Üç gün sonra Türkiye’de yine seçim var.

Cumhurbaşkanlığı 2. tur seçimi.

Erdoğan kazanamadan ama birinci sırada bitirdi ilk turda…

Oysa ki anketler Kılıçdaroğlu’nun almasının daha olası olduğunu söylüyordu.

Anketler bu kadar yanılabilir mi?

Yanıldılar işte… Herhangi normal bir ülkede yapılabilecek anketler dışında hesaba katmaları gereken başka şeyler de olmalıydı Türkiye’de… Vatandaşlık verilen göçmenler gibi örneğin… Bizde olduğu gibi…

Belki sahte oy pusulaları, belki organize işler…

Ama bütün bunlar Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında 4-4.5 puan gibi bir oy farkına yol açabilir mi… Kaldı ki birinci turdan, Kılıçdaroğlu’nun bitirme şansı da varken…

Etkisi vardır mutlaka ama bu kadar oyu da getirmez gibi düşünüyorum yine de…

Peki ne?

Propaganda sürecinde de sözü edilen sahte videolar, çeşitli manipülasyonlar, İHA-SİHA’larla, denize indirilen savaş gemileriyle yapılan propagandalar, “yollar-köprüler yaptım gelip geçmeye” söylemleriyle oylar artırıldı AKP’nin ve Erdoğan’ın…

Soğan-patates bulup yiyemese de, savaş gemisi, İHA-SİHA’sı Türkiyeli seçmenin gözlerini boyamaya yeti.

Oysa ki eskiden “bir soğan ekmekle karın doyuruyorlar” derdik buraya çalışmaya gelen emekçi insanlarla… Şimdi soğan almak mümkün değilken, evlerdeki dolaplar boşken savaş gemisinin görüntüsü karınları doyurdu sanki!..

6 Şubat Depremi oldu. Neredeyse şehir diye birşey kalmadı, yerle bir oldu herşey… 50 binden fazla insan canını kaybetti. Bununla kalmadı, devlet 2-3 gün sonra deprem bölgesine gidebildi, yardım ekipleri yetersiz kaldı, canlar günlerce enkaz altında kurturulmayı bekledi, bekleyenler isyan etti, Kızılay bedava vermesi gereken çadırları sattı, yiyecek sattı, hâla çadırsız, erzaksız olan yerler var, hijyen şartları tam değil ama deprem bölgesi yine de Erdoğan dedi.

Kılıçdaroğlu “yapılacak deprem evlerini bedava verecem, çünkü Anayasa öyle diyor” demesine rağmen… İnandıramadı, insanlar inanmadı, evleri Erdoğan’ın yapacağına inandı.

Evler, köprüler, yollar, havaalanları yapılırken dönen dolaplar umurlarında değildi çünkü ne olursa, nasıl olursa, kim ne yerse onu ilgilendirmezdi, sonuçta ortaya çıkana bakıyordu seçmen ve öyle oldu. Erdoğan ve İttifakı’nın da istediği seçmen modeli buydu zaten; 21 yıllık iktidarında istediği yere getirmişti seçmeni…

“Soğan-patatese beni harcamayın” demişti Erdoğan, onlar da öyle yaptı. “Soğan mı TOGG mu?” diye sormuşlardı, binemeyecek olsa dahi TOGG’u seçti Türkiye seçmeni.

Üç gün sonraki 2. turda bu kez soğan mı kazanacak yoksa yine TOGG mu? Göreceğiz ama sonuç, direkt olarak bizi de ilgilendiriği için ya biraz olsun umut ya da daha da karanlıklar olacak.

Birazcık da olsa umut, güzel olurdu.

Sami, ‘en güzel’ aday

Ve bizde seçimler…

25 Haziran’da ara seçimler var. Kudret Özersay’ın boşalttığı bir vekillik için ara seçime gidiyor KKTC. Bazı bölgelerde de eksik olan ihtiyar heyeti üyeleri belirlenecek. “Ara seçimi erken genel seçime çevirelim, fazladan para harcamayalım” dedi muhalefet ama hükümet istemedi.

Bir ay sonra erken seçim.

Biz de sandığa gideceğiz yeniden…

Adaylar belli oldu. UBP, DP aday çıkardı. YDP de çıkardı, TDP de açıkladı adayını, Bağımsızlık Yolu da… Bağımsız aday da varken sevgili Sami Özuslu CTP’nin adayı oldu.

Kişiliği, düşünceleri, iş disiplini, vizyonu, insani ilişkileriyle o Meclis’e yakışan en iyi aday Sami… Başkaları alınmasın ama şimdiye kadar içime sinen en iyi, en güzel, en seçkin isim oldu Sami Özuslu.

Sami, düşüncelerinde taraf ama her tarafın sevdiği bir isim çünkü o samimi, çünkü o her evin kabullendiği, sevdiği bir sima… Sami’nin söylediklerinin, savunduklarının tarafı olmasalar da haklı olduğunu kabullenen önemli bir kesim var ülkemizde… Seviliyor, sayılıyor ve dikkate alınıyor.  

Meclis’te sadece “bir konu buldum, yazayım, kürsüye çıkayım, okuyayım, kürsüden ineyim, görevimi yapmış olayım” profilinde bir isim olmayacak Sami… Sorunların üzerine gidecek, çözüm üretecek, proje yapacak, onları yürütecek, ulusal ve uluslararası ilişkileri kurup geliştirecek, Kıbrıs sorununu da sürekli takip edecek bir isim olacağına eminim Sami’nin…

Sami bir vekil olacak. Tam anlamıyla…

Yolun açık olsun Sami.