100 yıllık Özerlat Kahve
“Benim kahvemi beğenmiyorsanız gidin ve başka bir yerli kahve için, her şekilde yerli üretimi destekleyin. Ne Rum kahvesi ne de Türkiye kahvesi içmeyin, biz yerli üreticileri destekleyin”
Fehime ALASYA
Dört nesildir kahve sektöründe hizmet veren Özerlat Kahve, bünyesine kattığı yeni çeşitleri, farklı vizyonu ile 100 yılı geride bırakmanın gururunu taşıyor…
Kaliteli üretim ile yıllardır çizgisinden hiç şaşmadığını anlatan Özerlat Kahve Yöneticisi Derviş Özerlat, müşteri memnuniyeti, saygı ve güler yüzün önemine değiniyor.
İnsanların pek çok anına tanıklık eden Özerlat, insanların olduğu her ortamda anılara tanıklık ediyor;
“Kız istemelerde, sevinçlerde, üzüntülerde, uykumuzda, uykusuzluğumuzda, bir tatlı sohbetimizde, hüzün gözyaşlarımızda, toplantımızda, her alanımızda Türk kahvesi…”
“56 yıldır hiç durmadan çalışıyorum” diyen Derviş Özerlat, babasından devraldığı aile şirketinde kızları İlke ve İley ile birlikte yola devam etmenin mutluluğunu yaşıyor.
Filtre ve espresso kahveleriyle bünyesine yenilik katan Özerlat, titiz çalışmalarıyla her geçen gün yenilenmeye devam ediyor…
“DAHA KALİTELİSİ VE EN İYİSİ İÇİN ÇALIŞTIK”
Atalarından devraldığı Özerlat Kahve’yi günümüze dek taşıyan Derviş Özerlat, kaliteden ödün vermeden, güler yüz ve titizlik ile bugünlere geldiklerini anlattı. Bazı yaşanmışlıklardan örnekler veren Özerlat “Sadece tek bir şeye güvendik... Özerlat kuru kahvesi sadece kaliteye önem verdi. Bu her zaman bizim için öncelik oldu. Kendi öz sermayemizle bu günlere geldik, en büyük destekçimiz sadece müşterilerimiz oldu. Her zaman onların isteklerine kulak verdik, hiçbir zaman ana amacımız para kazanmak olmadı.
Kimi zaman çok büyük zararlara katlansak da daha kalitelisi ve iyisi için çalıştık. Örneğin Mağusa gümrüğünde benim adım çıkmış, en pahalı çekirdeği ithal ediyormuşum, bana neden yapıyorsun diyorlar... En kalitelisin elde etmek için bunu yapıyorum... Belki biraz daha az kâr yapıyorum ama iyi ve güzeli verdiğime inanıyorum.
Babam ayakları sakat olduğu halde saygısını, değerini ve ilgisini eksik etmez her gelen müşterisinin ayağına kalkardı, ‘müşterinin büyüğü küçüğü olmaz, saygı önemlidir’ derdi. Çocukların dahi ayağına kalkardı...
Müşterimiz Değirmenlik’ten telefon eder ve kahvemizin tadını ilk kez değişik bulduğunu söyler... Hemen ona bir paket kahve yolladık, evine adresine teslim ettik, ardından kahvemizi hangi marketten aldığını sorup öğrendik, saklama koşullarını inceledik ve uyardık... Müşteri memnuniyeti bizim için çok önemli...” dedi.
“SİYASETTEKİ YANIŞLAR ÜRETİMİ YOK OLMA NOKTASINA GETİRDİ”
Derviş Özerlat siyasette yapılan yanlışları da yorumluyor; “Yerli malını, ihracatı, yerli ürünü desteklemek adına ülkemize ithal edilen hiçbir mala kota koyamıyoruz, bu bizim yöneticilerimizin beceriksizliğidir. Ortanca kızım İngiltere’de bir şirket kurdu, kahve ve lokum üzerine orada da üretim yapıyoruz. Türkiye piyasasıyla iş yapıp kâr edenleri anlayamıyorum. Yurt dışında ticaret çok farklı boyutlarda… Yerli malını desteklemek amaçlı çok farklı uygulamaları var...
Bizim ülkemizde siyasette yapılan yanlış uygulamalardan dolayı üretim git gide yok olma noktasına geldi. Makarna fabrikamız buna bir örnek...”
“56 SENEDİR CUMARTESİ PAZAR DA DAHİL İŞLİYORUM”
Kızları İlke ve İley’i de yanına alarak bu uğurda verdiği mücadeleye devam eden Derviş Özerlat, “iyi ki çocuklar bu işe girdi” diyor…
Özerlat şöyle devam ediyor; “Kızlarıma öğüt, bir işi yaparken iyisini, doğrusunu ve güzelini yapmalılar, ardından zaten para gelir... Açık sözlü ve dürüst olmalarını tavsiye ettim. Manevi değerler bizim için çok önemli, bu yolda canla başla çalışıyorum, 56 senedir cumartesi pazar da dâhil işliyorum. Eşimle ve ailemle tatile çıktığım günler sayılıdır, iyi ki çocuklar bu işe girdi. Benden sonra bu iş kapanmayacak, durmayacak, bunun yanında bir ivme kazandı, modern bir görüş ve vizyonla modern bir ivmeye girdik. Bu benim için paha biçilemez...
