12 Eylül ve düşündürdükleri
Bir ’12 Eylül Yıldönümü’ daha geçti gitti. Ne çabuk geçmiş kırk yıl ?
Yazmayacaktım ama dayanamadım. Bazı şeyleri hatırlamak acı veriyor olsa da, yaşayanlara ‘hatırlatmak’, bilmeyenlere de öğretmek bir görev oluyor bazen.
***
Yaşamım boyunca Türkiye’de kaç darbe, kaç darbe girişimine tanık oldum ?
Kafadan hesaplamaya çalıştım, hesaplayamadım. İki tanesi bende önemli etkiler bırakmıştı. Bunlardan birincisi Adnan Menderes’in idamı ile sonuçlanan 27 Mayıs Darbesi, ikincisi ise 12 Eylül Darbesi’ydi.
Tarih boyunca olup bitenlerin çoğu gibi ‘Resmi Tarih’te yok. Ama yaşayanlar bilirler, Askeri Darbe olmazdan önce iktidardaki Adnan Menderes ve partisinin çevresinin nasıl yağcılar, yalakalarla dolu olduğunu… Basının önemli bir bölümünün nasıl ‘Menderes’çi olduğunu…
Darbe sonrası mı ?
Yaşayanlar, nasıl bir anda hepsinin döndüklerini, nasıl bir anda Menderes’i ‘Hain’ ilan ettiklerini, nasıl bir anda ‘Askerci’, ‘Darbeci’ kesildiklerini de bilirler.
Ya 12 Eylül 80 Darbesi mi ? Tamı tamına benzeri bir filmdi yine…
Öncesinde, basını, halkı v.s. çoğunluk Demirel’ci idi… Ama bir gecede birdenbire her şey değişivermişti gene. Bir gece öncesinin Demirel yalakaları, yağcıları, çıkarcıları bir anda Evren’ci oluvermişlerdi.
Üç yüz bine yakın kişi mahkemelere sürüklenmişti bu dönemde. Aralarından ellisi (biri 17 yaşında) de, idam sehpasına gönderilmişti.
***
Bakmayın 2020’nin ‘Yıldönümü’ gazete başlıklarına, makalelere v.s. Çok merak ediyorsanız şayet, biraz arşiv karıştırın. Göreceksiniz 1980 Eylül’ü ve sonrasındaki Evren Paşa’ya heşa he çeken gazete başlıklarını da makaleleri de. Apışıp kalacaksınız bir anda ve bir kez daha soracaksınız kendi kendinize: “İnsan nasıl bu kadar dönek olabilir?” diye.
***
Şimdiki politikacılara ders oldu mu, oluyor mu geçmişte olup bitenler ? Buralarda, bazen, bir gecede her şeyin nasıl ters yüz olabileceğinin, hatta sonucun idam sehpası bile olabileceğinin farkında mıdırlar acaba ?
Hiç sanmıyorum. Farkında olsalardı, bu devirde İdam cezasını savunurlar mıydı ?
Sokak Ağzı
“Haddim olmayarak bir akıl vereyim Başbakan’a… Ansızın açın Maraş’ı başlayın ona buna dağıtmaya. Göreceksiniz ne Covid kalacak ne Corona. Herkes Maraş tartışmasına girecek bir anda.”
***
“Başbakan vizyonunu açıkladı. Ben hiçbirşey anlamadım. Anlayan var mı ?”
***
“Başbakan Ersin Tatar’ın vizyonuymuş. Onun mu yoksa Ankara’daki ustalarının mı ?”
***
“Yani, yeni çekilen filmlerde artık öpüşme, sevişme sahnesi da olmayacag ? Vay beee…. Tabi bu, pornocuların da iflas etmesi demek.”
***
“1974’den beri aşağılanan, hakaretlere maruz kalan Kıbrıs Türkü değil mi ? Beslemeler, hazır yeyiciler, hainler yakıştırmalarına maruz kalanlar Kıbrıslı Türkler değil mi ? Birazcık düşüncesiniz anlarsınız bazı şeylere tepki varsa neden olduğunu.”
***
“Çok ama çok merak ettim. Kerhanelerde, gece kuülplerindeki ciro kaç bu günlerde ? Bir bilen var mı ?”
***
“Arıklı sisteme nester vuracakmış. Arıklı vursa vursa Osmanlı palası vurur. Öyle öğretildi kendisine.”
***
“Adam hayatından yatak odasını hiç kimse ile paylaşmadı. Şimdi siz, ona özel bir kral dairesi vereceğinize, oda paylaştırmaya kalktınız.”
***
“Meclisimiz durmadan toplanır. TV’den izlemeye çalışırım. Manzara çok komik. Bir kişi mikrofonda salon boş. Aha bizim KKTC meclisimiz.”
Anlayana
“Siyaset takıntısı olanlardan kaçının. Genellikle zeki ve ilginç olurlar, ama doğalarında bir şey eksiktir; bir delik, bir boşluk vardır ve onu siyasetle kapatmaya çalışırlar. Bu onları şekilsiz yapar.” (Peggy Noonan)