1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. 100 istihdamdan 36'sı kadın
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

100 istihdamdan 36'sı kadın

A+A-

Kıbrıslı Türk toplumunda kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 38.3'tür.

Kadınların istihdam oranı daha da düşük: % 36.1

Bu oranlar istatistikten sorumlu yerel otorite tarafından saptanmıştır.

Avrupa Birliği (Eurostat) verilerine baktığımız zaman nasıl geride kaldığımızı anlarız.

Kadınların iş gücüne katılım oranı, Avrupa Birliği ülkeleri ortalamasında yüzde 51.6'dır. Bu oran kadın istihdamında yüzde 69.3'e yükseliyor.

İçine hapsedildiğimiz yozlaşmış düzende 100 istihdamdan 36'sı kadın yalnızca...
Nüfusla eş değil…
Bu sonuçlar gerici bir sonuç çıkartıyor ortaya…
Kadına yönelik şiddetin bir sebebi de bu ortam aslında…

İşte o nedenle yüzümüzü Avrupa'ya dönmemiz gerekiyor.

Hâlbuki hepimize dayattıkları yapay ve yalan siyasetle, Avrupa Birliği seviyesine ulaşmamız ve Kıbrıs'ın bir bütün olarak uluslararası topluma katılması engelleniyor.

***

Çok daha çarpıcı bir veri daha paylaşacağım sizinle...

Cinsiyetler arası ücret farkı Avrupa Birliği ortalamasına yüzde 13 olarak yansırken, bu fark Kıbrıs'ın kuzeyinde yüzde 23…

Bir de karar alma süreçleri var…
Tam anlamıyla rezil bir tabloyla yüz yüzeyiz…
Seçilmiş temsilcilerin sadece yüzde 18'i kadınlardan oluşuyor.

Avrupa ortalamasının neredeyse yarısı!

***

Bu veriler "Kadın Ekonomik Ortaklık Platformu"nun sunumunda paylaşıldı.

Söz konusu platform, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası – Kadın Girişimci Konseyi tarafından yürütülen "Women Without Limits" projesi kapsamında, sivil toplum kuruluşlarının, kadınların ekonomik hakları ve fırsatları için daha güçlü bir politika diyalogu ve koordinasyon geliştirmelerini sağlamak amacıyla kurulmuş.

Umarım bu hedefe ulaşırlar.

Avrupa Birliği, projeye 165 bin Euro destek sağlıyor.

Avrupa Birliği projelerinin finanse ettiği projeler, genelde "sonuç" değil "süreç" odaklı oluyor; finansmanın çoğu da süreci yürütenlerce paylaşılıyor.

Bunun dışına çıkıldığı zaman da o fark hissediliyor zaten…

***

Ada yarısında gerçek bir demokrasi ve evrensel ölçütlerden uzaklaştıkça, köklü değişimleri başarmak çok daha zor oluyor.

Statüko kendini besliyor çoğunlukla…
Epeyce güçleşiyor gerçek bir dönüşüm…
Farkındalık da bir yere kadar...

Hatta şu oluyor…

Dünyada ne olup bittiğinin farkına vardıkça, çok daha içiniz acıyor, değiştiremediğiniz yerel gerçeklik karşısında…

***

Peki, böylesi çalışmalar yapılmasın mı?

Elbette yapılmalı!

Ama sonuç alıcı olmalı; çok daha radikal, gerçekçi ve çözüm odaklı...

***

Kadın Ekonomik Ortaklık Platformu, umarım, hedeflediği gibi kadınların ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirecek stratejiler geliştirirken, karşılaştıkları sosyo-ekonomik

engelleri aşmaları için de destek olur.

100-istihdamdan-36.jpeg


Biraz da empati

"Biz söyleyeceğiz, karşı taraf kabul edecek" gibi bir tavrı var Tatar'ın...

Tek yanlı!

Diğer tarafın söz hakkı yok adeta...
Yeni geçişlerin açılmasında da bu tavrı görüyoruz.
Diyalog yerine dayatma, diplomasi yerine suçlama öne çıkıyor.

***

"Biz ayrı devlet diyeceğiz, onlar kabul edecek."

İyi de bu "devlet"in yüzde 80 toprağı senin değil!

Bu sorunu çözümsüz bıraktığın her gün ne ayrı devlet tanınacak, ne de bu topraklar üzerine yatırım yapanlar rahat yüzü görecek.

Şimdi masaya "8 maddelik öneri paketi" getirildi ya, buna karşı bir söylem başlattı, demokrasi dışı bir müdahale ile oturduğu koltuğu dolduramayan isim…

Önerilerin nesini beğenmediniz?

Ortak bir "Gençlik Komitesi" kurulsa ne olur acaba?

Ya da "Sivil Toplum Danışma Kurulu"nun ne zararı var?

"Hakikat Komisyonu" istemiyor, anlarım...

Çünkü hakikatten korkuyor.

Bir mağduriyet masalı uydurulmuş yıllardır, kin ve hınç tarihi yazılmış, bunun değişmesinden ürküyor.

Bunu anlarım da gençlerin yan yana geleceği bir komiteden niye korkuyor, anlamam...

***
Haspolat ve Luricina'ya yeni geçiş noktaları önerisinin yerinde, olumlu, yararlı olduğunu söyledik.

Ama bir görüşmede iki taraf varsa, masada iki toplum temsil ediliyorsa...

O zaman biraz da "empati" devreye girecek.

Tek bir tarafın dediği olmayacak…
Ya da maskeleri inecek hem Tatar'ın hem Nikos'un…

"Çözümsüzlük çözümdür" tavırlarını takınacaklar…

Görüşmeyecekler de…

Bu halk da kararını verecek!

biraz-da-empati.jpg

Bu yazı toplam 1549 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar