1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “100'lerce ton ‘kaçak zeytinyağı’ adaya giriyor”
“100'lerce ton ‘kaçak zeytinyağı’ adaya giriyor”

“100'lerce ton ‘kaçak zeytinyağı’ adaya giriyor”

Zeytin ile üzüm üreticilerinden oluşturulan ve diğer yerli üretime de kucak açan Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi, ülkede büyük oranda ‘kaçak zeytinyağı’ olduğunu, bu yüzden çözümü ‘ithal zeytinyağı’nda bulduklarını kaydetti

A+A-

 

Fehime ALASYA

Lefke’den Karpaz’a birçok üretici ile Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın oluşturduğu Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP), ülkedeki ‘kaçak’ zeytin yağı tüketiminin önüne geçmek için ithal yağın önünü açtıklarını belirterek, her aşamanın denetim ve kontrol altında olduğunu vurguladı.

Ülkeye yasal olmayan yollarla giren ve farklı yağlarla birleştirilen yağların, büyük işletmeler tarafından ‘zeytin yağı’ adı altında kullanıldığını ve bunun sağlığı tehdit ettiğini kaydetti:  “100'lerce ton kaçak zeytinyağı adaya giriyor, bu kaçak et oranının çok daha fazla üzerinde ve insan sağlığına gerçekten aykırı”

AB teknik ve finansman destekli EZ-KOOP Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga, kooperatifin işleyişine ilişkin YENİDÜZEN’in sorularını yanıtladı.

Ülkede büyük bir zeytinyağı açığı olduğunu savunan Tulga, kontrollü ve denetim yağ ithali yolunu seçtiklerini kaydetti. Tulga, bu yılki rekolteye bakıldığında ise ihracat yapmayı ön gördüklerini de sözlerine ekledi.

Kayıt dışı olarak ülkeye kaçak giren çok fazla zeytinyağı olduğunu ileri süren Tulga, yüzlerce ton kaçak zeytinyağının ülkeye getirildiği ve bunun adadaki kaçak et oranının çok daha fazla üzerinde olduğunu iddia etti.

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası olarak toplumu örgütlemek, desteklemek ve üretimi yaymak için böylesi bir yapılanmanın içinde olduklarını belirten Tulga, üreticilerin kurumlaşması ve bu çerçevede korunması misyonuyla hareket ettiklerini kaydetti.   

28 üyeyle başladıkları örgütlenmeyde şu an 100 üreticiye ulaştıklarını anlatan Tulga, bu üreticilerin ürünlerinin pazarlanmasının da kendilerine ait olduğunu, bu çerçevede beş yıllık üretim ve tüketim programlarının olduğunu anlattı.  

Bu örgütlenme sayesinde özellikle üzüm ve zeytin üreticilerinin bulunduğu bölgelerde üretimin çoğaldığını belirten Tulga, toplumun tüm kesiminden birçok kişinin üretime yöneldiğini anlatarak, “İnsanlara güven geldi, gençler, kadınlar, fide ekip bakım yapmaya, ağaçlarına sahip çıkmaya başladı dedi.

AB’den finansman desteği de alınıyor…

2012 yılından bu yana Avrupa Birliği teknik destekleri ile zeytinyağı üreticilerini ve üzüm üreticilerini bir araya getirerek Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP) altında toplayan Hürrem Tulga, geçtiğimiz hafta onaylanan projeleri ile finansman olarak da AB’den destek göreceklerini de kaydetti.

wzk.jpg

Bölgede her ay düzenli olarak gerçekleştirilen eğitim seminerlerinden biri…

gg-077.jpg

 Üretim sırasında yapılan gıda analizi

 

Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP) Başkanı Hürrem Tulga: Kayıt dışı olarak ülkeye kaçak giren çok fazla zeytinyağı oldu. 100'lerce ton kaçak zeytinyağı adaya giriyor, bu kaçak et oranının çok daha fazla üzerinde”

Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP)  Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga:

“Çok fazla kaçak zeytinyağı var”

EZ-KOOP’un işleyişi ve projeleriyle ilgili YENİDÜZEN’e bilgi veren Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP)  Yönetim Kurulu Başkanı Hürrem Tulga, son günlerde gündemde olan ‘zeytinyağı ithalini’ değerlendirdi.

Konuyla ilgili ülkede çok fazla kaçak zeytinyağı olduğunu dile getiren Tulga, önemli olarak ‘kontrollü ve denetimli’ ithalatı uygun gördüklerini kaydetti.  

Tulga, açıklamasında özetle şu ifadelere yer veri:

“Biz doğrudan zeytin üreticisi ve üreticilerle örgütlenmiş bir kooperatifiz. 2012 yılında zeytin üreticileriyle çalışma fikri başladı. Bu yılda tüm ülkeyi gezerek, üreticilere nasıl fayda sağlarız fikriyle sahaya çıktık. Tüm altyapı çalışmaları ve gözlemler, ürün haritası çıkarıldı. 2016 yılına dek bu çalışmalar sahada sürdü. İnsanlar ülkedeki istikrarsızlıktan dolayı güven duymuyordu. Köyleri kahve kahve gezdik ve bu şekilde üreticilerle birlikte kooperatif fikri oluştu, bunu benimsettik.

Kooperatife inanç vardı ama bugüne dek olan farklı kooperatiflerin başarısızlığından dolayı motivasyon çok düşüktü. Diğerlerine benzemeyeceğinin cevabı da 'başka bir yolunuz yok' demekti. Şu anda bu örgütlenmeyi ve kooperatifleşmeyi sağladık ama bu uzun sürdü. 2012’de başlayan çalışmalar 2016 yılında iki bölgede yeşerdi.

Büyükkonuk ve Galatya'da bu gerçekleşti. Büyükkonuk’ta zeytin, Galatya'da üzüm. Hedeflerimizde harup, ceviz, çilek, hellim ve el işleri üretimleri de vardı ama bu iki bölgede örgütlenme sağlandığı için pilot olarak bu iki alanda üretici katılımıyla iki yerde üretim kooperatifleri olarak başladı. 2017'de Büyükkonuk Zeytin Üreticileri Tarım Kooperatifi ve Mehmetçik KAS-Koop kuruldu. Bu çok eski fakat çalışmayan bir kooperatifti, yeniden aktif hale getirildi. Bunların katılımı ve esnaf ve zanaatkarların da desteğiyle 'Pazarlama Kooperatifi' olan Esnaf, Zanaatkârlar ve Üreticiler Pazarlama Kooperatifi (EZ-KOOP) oluşturuldu. Bu bir şemsiye kooperatifi oldu. Üzüm, zeytin, el işleri temsilcisi yanında bölge temsilcileri, de var. Teknik ve finansal olarak yardım için, denetleyen, yardım eden bir kooperatif oldu. Esnam ve zanaatkârlar odası da bu çalışmaların içinde yer aldı. Yol gösterici, güç verici, kurumsal yapıya kavuşması için biz de bu misyonla harekete geçtik.

Toplum nasıl katkı yapabiliriz amacıyla hareket ettik…

“Esnaf ve zanaatkârlar odası olarak da toplumu örgütlemek için, desteklemek ve bunu yaymak için projelerde yer aldı. Bu kadar çok sorumluluk üstelenirken, insanlar katılmadan, çalışmadan, üretmeden bu ülkede tutunmak mümkün değil. Çalışarak üreterek tutunacağımızı anlatıyoruz. Üreticilerin kurumlaşması ve bu çerçevede korunması misyonuyla hareket ediyoruz. Katılım ve üretim anlamında en yaygın şekilde yapmadan ülke tükenir. Son zamanlarda da kendimizi tüketmenin dışında bir şey yapmıyoruz. Ülkedeki katma değeri arttırma anlamında insan eğitimi, üretimin yaygınlaşması şart.

Çevreye saygılı, doğayla barışık, sürdürülebilir bir yapı oluşturmaktı amacımız. Bu çalışmalar hem bölgesel hem de ülkesel katkı için çok etkilidir. Siyasilerimiz hep büyümeden bahsederken, tabana yayılıp yayılmadığını hiç konuşulmuyor. Bunun da bedelini ödüyoruz.”

“Ülkeye özgü ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasıyla ilgili yeni bir sözleşme imzaladık”

“Çilek, harup, ceviz gibi ülkeye özgü, tüm niş ürünlerin işlenmesi ve pazarlanmasıyla ilgili yeni bir sözleşme imzaladık. Bu ülkede üretilen ve sürdürülebilir olan tüm ürünlerin markalaşması pazarlanmasının belli bir standarda getirilmesi için Perşembe günü yeni bir hibe anlaşmasına imza attık. Bu kooperatifin de amacı buydu zaten.

