13 binde 1: Yaşasın Sertan Traş!
Sertan Traş diye bir arkadaş…
Hiç adını işitmemiştim…
UBP’ye genel başkan adayı oldu…
Sonra, “uygun görülmedi” dendi…
-*-*-
Oysa Pazar günkü kurultayda Ünal Üstel’e karşı yarışacaktı…
Facebook profilinde, merhum Rauf Raif Denktaş, Dr. Derviş Eroğlu, Recep Tayyip Erdoğan fotoğrafları ile “Hasan Taçoy destekçisi” olduğunu belirten fotoğraflar var.
-*-*-
UBP’liler Pazar kurultaya gitse…
Yüzde 90’dan fazlası bu Sertan kardeşe oy verse…
Hem yeni bir sayfa açılsa…
Hem de müdahale eden dilbandi gılıklılara “Digomo’ya gadaaar” diye bir cevap verilmiş olsa…
Ünal abiye ayıp mı olurdu?
Tabii ki engellendi; apar topar karar verildi; Traş’ın adaylığı kabul edilmedi!
-*-*-
Faiz Sucuoğlu’na yaşatılanlara kimse ses çıkaramamıştır…
UBP’den bu konuda en küçük bir açıklama gelmemiştir…
UBP’li vekiller, kendilerine bu konuda soru soracak olan gazetecilerle ya da televizyon programcıları ile karşılaşmak istememektedir ve “… programa gelirim ama bana Faiz beyle ilgili soru sormayacaksın” pazarlığı yapar hale gelmiştir…
-*-*-
Ülkenin “komik” cumhurbaşkanı da, içinden çıktığı ve hala bazı toplantılarına ev sahipliği yaptığı partisinin yaşadığı zorbalığı tam anlamıyla görmezden gelmektedir.
-*-*-
Çok doğal ve gayet demokratik bir süreç yaşanıyormuş gibi davranılmaktadır.
UBP Tüzüğü ihlal edilmektedir.
Sertan Traş, “Demokrasi varmış gibi görünsün” veya “böyle demokrasi olmaz olsun” diyerek adaylığını açıklamış olabilir.
Sebebi, gerekçesi ne olursa olsun, inanın UBP’nin “ciddiye alınabilir” bir parti olabilmesinin tek umudu, Traş’ın kurultayı ezici çoğunlukla kazanması olacaktı!
Olamaz mıydı?
-*-*-
Sadece UBP’nin değil, bu ülkenin de, birkaç çapulcu dilbandiye teslim olmadığının ve olmayacağının ispatı, yüreği ülke sevdası ile dolu olduğuna inanmak istediğim UBP’lilerin olağanüstü kurultayda sergileyecekleri tavra çok bağlıydı!
-*-*-
Haaa Ünal abi mi?
“Darbeyle iktidara getirilen biri” olarak, yaşamının kalan bölümünde kimseden gerçek anlamıyla saygı görmeyecektir…
Makamda oturduğu sürece “sayın başbakan”; sonrasında “sıfır”…
Yazıktır, günahtır!
Önce kendinize, sonra partinize ama en fazla da ülkenize ihanet ediyorsunuz!
Bu acı ve ahlaksız ihanetin neresinden geri dönerseniz kardır!
Bu da, bugünkü kurultayda Sertan Traş’ın desteklenmesi olmalıydı!
-*-*-
Ne yapılabilir?
Bence Pazar kimse kurultaya katılmamalı!
Zaten av var!
Tabii işe alınanların, kredi verilenlerin, terfi ettirilenlerin, avanta sunulanların, ihalesiz akaryakıt işi yapanların yakınları hariç!
Onlar da yeter ve artar bile!
-*-*-
Yaşasın Sertan Traş diyorum!
Tek kişi bile olsa, alkışlıyorum!
13 bin sessiz üye içerisinde 1 kişi!
-*-*-
Ali Pilli mi?
Fışşşşş!
Demokrasi mi?
Foşşşşş!
Eşekler kadar değerimiz yok!
Dünya tarihinde insanoğluna en çok faydası dokunan veya şöyle söylemek lazım; insanlığın en eski dostu ve yardımcısı “eşeklerdir”…
-*-*-
Belki “köpekler”, insanın en yakın dostu olarak kabul edilir ancak yine tüm dünyanın en alçak gönüllü hayvanları “eşeklerdir”…
-*-*-
Tarih boyunca, bizim ülkemizde de en değerli yardımcımız eşekler olmuştur…
Ve ilginçtir, “Kıbrıs eşeği” son derece güçlü, başka coğrafyalardaki akrabalarına göre de büyüktürler…
-*-*-
Bilim insanlarının işi yok, oturmuşlar, Fransa’da eşekleri incelemişler…
Geçtiğimiz Perşembe günü de 238 eşeğin kapsamlı bir analiziyle kökenlerini netleştirmek için büyük bir adım atmışlar…
-*-*-
Evelyn Todd tarafından Fransa’nın Toulouse kentindeki Antropobiyoloji ve Genomik Merkezi'nde yürütülen uluslararası bir işbirliğinin sonucu ortaya çıkanlar, Science dergisinde bir makale olarak yayınlanmış… Ve bu makalede yer alan bilgilere göre, insanlar, 7 bin yıl önce ilk kez eşekleri evcilleştirmişler…
-*-*-
Eşekler ilk kez yaklaşık 4 bin 500 yıl önce Avrasya’ya yayılmış, akabinde Orta ve Doğu Asya alt popülasyonları 4 bin ile 3 bin yıl öncesindeki dönemde “farklılaşmış”…
Bu arada belirtelim, eşeklerin eşit kuzenleri olan atların ise ilk kez yaklaşık 6 bin yıl önce batı Avrasya bozkırlarında evcilleştirildiklerine inanılıyor.
-*-*-
Uzmanlara göre, Romalılar, imparatorluğun askeri ve ekonomik gücünü sürdürmek için gerekli olan “katırları” üretmek için gelişmiş eşek soyu yetiştirmiş…
Eşekler ve eşekle atın çiftleşmesinden üreyen katırlar, II. Dünya Savaşı’na kadar neredeyse tüm savaşların “yükünü” çekmiş!
-*-*-
Hatta II. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin Avrupa’daki cephelerde en değerli lojistik gücünü oluşturan “Katırcılar” Birliği, biliyorsunuz “Kıbrıslı Rum ve Türk askerlerden” oluşuyordu… Elbette hayvanlar sadece katır değildi. Eşekler de vardı…
-*-*-
Eşekler, 7 bin yıldır eski toplumların gelişimi için hayati önem taşıyan hayvanlar oldu….
Yunanistan’ın turizm adalarından Santorini’de eşeklere hala büyük değer veriliyor… Bir Santronili’ye göre 100 yıl önce eşek sahibi olmak, günümüzde “Ferrari sahibi olmak”la eş değerdi…
-*-*-
Sırbistan’da Dünya’nın en büyük tenis oyuncusu Novak Djokovic’in eşek çiftlikleri var… Ve Djokovic, bu çiftliklerden elde ettiği eşek sütünden üretilen peynirlerinin kilosunu, kendisine ait restoranlarda 500 Euro’ya satabiliyor…
-*-*-
Eşekler 7 bin yıldır, tüm ülkelerin en değerli hayvanlarıdır…
Günümüzde hala orta ve düşük gelirli ülkelerde önemini koruyor…
Ancak modern sanayi toplumlarında statülerini ve faydalarını yitirdiler…
-*-*-
Bunları neden mi anlatıyorum?
“Kıbrıslı olan sadece eşeklerdir” diye bir saçmalık vardı ya…
Eşeklerle ilgili araştırmayı okuduğumda birden aklıma geldi…
Dünya’da çok değerli uzmanlar, zamanlarını ayırıyor, paralar harcanıyor, eşeklerin DNA’ları inceleniyor ve tarih aydınlanıyor…
“Kıbrıslı olan sadece eşeklerdir” veya “sadece eşekler Kıbrıslıdır” gibi saçmalıkları bir yana bırakalım; ne yazık ki “Kıbrıslı Türkler tükeniyor” ve “eşekler kadar değerimiz bile yok” noktasındayız…
Bu yüzden anlattım…
Yoruma gerek yok… Fotoğrafı Mağusa bölgesinde bir arkadaş çekip gönderdi… Bir vatandaş, yol kenarlarından, çöplerden, atıklardan metalleri topluyor, bisikletiyle taşıyor ve satıp “ekmek” almaya çalışıyor… Ve bisikletin sellası yok… Oraya bir kalın bez parçası koymuş… Bu ülkeyi bu duruma getirenler mi? Pazar kurultaya gidip, yeni başkanlarını seçecekler… Helal olsun!