Bir yanda 3 yılda bakanlık onayı ve kurul kararı ile toplam 886 yurttaş yapan CTP’li hükümetler… Diğer yanda 1 yılda 7200 yurttaş yapan UBP-DP’li hükümet…

• CTP’nin iktidarda bulunduğu son 3 yılda (2013 buna dahil) Bakanlık onayı ile 796 kişi vatandaş yapılmış. Bunların en dikkat çekeni 2013 yılındaki sayı…
  Dikkatinizi çekerim 2013'ün sonbaharına kadar görevde tek başına UBP vardı.
  Ve UBP söz konusu yılda 350 kişiyi 'Bakanlık onayı' ile vatandaş yapmış.
  Sonraki yıllarda bu rakamın 2014'te 74'e, 2015'te 281'e gerilediğini görüyoruz.
• CTP’nin iktidar olduğu 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararıla vatandaş yapılanların sayısı oldukça az!  
• 2013’te 44(ki yılın yarısında UBP tek başına hükümetteydi ) 2014’te 19, 2015’te 23 ve 2016’da 3 kişi bu yolla vatandaş yapılmış. Yani, 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 90 kişi yurttaşlığa alınmış.
  Yani CTP’li hükümetler döneminde 796 bakanlık onayı ile 90 da kurul kararı ile yurttaşlık verişmiş. 3 yılda toplam  886…

• Dün nihayet Serdar Denktaş açıkladı. 7200 vatandaşlık vermişler!
  Tabii bu sayı hangilerini içeriyor bilgi vermedi.
  Mesela bu 7200'ün hepsi bakanlık onayı ile mi?
  Yoksa Bakanlar Kurulu kararı ile mi?
  Belirtmedi. Ama herhalde toplam 7200!..
  Bu vatandaşlık verilenleri aileleri de yurttaş olacaklar…
  Çocukları, eşleri… 7200 çarp 4!.. 28 bin yurttaş demek bu!
  Hadi yarısı çocuk diyelim, 14 bin seçmen! 14 bin oy!
  Seçime (2018’e)  bir yıl daha var. Bir yılda 14 bin seçmen daha yaratırlar mı? Toplam 28 bin yeni seçmen yaparlar mı? Bu gidişle yaparlar!

Daha önce de yazdık, ancak yeniden irdelemekte fayda var. Malumunuz; UBP-DP Azınlık Hükümeti “yurttaşlık” dağıtımına tam gaz devam ediyor.  Gazeteye her gelen Resmi Gazete’de yurttaşlık kararları var. Devamlı veriyorlar!.. Özellikle son 3 aydır da yurttaşlık siyasetine hız verdiler. Bunu basından takip ediyorsunuzdur.
Peki ama neden bu sürat?

Neden bir toplumun demografik yapısına bu denli zarar içi çaba sarf ediliyor.

Daha önce siyasetçilerimiz sık sık bu konuda baskıya maruz kaldılar. Kimi zaman bu baskı sözlü kimi zaman da resmi toplantılarda kendini gösterdi. Türkiyeli yetkililerin KKTC'li her görevli ile görüşmelerinde "Neden vatandaş yapmıyorsunuz?" diye çıkışmasının altında yatanın ne olduğunu irdelemek gerekiyor.
Neden daha fazla vatandaş yapılması isteniyor?
Ve neden bu insanların 'Beyaz Kimlik'e yönelmesi teşvik edilmedi-edilmiyor?
Elde ettiğim resmi bilgilere göre CTP'nin İçişleri Bakanlığı gibi önemli bir bakanlığı elinde tuttuğu 3 senede toplam 3916 kişi vatandaş olmuş.
Pek tabii bu rakamın içinde doğal yollarla (vatandaş olan kişinin ailesi olmak ya da evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar) da dahil…
Esas dikkat çeken siyasi irade tarafından, siyasi erk tarafından yapılan vatandaşlıkların sayısı.

CTP’nin iktidarda bulunduğu son 3 yılda (2013 buna dahil) Bakanlık onayı ile 796 kişi vatandaş yapılmış.
Bunların en dikkat çekeni 2013 yılındaki sayı…
Dikkatinizi çekerim 2013'ün sonbaharına kadar görevde tek başına UBP vardı.
Ve UBP söz konusu yılda 350 kişiyi 'Bakanlık onayı' ile vatandaş yapmış.
Sonraki yıllarda bu rakamın 2014'te 74'e, 2015'te 281'e gerilediğini görüyoruz.
Burada şunu söylemem gerekiyor; 'Bakanlık onaylı' vatandaşlık almanın çalışma izninden dolayı hak kazanmadan kaynaklanıyor.
Yani CTP döneminde 12 mühür (çalışma izni) ve 12. yıl dolması kaydıyla ancak veriliyordu.
Yine 2016 yılının Şubat sonuna kadar 91 kişinin de bakanlık onayı ile vatandaş yapıldığını tablolardan görmek mümkün.
CTP’nin iktidar olduğu 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararıla vatandaş yapılanların sayısı oldukça az!

 2013’te 44(ki yılın yarısında UBP tek başına hükümetteydi ) 2014’te 19, 2015’te 23 ve 2016’da 3 kişi bu yolla vatandaş yapılmış. Yani, 2013-2016 arasında Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 90 kişi yurttaşlığa alınmış.
Ve dikkatinizi çekerim 2013’ün büyük kısmında UBP olduğuna göre CTP iktidarında yapılan yurttaş sayısının 46 civarında seyrettiğini söylemek güç değil.
Esas dikkat çekmek istediğim nokta 2013 ve ondan öncesi…
Yani UBP'nin tek başına iktidar olduğu yıllar…

Mesela 2012'de 425 kişi bakanlık onayı ile vatandaş olmuş.
Bakanlık onayı ile verilen yurttaşlıklarda durum böyle iken çok tartışılan Bakanlar Kurulu kararı ile verilen yurttaşlıklarda durum nedir diye tabloya baktığımızda yine UBP iktidarlarında sayının çoğaldığını, CTP iktidarlarında sayının iki haneli rakamlara gerilediğini görüyoruz.
Örneğin 2012 yılında, UBP döneminde Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaş yapılanların sayısının iki haneli rakamlardan 113'e çıktığını görüyoruz.
İşin aslı, en dikkat çekici rakamlar ise evlilik yoluyla kazanılan vatandaşlıklar!

  2004'ten günümüze kadar KKTC vatandaşı bir erkek eşten dolayı vatandaşlık kazanan kadın sayısı 6378 iken, aynı yıllarda KKTC vatandaşı bir kadınla evlenerek vatandaşlık elde eden erkek sayısı 3825…
Yani 2004’ten günümüze toplam 10 bin 203 kişi evlilik nedeniyle vatandaşlık kazanmış.
Evliliklerle bu kadar aşırı vatandaşlık kazanılmasını dikkat çekici buluyorum.
Pek tabii vatandaş olanla kalmıyor konu…
Bir de vatandaş olanın ailesinin de vatandaşlık kazanmasıyla rakam daha da yukarılara çıkıyor.
Mesela 2004'ten günümüze Bakanlık onayı ile verilen vatandaşlığa "eş ve çocuk" olmanın getirisi olarak paralel vatandaşlık kazananların sayısı 4480…
Gördüğünüz gibi 'verilen' vatandaşlılardan daha fazla dolaylı yoldan 'alınan' ya da 'kazanılan' vatandaşlıklar var.
Genel manzara bu… Yakın geçmiş böyle… Şimdi gelelim yavaş yavan günümüze…
CTP iktidarı döneminde çalışma izni sayısına göre önceliğe alınan vatandaşlıklarda en az ardışık 12 çalışma izni olana vatandaşlığa başvurma hakkı tanınıyordu.
Aralık 2015 itibarıyla ülkede ardışık çalışma izinli olanların sayısı 20 bin 762 idi…
Peki 12 ardışık çalışma izni bulunan ve vatandaşlık alması beklenen kişi sayısı kaçtı?
221…
Zaten CTP iktidarının son günlerinde YENİDÜZEN’e konuşan İçişleri Bakanı Asım Akansoy da "ortalama 200 vatandaşlık" verildiğini doğruluyordu…
Bu rakam dönemin bakanının açıklamaları ile örtüşüyordu…
                                                                       ***

Peki özellikle Türkiyeli makamların dile getirdiği "daha fazla vatandaş yapın" baskısının altında yatan nedir sorusuna dönemlim.
Nereye dayanarak böylesi bir talepte bulunuyor TC’li yetkililer?
Şöyle ki; resmen söylenmese de Türkiye en az 6 ardışık çalışma izni olana vatandaşlık verilmesini talep ediyor. Bu talep CTP iktidarında gayrı resmi olarak hükümet yetkililerine iletilmiş.
Ülkemizde (Aralık 2015 itibarıyla) Türkiye'nin talep ettiği 6 çalışma izni olan kişi sayısı ise 8627… Buna 2016’yı da eklersek sayı daha da artar doğal olarak.
8627 kişiye vatandaşlık verilmesiyle bu kişilerin eş ve çocuklarıyla bu rakamın 34 bin 500 kişi olacağına dikkatinizi çekerim!
Şu anda UBP iktidarı 11 mührü (çalışma izni) olana vatandaşlık veriyor! Uygulanan siyaset bu.
Resmi tablodan da anlaşılacağı gibi en az 11 mührü bulunan kişi sayısı 1000 civarı…
Yani UBP iktidarı son 5 aylık iktidar döneminde 1000 kişiye vatandaşlık vermek için tam gaz çalışıyor.
Tabii bu rakam (1000) bakanlık onayı ile verilen vatandaşlıklar!
Bir de Bakanlar Kurulu kararı ile verilenler var tabii…

Dün nihayet Serdar Denktaş açıkladı.
7200 vatandaşlık vermişler!
Tabii bu sayı hangilerini içeriyor bilgi vermedi.
Mesela bu 7200'ün hepsi bakanlık onayı ile mi?
Yoksa Bakanlar Kurulu kararı ile mi?
Belirtmedi.
Ama herhalde toplam 7200!..
Her gelen Resmi Gazete’de paket paket yeni yurttaşlıklar verildiğini görüyoruz.
Ancak hükümete yakın kaynaklar bu sayının 2 bin’e yaklaştığını tahmin ediyor.
Tahmini bir kenara koya ve elimizdeki rakama odaklanırsak, 7200 azımsanacak bir rakam değildir!
Bu vatandaşlık verilenleri aileleri de yurttaş olacaklar…
Çocukları, eşleri…
7200 çarp 4!..
28 bin yurttaş demek bu!
Hadi yarısı çocuk diyelim, 14 bin seçmen!
14 bin oy!

Göreve geldiği Mayıs 2016’dan bu güne kadar "14 bin yeni seçmen" yaratan hükümet daha kötüsünü de yapabilir!
Bir yanda 3 yılda bakanlık onayı ve kurul kararı ile toplam 886 yurttaş yapan CTP.
Diğer yanda 7200 yurttaş yapan UBP-DP…
Vahim bir tablo.
Umarım böylesi bir siyaset ileriye taşınmaz ve umarım "daha fazla vatandaş" politikası ile hem devam eden müzakere sürecine zarar verilmez, hem de Kıbrıs’ın kuzeyindeki demografik yapı daha hırpalanmaz.
Zira bu konuda gidişat hiç de iyi değil. Hiçbir seçim Kıbrıslı Türklerin demografik yapısından daha önemli olamaz. Gerçekten çok yazık… Rakamlar ortada…

Yazık ki ne yazık…