1 Mayıs’a Giderken…
1 Mayıs’a giderken ülkemizdeki kadın emeğinin durumuna göz atma ihtiyacı hissettik
Feminist Atölye (FEMA)
1 Mayıs’a giderken ülkemizdeki kadın emeğinin durumuna göz atma ihtiyacı hissettik. Bilindiği üzere birçok ülkede olduğu gibi Kıbrıs’ta da emeğin cinsiyetlendirilmesi, yani işgücünün cinsiyetlere göre ayrıştırılması söz konusu. Emek piyasasında yaşanan cinsiyet ayrımı mesleklerin kadın işi ve erkek işi olarak ayrılması yanında (Ör. sekreterlik gibi mesleklerin kadın mesleği olarak görülürken, şoförlük gibi meslekler de erkek işi olarak kabul edilmesi gibi) aynı işi yapan kadın ve erkeklerin aldıkları ücretlerin farklı olması ve kadınların hamile kalma olasılıklarından dolayı özel sektörde istihdam edilmemeleri gibi ayrımlar üzerinden yürüyebiliyor. İşsizlik de en az istihdam edilen emek gibi cinsiyet sahibi… Yani işsizler içerisinde de kadınların oldukça fazla olduğunu görebiliyoruz. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015-2016 yılı raporuna göre ülkemizde iş isteğiyle 2011 yılında İş ve İşçi Bulma Şube Amirliği’ne başvuranların %41’i erkek iken, %59’u kadın. Bu oran 2015 yılında %43 erkek %57 kadın şeklinde olmuş. Bir başka deyiş ile işsiz kadınların oranı işsiz erkeklerden fazla. Kadınların ev içinde harcadıkları emeğin maddi karşılığının olmadığının düşünülmesi, kadınların hane içinde harcadıkları emeğin toplumsal cinsiyet kalıplarınca kadın görevi addedilmesi dolayısı ile görünmez kılınması ise kadın emeğinin karşılaştığı bir başka sorun. Tatili, izni, çalışma saatleri belli olmayan, rutin bir şekilde tekrarlanan ve ücret karşılığı olmadığı için değersiz kabul edilen ev emeği, kadınların eğer ücret karşılığı bir işte çalışıyorlarsa çalışma hayatında erkek çalışanlara göre dezavantajlı olmalarına neden olabiliyor. Bunun yanında ev kadınlarının ekonomi-dışı bir alanda yaşıyor kabul edilmelerine de neden olabiliyor ve özellikle emeklilik hakları görünmez kılınabiliyor. İşte 1 Mayıs işçi bayramını kutlarken, bizler görünmeyen emeğin kıymetinin daha adil ve eşitlikçi bir şekilde algılanabileceği, sermayenin emek üzerinde, insanın doğa üzerinde, erkeğin kadın üzerinde, heteroseksüellerin eşcinseller üzerinde tahakküm kurmayacağı bir düzen umudumuzu diri tuttuğumuzu tekrarlama ihtiyacı hissettik. Yaşasın 1 Mayıs!
Doğurganlık Hakları ve Kürtaj Politikaları ile ilgili Atölyemizi Yaptık!
Cinsel Şiddetle Mücadele atölyelerimizin ardından geçtiğimiz yine Dome Otel’de buluştuk. Bileşeni olduğumuz Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu çatısı altında düzenlediğimiz Doğurganlık Hakları ve Kürtaj Politikaları başlıklı atölyemizde hem dünyada hem de ülkemizdeki doğurganlık haklarının neler olduğunu, ülkemizde kürtaj politikaları etrafında dolaşıma sokulan söylemlerin kültürel kökenlerini sağlık, eğitim sektörleri başta olmak üzere beden politikaları açısından önemli olan sektörlerin ekonomi-politiğinin cinsiyet düzeni ile ilişkisi üzerine derinlemesine çalışma yaptık. Bu çalışmalarımız gelecek haftalarda da devam edecek. Atölyelerimize katılmak isteyenlerin 0548 862 77 57, 0533 862 50 69 numaralı telefonlara ulaşmasını rica ederiz.
United Medya (Yenidüzen gazetesi& Kanal SİM) ile DEVİŞ arasında imzalanan Toplu İş Sözleşmesi umut verici!
Dev-İş ve United Medya(Yenidüzen-Kanal Sİm) arasında imzalanan toplu iş sözleşmesi toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ve kadına ve LGBTİ bireylere ayrımcılığı önlemeye dair önemli maddeler içeriyor. Mücadele artarak devam ediyor. Bu ve benzeri uygulamaların yaygınlaştırılması, başta ayrımcılığı önlemek olmak üzere toplumsal normların kırılmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli olacak. Toplu İş Sözleşmesinden önemli maddeler;
"-8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadın çalışanlar idari izinli sayılırlar. İş yoğunluğundan dolayı 8 Mart günü kullanılamayan izin Mart ayının ilk 15 gününde kullanılır.
-Toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesi uyarınca, LGBTİ bireylere herhangi bir ayrımcılık ve baskı yapılmaz. Bu anlamda LGBTİ basın emekçilerinin işe alım sürecinde ve çalıştıkları süre boyunca ve zorunlu işten çıkarma durumlarında, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ötürü ayrımcılığa uğramazlar.
-İşveren, kadın, genç, yaşlı, göçmen, engelli, LGBTİ basın emekçilerinin ayrımcılığa uğramaması için gerekli pozitif ayrımcı tedbirleri alır.
-Toplumsal cinsiyet eşitliği içerisinde kadın, erkek, LGBTİ çalışanlar dönük fiziksel, psikolojik, sözel, cinsel her türlü taciz, şiddet ve mobbing, disiplin suçu olarak değerlendirilir. Bu şikâyetlerde kadın ve LGBTİ çalışanın beyanı esastır, karşı taraf aksini ispat etmekle yükümlüdür. Disiplin yönetmenliği bu madde kapsamında yeniden düzenlenir."