% 100 Kıbrıslı Fıkralar
% 100 Kıbrıslı Fıkralar
Tayfun Çağra
Fıkra dediğimize bakmayın… Aşağıya aldığım fıkra tadında anıların hepsi gerçek… Özellikle Baf köylerinde yaşanmış bazı komik olaylar günümüzde hâlâ dilden dile dolaşıyor. Kıbrıs’ın Baf tarafları geçmiş yıllarda emek yoğun işleriyle her gün, gece gündüz çalışırken okuyacağınız bazı komik haller de yoğunlukla yaşanmış bir zamanlar… Küçük bir toprakta, bir Ada’da yaşamamıza rağmen Kıbrıs’ın her bölgesi kendine özgü yaşam tarzlarıyla diğer bölgelerden ayrılır. Benzerlikler olduğu gibi farklılıklar da vardır.
Yemeklerine yansır bu farklılıklar, şivelerine yansır, düğünlere, mevlitlere yansır… Yaşamlar farklı farklıdır çoğu yerde… Ama Baf dendiğinde o farklılık hem yüreklerinde, hem yüzlerinde kendini belli eder.
İşte buraya aldığımız fıkralar da hoşgörü içinde yine Baflılar tarafından anlatıldılar ve bu sayfaya girmeye de hak kazandılar! Pazar günü ve seçim günü olan bugün için keyif verici gerçek hikâyeler bunlar…
***
No verigo
1974 Harekatı’ndan sonra Baf’ın Ayyanni köyüne kamp kuran Barış Gücü askerleri köylülerle iyi ilişkiler kurar. Bir gün köylülerden biri, birkaç askeri bağına götürür. Onlara üzüm kesip verir. İngiliz askeri üzümü yer ve çok bağenir; ”Veri gut, veri gut” der. Köylü: “No, no verigo değil, sultanidir” der.
***
"Tanıdım seni”
2. Dünya Savaşı’na katılan Stavrogonnolu, yıllar sonra kahvede savaş anılarını anlatırken atar, tutar. “Ben savaşta uçaksavar gullanırdım. Başımızdan uçaklar vızır vızır geçerdi. Çevirdim uçaksavarı da başladım darayım… Bir tanesini ganadından vurdum. Öyle alçaldı alçaldı da yanımdan geçerkan pilot “Dur be isdavrogonnulu İseyincik da tanadım seni dedi ba.”
***
Mavro bidera
Köyün mallı mülklü ağası oğullarını üniversitede okutur, evlatları geldiğinde kasaptan çıkmaz, her gün et alırdı. Bir gün yine kasaba gider. Onu gören köylüler “Gözün aydın, oğluların geldi galiba” der.
Ağa: ”Ma ne olan, haçan ki oğlularım bunda değil, ben mavro bidera yerim?*” diye kendini savunmaya çalışır.
*Mavro: kara
*bidera: kepek
***
Micerasi
Zamanında okula gönderilmeyen, günlerini ‘Micerasi’ denilen mezrada geçiren köylü bir gün şehirde bir toplulukta bulunur. Konuşmalara katılır, bilgisine herkes hayran kalır.
Topluluktan birisi dayanamaz ve sorar; “Acaba siz hangi okulu bitirdiniz?” Köylü gururlu bir şekilde; “Micerasi’yi” der.
***
“Eşek galdırmadı”
Rumlarla Türklerin birlikte yaşadığı yıllarda harman zamanı adı Eftihu olan Rum bir kadın, elinde buhurdanlık harmanların bereketli olması için harmanları gezer ve buhurlarmış. Buna karşılık harman sahipleri gönlünden ne koparsa (arpa, buğday, saman…) bu kadına verirmiş. Bir gün Eftihu kendine verilecek şeyleri çoğaltmak maksadı ile harmancıya: “Getireceydim sana bişeyler ama eşeğim galdırmazdı” der. Harmancı da “Ehh, galdırmadı getirsin ama galdırmaycak götürsün” deyince,
Efdihu “Yoook, aha yedirdim geni şimdi da galdırır artık”.
*Bu anılar UNUTULMASIN. Sizin de yaşanmış fıkra tadında anılarınız, duyduklarınız, bildikleriniz varsa bize yazın, bu sayfalardan paylaşalım.
e-mail adresimiz; [email protected]