1. YAZARLAR

  2. Salih Sarpten

  3. 10 Yaşın Önemi
Salih Sarpten

Salih Sarpten

10 Yaşın Önemi

A+A-

Zeka veya zekilik öyle kağıt üstünde ölçülen bir şey değildir. Yani herhangi bir sınav ya da IQ-Testi bir insanın zekasını ölçmeye yetmez… Bu tür testler veya sınavlar ezberleme yeteneğini, algılama becerisi ve dikkati ölçebilir ama zekayı asla… Çünkü zeka yaşamdaki gerçek problemlerle karşılaşıldığında ortaya çıkar.

Yine de kimi değişkenlere göre insanı zeki olan veya olmayan diye sınıfladığımız olmuştur. Nasıl ve ne şekilde bir sınıflamayla yapıldı bilmiyorum ama Prof. Dr. Michio Kaku günümüzde dünyanın en zeki insanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Japonya göçmeni bir çiftin çocukları olarak ABD’de dünyaya gelen Kaku, teorik fizik alanında “Henry Semat Profesörü” unvanına sahip ender bilim insanlarından biridir. Bilimin popülerleşmesi ve insanlara ulaşması adına yoğun çalışmalar yapan Prof. Kaku, bu yönüyle de takdir toplayan bir bilim insanı olarak kaşımıza çıkıyor…

Bu yazının konusu Prof. Kaku değil elbette... Ama onun bir değerlendirmesine vurgu yapmak istiyorum… Prof. Dr. Michio Kaku’ya göre “çocukların geleceği 10 yaşında başlıyor. Bu yaşta anne babanın dışında başka hayatları keşfediyor, merak başlıyor. Ama süreç 16 yaşında duruyor, bilimsel merak bitiyor. Çünkü artık popüler olmak önemli oluyor ve ezbere dayalı eğitimde bilim sıkıcı gelmeye başlıyor. Bu nedenle 10-16 yaş arasında çocuklara ilham vermek, rol model bulmak, bilimsel merakını öldürmemek ve heyecanlandırmak gerekiyor ki bu ilgi tüm yaşamı boyunca sürsün.”

Şimdi bir de bizim eğitim sistemimizi düşünün… Prof Kanu’nun söylediklerinin tam tersini yapmak için fikir birliğine varmış gibiyiz… 10 yaşındaki (ilkokul son sınıfta) çocuklarımızı ezbere dayalı yapının içine hapsediyoruz. Onların bilimsel merakını öldürmek için elimizden geleni yapıyoruz… Kolej sınavları, özel lise sınavları diyerek daha çok test, daha çok sınav, daha çok ezberleme ile onları geleceğe hazırladığımızı düşünüyoruz…

“Çocukları heyecanlandırmak mı?” Bizim eğitim sistemimizde ara ki bulasın… Bırakın heyecanlanmayı özellikle 10 ve 16 yaş grubundaki çocuklarımız için okul bir mutsuzluk ortamı…

Bütün bunlar eğitimde gerecek bir reforma ihtiyaç duyulduğunun kanıtıdır… Okullardaki alt yapı sorunları, eskin öğretmen, eksik materyal sorunlarını tamamen çözsek bile –ki pek mümkün olmayak-… Eğitim sistemimizin çok gerilerde kaldığını kabul etmeliyiz… Artık yeni anlayışlara, yeni yaklaşımlara, yeni yapılara geçilmesi gerekliliği elzem noktaya ulaşmıştır. Eğitim sistemimiz birçok açıdan eleştiri almaktadır ancak en çok eleştiri alan yanı geleneksel anlamdaki statükolaşmış yapısıdır. Eğitimin ivedilikle bir dönüşüm yaşaması gerekliliği ortadadır…

---------------------------------------------------------------------------------


Biliyor muydunuz?

 

Gelişim İçin STEM Eğitimi Şart

Çağdaş eğitim sistemleri arasına girmemiz için STEM eğitimini daha iyi anlamaz gerektiği aşikar… Peki, STEM eğitimi tam olarak ne ifade ediyor? Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi bu konuda ne durumda?

STEM, uluslararası raporlarda örnek gösterilen Finlandiya, Kanada, Güney Kore gibi ülkelerin eğitim sistemlerinde ön plana çıkıyor. STEM, fen (Science), teknoloji (Technology), mühendislik (Engineering) ve matematik (Mathematics) kelimelerinin İngilizce karşılıklarının baş harflerinden oluşuyor. Sorgulayan, inovasyon yapan, topluma katma değer yaratan bireyler yetiştirmek en önemli amaçlarından birkaçı…

STEM’in uzlaşmaya varılan bir tanımı yok. Dünyada farklı şekillerde yorumlanabiliyor. Eğitimde STEM entegrasyonunun nasıl yapılacağıyla ilgili farklı yaklaşımlar bulunuyor. Örneğin disiplinlerarası veya disiplinler ötesi gibi... Hangi yaklaşımın daha etkili olduğu konusunda araştırmalara ihtiyacımız var. Bunların ortak özellikleri, farklı STEM alanlarındaki kavram ve becerilerin birbiriyle entegre edilerek, gerçek hayattaki bir probleme veya olaya uygulanmasıyla bu kavram ve becerilerin öğrenciler tarafından daha anlamlı öğrenilmesine fırsat sağlaması.

STEM eğitimi özellikle ABD Başkanı Barack Obama’nın son yıllarda yaptığı açıklamalardan sonra ön plana çıktı. Obama, “Amerika’nın daha fazla bilim insanına, mühendise ve yazılımcıya ihtiyacı var” demişti… Acaba bizim neye ihtiyacımız var? Bilen var mı?

 

------------------------------------------------------------------

Anlayana Gülmece

Kaç Eder?

Yeni bir hükümetimiz var. Yani yeni Bakanlarımız… Tüm bakanların içtenlikle sorunlara odaklanacağı ve kendi vizyon ve performanslarına göre de her anlamda katkı koyacaklarına inancım tamdır. Bu açıdan hiçbir bakan için başarısız olacak diyemem… Ancak yeni bakanların yanı sıra yeni müsteşarlar, göreve başlayacak yeni bürokrattalar da olacak işte tam bu noktada ekibi iyi kurmak çok önemlidir. Bakanın istediğini değil, bilimsel olanı söyleyen bürokratlar yukarda anlatmaya çalıştığım başarının temelini oluşturur… Aşağıdaki gülmece tam da söylemek istediğimi anlatıyor gibi…

Bir işçi, bir memur ve bir bürokrat aynı işe başvururlar. İş görüşmeci ilk önce memur girer, görüşmeci işçiye sorar:
- İki kere iki kaç eder?    
İşçi cevap verir:
- Dört!
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
İşçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
İşçi çıkar ve memur odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu memura yöneltir. Memur yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 yukarıya oynayabilir, ama ortalama dört eder!
Memur da çıkar, bürokrat odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Bürokrat ayağa kalkar, kapıyı kilitler, panjurları indirir ve görüşmeciye yaklaşarak sorar:
- Kaç etsin istersiniz?

Bu yazı toplam 4131 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar