
12 Kıbrıslı sanatçıdan “Acıdan Umuda” uzanan eserler
12 Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum sanatçının eserlerinden oluşan “Acıdan Umuda” başlıklı karma resim sergisi, 27 Ocak Pazartesi akşamı saat 18.00’de, Lefkoşa’da, Ledra Palas barikatının hemen kuzeyinde bulunan Stelyos Vakfı Merkezi’nde açıldı.
Murat OBENLER
12 Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum sanatçının eserlerinden oluşan “Acıdan Umuda” başlıklı karma resim sergisi,27 Ocak Pazartesi akşamı saat 18.00’de, Lefkoşa’da, Ledra Palas barikatının hemen kuzeyinde bulunan Stelyos Vakfı Merkezi’nde açıldı.
AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu’nun İki Toplumu Kayıp Yakınları ve Savaş Mağdurları Örgütü “Birlikte Başarabiliriz” ve “Kültürel Hareket”le birlikte organize ettiği ve küratörlüğünü ressam Nilgün Güney ve seramik sanatçısı Fotis Dimitriu organize ettiği serginin açılışında AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu ile araştırmacı gazeteci ve barış aktivisti Sevgül Uludağ birer konuşma yaptı.
Adanın dört bir yanından barışseverlerin yoğun olarak katılım gösterdiği açılışa Filistin ve Küba’nın Kıbrıs Büyükleçileri, adanın kuzeyinden CTP Milletvekilleri, TKP,YKP,Sol Hareket Yetkilileri ile güneyinden de bazı ilerici parti temsilcileri, bazı sendika ve STÖ yöneticileri katıldı. Konuşmalar sonrasında AKEL Yeniden Yakınlaşma Bürosu tarafından sanatçılara küçük birer hatıra eşya ve küratörlere de çiçek takdim edildi. Serginin 2025 yılı boyunca adanın her iki tarafını dolaşacağı ve Larnaka, Baf, Mağusa ve diğer kentlerde sanatçıların eserlerinin sergileneceği de belirtildi.
Stefanu: “İnsanların acısı her birinin konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılmaz. Acı insanidir ve suçlar kınanacak bir şeydir”
AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu konuşmasında “1964'ün üzerinden altmış yıl, 1974'ün üzerinden elli yıl geçti. Tel örgülerin iki tarafında çoğunlukla tek boyutlu olarak görülen yıldönümleri. Diğer toplumun yaşadığı insani acılar görülmeksizin. Mevcut kabul edilemez taksimci statükoya yol açan bir dizi olayda her iki tarafın da sorumluluklarını saptamaksızın. Ayrıca sadece bir tarafın değil, her tarafın masum sivillerine karşı işlenen iğrenç suçlar da tespit edilmeksizin. Sevdiklerini, yaşadıkları yerleri ve duygusal olarak bağlı oldukları her şeyi kaybeden sıradan insanların hayatlarını etkileyen suçlar. Kıbrıslıların gençliklerini, hayatlarının gidişatını ve kendilerini kaybetmelerine yol açan suçlar. Bize göre, insanların acısı her birinin konuştuğu dile ve kökenine göre ayrılmaz. Acı insanidir ve suçlar kınanacak bir şeydir. Masum sivillerin bedenlerine ve ruhlarına kötülük yapan, tecavüz eden, acılar eken caniler, yaptıklarına "milli vazife" (ki öyle değildi), intikam veya "öfke içerisinde yapılan eylemler" deseler de, yaptıkları suçtan, kendileri de suçludan başka bir şey değildirler. Bunların yanında görünmeyen mağdurlar hakkında da konuşmamız gerekiyor. Şovenistler tarafından şiddete, tecavüze uğrayan ve daha sonra kendi toplumları tarafından damgalanıp ötekileştirilen kadınlar. Savaş ve çatışma tutsakları, siviller, kendi yurtlarında mülteci olanlar, mahsur kalanlar, bir yaz içerisinde olgunlaşan savaş çocukları.” dedi.
“Ortak vatanımızda yürek parçalayan acıların ve ızdırapların yaşandığı tarihin tekrar etmemesi için izlememiz gereken yolu da göstermeye çalışan bu sergi böyle bir gelecek için düzenleniyor.”
Stefanu konuşmasını ise “Geçmişin yaralarını iyileştiren ve insanların ilerlemelerine yardımcı olan umut. Bu da Kıbrıslıların geçmişe birlikte bakmalarına ve tarihi silmeksizin geçmişte hapsolup kalmamalarına da yardımcı oluyor. Neleri geride bırakmaları ve sağlam temeller üzerine farklı bir geleceği; barışın, empatinin ve toplumsal adaletin geleceğini inşa etmeleri gerektiğini anlamaları için geçmişe bakıyorlar. 12 yurttaşımızın eserleri aracılığıyla geçmişi yansıtmaya ama aynı zamanda ortak vatanımızda kan dökülmesinin, yürek parçalayan acıların ve ızdırapların yaşandığı tarihin tekrar etmemesi için izlememiz gereken yolu da göstermeye çalışan bu sanat sergisi işte böyle bir gelecek için düzenleniyor.” sözleriyle tamamladı.
Uludağ : “Buradayız çünkü geleceğe inanıyoruz ve geçmişten daha iyi olabileceğimize, geleceğimiz için anahtar olan empati ve anlayışı başarabileceğimize inanıyoruz”
Araştırmacı gazeteci ve barış aktivisti Sevgül Uludağ ise “ Bu akşam acı ve insaniyet nedeniyle buradayız… Kötülükler ve iyilikler nedeniyle buradayız…Karanlık, nefret ve sevgi nedeniyle buradayız…Buradayız çünkü geleceğe inanıyoruz ve geçmişten daha iyi olabileceğimize, geleceğimiz için anahtar olan empati ve anlayışı başarabileceğimize inanıyoruz. Bu sergi, bir “kayıp” yakını olan Yıldan Sedef Gülakdeniz’in isteği üzerine gerçekleşti. Bu acıyı paylaşabiliriz ve gelecekte böyle acılar yaşanmasın diye yöntemler bulabiliriz. Bu acıyı alıp onu umuda dönüştürebiliriz, tıpkı bu sergide yer alan sanatçılarımızın yaptığı gibi… Buradayız çünkü bu sergide, Stavros Poyrazis, Cengiz Ratip, Alpay Topuz ve Dr. Kostas Hacıgagu gibi sade Kıbrıslılar’ın insaniyetini sergiliyoruz… Onlar bize, bir savaş olsa dahi, çatışma da olsa, koşullar çok sert olsa da, hala insan olarak kalabileceğinizi, ille de kendi toplumunuzdan olmayan, “öteki” toplumdan insanları koruyabileceğinizi gösterdiler…” dedi.
Sergi Stelyos Vakfı’nda 28-31 Ocak arasında açık olacak
Nilgün Güney, Fotos Dimitriu, Dafne Trimikliniodis, Hristos Kakullis (CRS), Yıldan Sedef Gülakdeniz, Vassos Dimitriu, Derviş Özer, George Gavriel, Aliye Gündoğdu, Aydan Lisaniler, Eda Gökçe ve (rahmetlik) Michalis Kirlitças’ın eserlerinin yer aldığı sergi 28-31 Ocak 2025 tarihlerinde 09:00–13:00, 15:00-19:00 saatlerinde açık olacak. Serginin 2025 yılı boyunca adanın her iki tarafını dolaşacağı ve Larnaka, Baf, Mağusa ve diğer kentlerde sanatçıların eserlerinin sergileneceği de belirtildi.