“BENİM KAHVEMİ BEĞENMİYORSANIZ GİDİN VE BAŞKA BİR YERLİ KAHVE İÇİN”
Yerli halkın Özerlat’a sahip çıktığını anlatan Derviş Bey, “benim kahvemi beğenmiyorsanız gidin ve başka bir yerli kahve için, her şekilde yerli üretimi destekleyin. Ne Rum kahvesi ne de Türkiye kahvesi içmeyin, biz yerli üreticileri destekleyin” diyerek anlamlı bir mesaj veriyor.
Halkın yanında devletin de çeşitli uygulamalarla yerli ürünleri ve üreticileri desteklemesi gerektiğine değinen Özerlat, “Bana göre ithal kahveye yüzde 50 vergi olmalı, bakalım herkes içecek mi...” diyor.
İlke Özerlat: “Kahveye tutkuluyuz”
Derviş Özerlat’ın kızı İlke Özerlat, aile şirketinde çalışmaya başlama serüvenini anlatıyor. Avukat olarak bir buçuk yıl kendi mesleğini icra eden fakat çocukluğundan beridir içinde olduğu kahve üretiminden kopamayan İlke Özerlat, “Avukatlık yaptığım sürede her fırsatta aile şirketime gidip o kahve kokusunu içime çektim, bu bizde bir tutku olmuştu. Anladım ki kendi mesleğimi severek ve isteyerek tutkuyla yapmalıydım ve avukatlığı tamamen bırakıp kahve sektörüne yöneldim. Neden ailemin bu yerine sahip çıkmayım diye düşündüm ve sektöre girdim, babamla çalışmaya başladım.” diyor.
“BENİ ÇOK DESTEKLEDİ”
Dört yıldır babası ile aile şirketinde çalışmaya başladığını anlatan İlke Özerlat, bu süreçte yaşananlara değindi. Kendisi ve kız kardeşi İley Özerlat’ın bu sektörde çalışmaya başlamasıyla şirketin farklı bir ivme kazandığını, enerjisinin arttığını anlatan İlke Özerlat, şunlara değindi:
“Bu dört yıllık süreçte bazı fikir çatışmalarımız oldu tabii. Ben çok baskın bir şekilde sektöre girince babam kendini önceleri koruma altına aldı, değişime geçiş sürecinde zorluklar yaşasak da saygı, tecrübe ve babamın anlayışı, ileri görüşü sayesinde bunu çok kolay aştık. Babam çok geniş vizyona sahip, ileri görüşlü bir kişilik... Beni çok destekledi, bana yol yordam gösterdi, ben de onun tecrübelerinden yararlandım.”
“İNGİLTERE'YE KAHVE İHRACATI YAPIYORUZ”
“Bu yıllar içerisinde Özerlat’a teknolojiyi enjekte ettim. Sanırım bu şirkete yaptığım en önemli katkım oldu. Şirketimize ileri teknolojiyi entegre edebilmem bizi çok ileriye taşıdı. Şu andaki genç nesle hitap eden daha değişik kahve çeşitleri ile ürün yelpazemizi genişletmiş olduk.
İngiltere’de yaşayan ablam İley Özerlat orada bir şirket kurdu, onun ve eşinin çalışmaları sayesinde İngiltere'ye kahve ihracatı yapıyoruz. Oradaki piyasa için birçok Türk kahvesi üretimi ve lokum satışı yapıyoruz. Orada yerliler kadar yabancıların da Türk kahvesine ilgisi olduğunu gördük, bu bizi mutlu ediyor.
“GÜNLÜK YAŞAMIMIZDA KAHVEYE TUTKULUYUZ”
Filtre ve espresso kahvelerde birçok yeniliğimiz oldu. Yurt dışında bu yönde eğitim aldım.
Şirket görsellerimizde değişikliğe gittik, şirket logo, görünürlüğü, reklam gibi birçok yenilik yanında 100. yıl kutlamalarımızla da ailece büyük bir onur yaşadık.
Türk kahvesi Osmanlı zamanından Kıbrıs’a geldi, günlük yaşamımızda kahveye tutkuluyuz. Bu geleneğin günümüze dek gelmesinin en büyük sebebi bence bu tutkudur.
Kahve kültüründeki sohbetler, ziyaretler, birlik, sosyallik açısından bir araçtır. Erkekler için de bu bir araçtır. Kültürümüzde asimile edilen diğer şeylere nazaran Türk kahvesi hala yerini koruyor.
“İNSANLARIN PEK ÇOK ANINA TANIKLIK YAPIYORUZ”
Genç neslin çoğunluğu Türk kahvesini değil de yenilikçi diğer kahve çeşitlerini tercih etse de biz kültürümüzün vazgeçilmez bir parçası olarak korumayı başardık. Her ortamda da mutlaka kahve vardır. Kız istemelerde, sevinçlerde, üzüntülerde, uykumuzda, uykusuzluğumuzda, bir tatlı sohbetimizde, hüzün gözyaşlarımızda, toplantımızda, her alanımızda Türk kahvesi. İnsanların pek çok anına tanıklık yapıyoruz. Bu yüzden kahvemiz hiçbir zaman yerini kaybetmeyecektir.
“DAHA NİCE YÜZ YILLARA…”
Geçmişteki titizliğimiz ve özverimiz ile çalışmaya, yeniliklere ayak uydurmaya devam edeceğiz. Genel olarak bu güne kadar yürüttüğümüz kaliteli çizgiden ödün vermeden, her türlü yeniliği Kıbrıs’a getireceğiz. Önemli olan bir şeyi üretmek değil, en iyi şekilde yüksek kalitede üretmektir, biz bunu yapmaya devam edeceğiz... Büyük dedemizin işe başlamasının üzerinden tam 100 yıl geçti, daha nice yüz yıllara bunu taşımak için çalışacağız...