AB destek projesiyle, bir hibe projemiz imzalandı. Tüm ülkeye has ürünlerin markalaşması ve pazarlamasıyla ilgili üretim ve hasat sürecinde teknik kapasite ile onlara katkı sağlıyor, kapasitelerinin arttırılmasını sağlıyoruz.”

“28 kişiyle başladık, şu an üye sayımız 100”

“Karpaz’dan İskele’ye, birçok köyde üretici üyelerimiz var. 28 kişiyle başladık, şu an üye sayımız 100 kişidir. Bu ürünleri satın alıyoruz, pazarlaması da bize aittir. Öncelikli görevimiz ve zorunluluğumuz bu üyelerin ürünlerini satın almaktır, bunun yanında diğer üreticilerin de ürünlerini almaya çalışıyoruz. Beş yıllık bilimsel ve uzman çalışmalarımız, iş planlarımız var. Üretim de tüketim de beş yıllık ön görülüyor. Atılan her adım planlı programlıdır. Günün koşullarına göre değişse de harita gibi önümüzde duruyor. Geçen yıl her üreticiden ürün aldık, bu yıl üretim fazladır, rekolte yüksek, tümünü alır mıyız bilemiyoruz.

“İnsanlara güven geldi, ağaçlarına sahip çıkmaya başladılar”

“Bu çabalara bağlı olarak üretici sayısı, zeytin üreticisi sayısı, zeytin ağacı eken kişi sayısı artıyor, insanımız toprağına sahip çıkmaya başlıyor. Ülkemizdeki yeşil  alanlar, ağaçlar çoğalmaya başladı.

Teknik konularda da yine geçen yıl imzalanan protokolümüzle üyelerimize destek veriyoruz.

Aktif olan 150 tane de üzüm üreticisi üyemiz var. Üretim çoğalıyor, insanlara güven geldi, gençler, kadınlar, fide ekip bakım yapmaya, ağaçlarına sahip çıkmaya başladılar, çevre yeşermeye başladı. Gıda güvenliğine sağladığımız katkı yanında çevre sektörüne de çok olumlu desteklerimiz de var.”

Üretici sayısı, ağaç eken kişi sayısı artıyor, insanımız toprağına sahip çıkmaya başlıyor. İnsanlara güven geldi, gençler, kadınlar, fide ekip bakım yapmaya, ağaçlarına sahip çıkmaya başladılar”

Fide yetiştiriciliği fidanlığı yaratılıyor…

“Devletten 35 dönüm bir yer kiraladık ve fide yetiştiriciliği fidanlığı yaratıyoruz, bu da üreticilerin daha kaliteli ve yerel, bilimsel fidanlar alıp yetiştirmesini sağlayacak.

Karpaz ve İskele bölgesinde bilinç ve hassasiyet çok fazla arttı. Üreticilerin bilinci arttı, onlara her ay 1 kez eğitim veriliyor.”

“Budama ve aşılamayla ilgili bölümler açılacak”

“Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’ndaki yetişkin okulunda budama ve aşılamayla ilgili bölümler açmaya çalışıyoruz. Bölgeyi ağaçlandırdık, seneye uygulamalı olarak budama ve aşılama işlemelerini yapacağız. Fide üretimi için çeşitli girişimlerimiz var. Birçok projemiz var, bunları adım adım hayata geçiriyoruz.

Biz başarılı oldukça diğer sektörler de bize gelecek. Diğer üreticilerin tümüyle de irtibat halindeyiz. Turşu, macun, ceviz, el işleri, harup, çilek, pekmez gibi ürünlerin imzalanan proje ile çalışmalar hızlanıyor.”

