14 yıldır BEKLİYOR
İnci Ergüler Cabacaba… Kızını 14 yıl önce trafik kazasında kaybetti. Bir yanı ölen kızıyla kayıp, diğer yanı ile hayattaki kızına sarılıyor
İnci Ergüler Cabacaba… Kızını 14 yıl önce trafik kazasında kaybetti. Bir yanı ölen kızıyla kayıp, diğer yanı ile hayattaki kızına sarılıyor
“Kazayı yapan yargılanmadı, ne büyük bir azap”
14 YILDIR GÖZÜNDEKİ YAŞ BİTMEDİ… “Ebru gelecek” tesellisi ile ölen kızının odasına 14 yıldır dokunmuyor… Kızının çok sevdiği arabası, çürümeye yüz tutsa dahi halen park ettiği gibi 14 senedir kapının önünde duruyor.
“Kızımın hayatına sebep olan yargılanmadı, tutuklanmadı bile. Mahkemelerde bunun için çok koştum ama kimse çığlığımı duymadı. Azap içindeyim çünkü 19 yaşındaki evladım 14 yıldır toprak altında. Lütfen yollarda dikkatli olun hem kendiniz için hem başkaları için.”
Devrim DEMİR
Dünyaya getirdiği iki kız evladına sımsıkı sarılan, tek başına büyüten bir anne İnci Ergüler Cabacaba. 19 yaşındaki kızını son kez Ercan Havaalanında, 14 yıl önce kendini uğrularken gördü.
Türkiye’ye gidişinin ardından, 24 saat geçmeden gelen acı bir telefonla apar topar ülkeye dönen Cabacaba, 1 hafta yoğun bakım kapısı önünde kızının uyanmasını bekledi.
10 Nisan 2005 tarihinde kızını kaybeden gözü yaşlı annenin 14 yıldır gözündeki yaş durmadı. “İyiyim” dedi, üzüntüden hastalıklarla tanıştı. Kızı için “ayaktayım” dese de arafta yaşadığını söyledi.
Evladını kazada yitiren anne İnci Ergüler Cabacaba geçirdiği 14 yılı YENİDÜZEN’e anlattı.
Gözleri yaşlı kızını anlattı…
Bir anne düşünün 14 yıldır kızının yatak odasına hiç dokunmadı. Yediği bisküvi paketlerinden tutun, cep telefonlarına kadar. Evinin önüne park ettiği araba, hiç yerinden oynamadı. Çürümeye yüz tutan arabaya bakarken, kızının odasında temizlik yaparken “Ebru” gelecek diye kendini teselli eden gözü yaşlı bir kadın. Balıkesir köyünde yaşamını sürdüren İnci Ergüler Cabacaba, YENİDÜZEN’e içini açtı.
2005 yılında kaybettiği kızının anılarını anlattı, hem ağladı hem de isyan etti.
Kızına çarpan sürücünün tutuklanmadığını ifade eden Cabacaba, senelerce mahkemelerde savaş verdi ancak bir sonuç alamadı.
Cabacaba, kızının odasında ağırladı bizi. Resimleri ve eşyalarının canlılığı sanki o odada birinin yaşadığını hissettiriyor.
Kızı Ebru’nun 24 Ağustos 1985 yılında dünyaya geldiğini anlatan Cabacaba, kızının çok büyük bir yüreği olduğunu köyünü mahallesini yaşlıları çok seven asla asık yüzlü insan görmeye tahammülü olmayan genç bir kız olduğunu anlattı.
Kızının sürekli gülen bir kız çocuğu olduğunu, çevresini de güldürdüğünü anlatan İnci Ergüler Cabacaba, “Canlı kanlı bir kızdı. İçinde hiçbir zaman ne fırtınalar koptu bilmiyorum ama hep mutlu olarak tanıdım kızımı 19 senelik hayatında. Üniversite öğrencisiydi, DAÜ’de Uluslar arası İlişkiler okuyordu. İnsanları çok seviyordu, özellikle yaşlıları. Arabasını aldıktan sonra köyde topladığı herkesle gezmeye bayılırdı” dedi.
