamoğlu tarafından derlenen türkünün, Balkanlar’daki varyantıyla birebir örtüştüğünü; Türkiye’deki varyantının ise daha kısa olduğunu, örneğin Kıbrıs’takinde olduğu gibi Hristiyan bir sevgiliden söz edilmediğini belirten Şevket Öznur, ne maksatla olursa olsun göçlerin sadece bedenleri değil, kültürlerin, benliklerin, türkülerin ve manilerin de göç ettirdiğini vurguladı. Öznur, bu nedenle türkülerin seyahate çıktığını
Öznur, sunumunun sonunda “Sabahın Seher Vahdı” adlı türküyü, Mehmetali Sanlıkol’un CD’sinden dinletti.
GİRAY, BELGESEL FİLM İÇİN YAZDIĞI MÜZİĞİ ANLATTI
DAÜ öğretim görevlisi, sanatçı Aslı Giray, “Kıbrıs havaları otantik karakterlerine uygun beste/Kıbrıs havalarının evrensel yansımaları” konusundaki sunumunda, Kaleburnu’ndaki arkeolojik kazı ekibinden Skip Norman’ın, kazıyla ilgili belgesel filme müzik yazmasını istemesiyle başlayan süreci anlattı.
Giray, yazacağı müziğin, Akdeniz ve Kıbrıs müziklerinin karakteristiğini taşıması gerektiğini düşünerek yola çıktığını; daha sonra bu sayede İsrail’de beğeni toplayan üç konser verdiğini kaydetti.
Kuzey Afrika, Batı Asya, Güney Avrupa’yı içine alan geniş bir bölgenin Akdeniz müziğini oluşturduğunu ifade eden Aslı Giray, Kıbrıs’ta da müziğin en çok Türkiye ve Yunanistan müziklerinden etkilendiğini belirtti.
Giray, İsrail’deki bir orkestranın bestesini seslendirdiği konserinde şeflik yaptığını anlatarak, konserin DVD’sinden bir bölüm izletti.
Aslı Giray, “Müziğimizi yaşatmak istiyorsak, özgün eserlerle desteklenmesi, yabancılarca da yorumlanması gerekir” diyerek, Kıbrıs havalarının sayısız yolculuklara çıkmasını diledi.
ADANIR: “MÜZİK SADECE EĞLENCE DEĞİL, TOPLUMSAL VAR OLUŞTA DA ÖNEMLİ”
Araştırmacı, yazar, müzisyen Eralp Adanır, “Kıbrıs havalarının farklı müzikal düzenlemelerle yaşatılması” konulu konuşmasında, kitlelerde ortak bilinç oluşturan müziğin, sadece eğlence değil, toplumsal var oluşta da belirgin özellikler taşıdığını söyledi.
Adanır, melodinin stilini koruyarak, yeniden düzenlenmesinin melodiye yenilik kattığını belirterek, Sıla 4 grubunun düzenlemelerinden örnekler verdi. Grup elemanlarının Kıbrıs’ı dolaşarak topladıkları melodileri, manileri yeni besteler haline getirdiğini anlatan Eralp Adanır, birçok tanınmış Kıbrıs şarkısının bugünlere taşınmasında Sıla 4’ün en önemli görevi yerine getirdiğini vurguladı.
Geçmişten bugüne birçok sanatçının, Sıla 4 kaynaklı bestelere farklı düzenlemeler yaptığını görmenin mümkün olduğuna işaret eden Eralp Adanır, buna; Girne Gelişim, Kuzey, Fırat Derat, Serdar Kavaz, Gazi Set, Tayfun Atabey, Niyazi Nasıfoğlu, Yıltan Taşçı, Cypress Classica’nın düzenlemelerini örnek gösterdi.
Eralp Adanır, Kıbrıslı sanatçıların bestelerinin ve anonim türkülerin Türk pop sanatçılarınca da yorumlandığına dikkat çekerek, bazı yorumlamalara tepki gösterilse de, Kıbrıs müziğinin duyulmasının sağlandığını ifade etti.
Grup Dönüşüm, Muazzez Türüng, Haluk Levent, Selda Bağcan, Muammer Ketencoğlu gibi Türkiyeli sanatçıların ve grupların Kıbrıs şarkılarını yorumladığını kaydeden Adanır, eserlerin aranjesinin, daha geniş kitlelere ulaşmasında önemli rol oynadığını; aranjelerin eserlerin yaşamasında önemli yere sahip olduğunu vurguladı.
BEİDOĞLU, 30 MÜZİK ÖĞRETMENİYLE YAPILAN ANKETİN SONUÇLARINI AÇIKLADI
Sempozyumun son konuşmacısı Atatürk Öğretmen Akademisi öğretim görevlisi, Kıbrıs Havaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Beidoğlu, ilköğretimde Kıbrıs havalarının ne kadar kullanıldığına dair müzik öğretmenlerine yönelik anketin sonuçlarını paylaştı.
Beidoğlu, Kıbrıs Havaları Derneği’nin amaçları ile eğitimde yerelliğin örtüştüğüne işaret ederek, derneğin çıkardığı iki müzik CD’si ve eşlikli iki kitabın ilköğretimde kullanılma durumunu, kullanılıyorsa hangi etkinliklerde kullanıldığını saptamak üzere müzik öğretmenlerine yönelik araştırmaya 30 öğretmenin katıldığını bildirdi.
Kıbrıs Havaları 1 CD’sinden öğretmenlerin yüzde 83’ünün; ikinci CD’den ise yüzde 66’sının; ilk kitaptan yüzde 60’ının, ikincisinden yüzde 53.3’ünün haberdar olduğunu belirten Müge Beidoğlu, öğretmenlerin yüzde 43’ünün diğer kişiler, yüzde 26’sının internet, yüzde 16’sının da basın aracılığıyla bu CD ve kitaplardan haberdar olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.
Müge Beidoğlu, öğretmenlerin yüzde 56.7’sinin ilk CD’yi, yüzde 40’ının ilk kitabı; yüzde 36.7’sinin ikinci CD’yi ve yüzde 30’unun da ikinci kitabı derslerde kullandığını söylediğini; “ne amaçla kullanıyorsunuz?” sorusuna ise yüzde 40’la “dinletirim”; yüzde 33.3’le de “öğretirim” yanıtlarının verildiğini bildirdi.
Kıbrıs havaları müziklerinin daha çok okul müsamerelerinde kullanıldığını kaydeden Beidoğlu, araştırmadan çıkan sonuçları özetlerken, öğretmenlerin önemli oranda Kıbrıs Havaları Derneği’nden haberdar olduğunu; halen çok az olan ilkokullardaki müzik derslerine Kıbrıs havalarının daha geniş dahil edilmesi gerektiğini söyledi.
Müzik öğretmenlerinin hizmetiçi eğitimlerine de Kıbrıs havalarının eklemesini öneren Müge Beidoğlu, Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın, derneğin çıkardığı CD ve kitapları kaynak önermesini ve AÖA’daki eğitimlerde Kıbrıs havaları konusunun geliştirilmesini istedi.