“Biz kontrollü ithalatı savunduk”

“Tüm otel denetimlerini, istihbaratlarımızı kullanarak tüm girişimleri ilgili yerlerle paylaşıyoruz. Bunların denetimi, kaçak yağ denetimi için de elimizden geleni yapacağız. Ülkede büyük bir yağ açığı var zaten, kontrollü ve denetim yolunu seçtik. Zeytin yağı ithali yaptık ve bu ilk etapta büyük tepkilere neden oldu ama sonradan anlaşıldı, yüzde 99 üretici onayı ile getirttik. Biz kontrollü ithalatı savunduk. Ülkede çok büyük bir yağ açığı vardı, ülkeye ya kontrollü getirecekti ya da kaçak gelecek, karışımlarla ne olduğu belirsiz yağa dönüşüp büyük işletmelerde sofralara ulaşacaktı. Biz kontrollü denetimli olarak ülkeye girmesini tercih ettik. TÜK’ün yaptığı görevi kooperatif yaptı.

Pazarlama kooperatifi yardımıyla bu yılki verimli rekolte de pazarlayabilecek.

Bu yıl rekolte yüksek olacak ama bu yıl zeytinyağı yanında çakıstes ve zeytin pazarlamasını da yapacağız, ürünlerimiz çeşitlendirilecek.”

“Bu yıl ihracatı başarabiliriz…”

“İhracat bu yılki rekolte ile yapabileceğimizi ön görüyoruz. Geçen yıl üretilen ürünlerimiz kokusu ve aromasıyla dünya standartları üzerindeydi.  Özellikle Güney, orta doğu ve İngiltere'ye ürün ihraç edebileceğiz. Standartların üzerinde kalitede üretim yapıyoruz, ihracat zor değil. Bu yıl başaracağımızı ön görüyoruz.”

“Üreticinin dayanışma ve birlikteliği şart, biz bu koşullarda onların yanındayız. Sahada, fidan dikiminden, bakımına, ilaçlamasına, denetimine, hasadına, değirmendeki sağlık ve kalite kontrollüne, ambalajlanmasına, pazarlanıp market reyonlarında yer almasına yardım ediyoruz. Tarladan sofraya biz üreticinin yanındayız.”

“Tarladan sofraya biz üreticinin yanındayız”

“Üreticinin dayanışma ve birlikteliği şart, biz bu koşullarda onların yanındayız. Sahada, fidan dikiminden, bakımına, ilaçlamasına, denetimine, hasadına, değirmendeki sağlık ve kalite kontrollüne, ambalajlanmasına, pazarlanıp market reyonlarında yer almasına yardım ediyoruz. Tarladan sofraya biz üreticinin yanındayız. Üretici göbek bağını kendi kesiyor, Beliz de yanlış yapmasınlar diye yanlarındayız. Standart içi olan her değirmen ile çalışıyoruz. Sahadayız, o yüzden üretici bize güvendi. Tarladaki ekimden hasadın son noktasına kadar onların yanındayız, denetliyoruz, yönlendiriyoruz, sürekli yanlarındayız ve bize çok güveniyorlar. Gördük ki zaman içinde üreticilerimiz bizden daha hassas oldu. Bu bağlamda anladık ki ‘biz başarabiliriz’…”

“Üzümde rekolte olmadı”

“Üzümde bu yıl rekolte çok düşük oldu. Geçen yıldan zivaniya hedefimiz vardı ama rekolteden ötürü bu yıl hedefimize ulaşamadık. Bu da zeytin modeliyle aynıdır. Zivaniya, sucuk, köftem, salamura ve sirke de gelecek yılki hedefimizde, inşallah bu bilinçle bakım, ilgi artacak ve rekolte yükselecek.”

“Kaçak zeytinyağı kaçak etten çok daha fazla”

“İhtiyacı karşılayacak kadar üretim vardır. Yıllık ihtiyaç, tüketim 700 ton zeytinyağıdır. Bu yıl bunun üzerinde bir üretim olacak. Ekim ve bakım olduğu için bir sonraki yıl için rekoltenin çok daha fazla olacağı söyleniyor. Kayıt dışı olarak ülkeye kaçak giren çok fazla zeytinyağı oldu. 100'lerce ton kaçak zeytin yağı adaya giriyor, bu kaçak et oranının çok daha fazla üzerinde. Kaçak zeytinyağı kaçak etten çok fazladır. İnsan sağlığına gerçekten aykırı, yenilmeyecek yağlardı, mutfağın yanından geçmeyecek olan yağladı. İthal yağ ile bunun önüne geçeceğiz. Üreticiyi etkilemeyeceğiz.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190827121733.jpg

 

 

Bu haber toplam 2651 defa okunmuştur