10 yaşında müzikle tanıştı, gerisi geldi…
10 yıldır Dikmen Belediyesi’nde basın sorumlusu olarak çalışan Umut Canar başta keman olmak üzere birçok enstrümantali çalması ile biliniyor.
22 Ağustos 1986 doğumlu Umut Canar, müziğe olan tutkusunu ileriye taşıdı.
10 yıldır Dikmen Belediyesi’nde basın sorumlusu olarak çalışan Umut Canar başta keman olmak üzere birçok enstrümantali çalması ile biliniyor.
Umut Canar "Küçük yaşlarda müziğe olan merakım nedeniyle, ailemle gittiğim bir çok düğünlerde, müzik çalan grupları izleyerek öğrenme arzusu içerisindeydim. O yıllarda maddi imkanların ve olanakların yetersiz olması nedeniyle lenger, kova ne bulursam önce onları dizer sonra duyduğum şarkıları, çıkardığım ritimlerle çalıp söylerdim. Aslında müzikte dönüm noktası benim için bu yönde başlamış oldu" diye konuşuyor…
13 yaşında org hediyesi ile müzik ilerledi
10 yaşında arkadaşından almış olduğu küçücük bir orgda kulaktan neler duyduysa çalmayı öğrenmiş… Canar, “13 yaşında Babamın bana doğum günü hediyesi olarak almış olduğu org ile kendimi geliştirmeye devam ettim ve hiç durmadım, her zaman bu yolda öğrenmeye devam ettim” diye anlatıyor müzik serüveninin ilk dönemini…
Umut Canar sanata olan tutkusunu şu cümlelerle anlattı:
"Sahne hayatına amatörce ilk olarak 15 yaşında köy kahvehanesinde hafta sonu toplanan köylüyü bir kaç arkadaşı ile eğlendirerek başlamış ve resmen müzik hayatının bu yönde kapıları açılmış olmuş…
Burada restorant sahibi olan köylüm Mustafa Aşık’ın beğenisi ve ısrarı üzerine kendi mekanında çalışmayı kabul ederek ve mekana alınan profesyonel aletlerle tanışararak amatörce müzik çalışmalarımı sürdürdüm. O yıllarda mekanda çaldığım müzikler dışında köylerde yapılan sünnet, nişan ve doğum günlerinde aranmaya başlandım.
Daha sonra mekan sahibinin yine ısrarları üzerine tüm imkanlarını kendisi yaratarak Keman öğrenmem için beni derse yollayarak kendimi geliştirmemi sağladı. İmkanlar el verdiğince bir müddet devam ettiğim dersler sonrasında üniversite ve bazı olumsuzluklar nedeniyle keman derslerini zorunlu bırakarak kendi imkanlarımla ve usta çırak ilişkisi kurarak İzzet Yerlikaya’dan keman çalmayı izleyerek ve öğrenerek kendimi keman konusunda geliştirmeye başladım ve yıllar ilerledikçe müzik piyasasında isim yapmaya ve çevre edinmeye başladım ve şu anda Düğünlerde, Folklör ekiplerinde ve çeşitli etkinliklerde Keman, Ud, Cümbüş, Kaval ve Org çalmaya ve şarkıları seslendirmeye devam ederek sanatımı yapıyorum.
Bununla birlikte müzik öyle bir şey ki hiç bir zaman sonu yoktur. Hergün yeni birşeylerin çıkmasıyla kendinizi sürekli yenilemeniz ve geliştirmeniz gerekmektedir.
Hiç bir zaman ben oldum diyemeyiz çünkü öğrenmek bitmiyor ve hayatınızın sonuna kadar neredeyse devam ediyor.
Şunu belirtmek isterim ki sanatsal veya sportif alanlarda uğraştığınız hobiler hayatınızda her zaman pozitif enerjileri artırmaya, olumsuzlukları ortadan kaldırmaya inanılmaz katkı koyar.
Son olarak sanatla ve sporla uğraşan gençlerimize şunu söylemek isterim:
Gençler sevdiğiniz sanatsal veya sportif faaliyetler ile uğraşın, her daim daha fazlasını öğrenmek ve üretebilmek için çalışın, bütün bunları yaparkende eğitiminizi ihmal etmeyin. Unutmayın ki Ulu Önder Atatürk’ün dediği gibi. ‘Eğitim, kültür ve bilgi aydınlığa açılan penceredir.’ Bu sözü sakın unutmayın."