“Beni yolcu etti, dönüp dönüp yüzüme baktı”
Kazadan bir gün önce 1 Nisan 2005 yılında kızı Ebru’yu gördüğünü anlatan Cabacaba, aile nişanı için yurt dışına gitmek zorunda olduğunu ve havaalanına kızının kendisini götürdüğünü anlattı.
Havaalanında kızıyla sarılıp öpüştükten sonra, kızı Ebru’nun kendisine uzun uzun baktığını bunu asla unutmayacağını ifade eden anne o günü şöyle anlattı:
“ Birlikte gidelim demiştim sınavları olduğunu ve bir gün bile kaybetmek istemediğini söyledi. Beni yolcu ederken, dönüp dönüp yüzüme baktı. Annem neden bakan dedim, hiç dedi gitmemi istemiyorsan gitmeyim dedim hayır anne dedi arkasını dönüp gitti.”
“Sadece çığlıklarla geri döndüğümü hatırlıyorum”
“Ben Türkiye’ye 1 Nisan tarihinde gittim, Ebru 2 Nisan Cumartesi günü kaza yaptı” diyen İnci Ergüler Cabacaba, nişan için evden çıktığı anda telefon geldiğini, “kızının kaza geçirdiğini” söylediklerini ve hemen ülkeye dönmesi gerektiğini öğrenince şoka girdiğini anlattı.
“Hissettim, küçük bir kaza olsa neden acilen geri çağrılayım. Hemen ilk uçakla ülkeye dönmek için yola çıktım. Uçakta yolculuk boyunca sadece ağlayıp çığlık atığımı biliyorum. Herkes çok perişandı, beni havaalanında ailem karşıladı. Arabada giderken Bakılesir’e dönmedik, bu içimde biraz umut olmuştu çünkü kötü bir şey olmuş olsaydı, eve gidecektik. Araba Demirhan köyünü de Lefkoşa’ya doğru düz geçince daha da umutlandım. Kızım yaşıyor, sadece küçük yaraları var söylenmeye başladım. “
Cabacaba: “Hastane yolu insanı teselli eder mi ?”
Yol boyunca içindeki umudun yükseldiğini söyleyen Cabacaba, “Hastane yolu teselli veriyordu bana. Kızım iyi diye seviniyordum, koridorları nasıl koşturduğumu hatırlamıyorum. Kapıda bir doktor vardı, bizi içeri almadı Ebru’nun yoğun bakımda olduğunu ve bitkisel hayata girdiğini söyledi. Sadece bakıyordum hala durmadan içeriye girmeye çabalıyordum. Biraz sonra izin verdiler girdim, koştum yanına uyuyordu melek gibi, yüzü tertemizdi. Eğildim kulağına annem aç gözünü ben geldim dedim, ellerimle gözlerini açtım ama bana tepki bile vermiyordu. 1 hafta kapının önünde bekledik, 24 saat gözümü kırpmadan kapının her açılışında beni mutlu edecek bir cümle ama gelmedi.”
“Teselliymiş o 7 gün, Ebru ölmüştü”
Günlerce yoğun bakım kapısında biricik kızının uyanmasını bekleyen İnci Ergüler Cabacaba, Ebru’nun kötüleştiğini kendisine kimsenin söylemediğini kaydetti.
Kızının uyanmasını beklerken, gelen acı telefonla 14 yıldır yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti Cabacaba:
“Üstümü değiştirmek için eve yollamışlardı beni 10 Nisan sabahı. Ebru kötüleşmiş ve artık bitirmişti, odadan çıkaracaklardı, görmeyim diye kaçırdılar beni oradan. Eve girdim telefon çaldı yeğenimdi telefonun ucundaki. ‘İnci Ebrumuz gitti, yapamadık hiçbir şey’ 14 yıldır bu söz kulağımın içinde. Teselliymiş benim 7 gün boyunca yaşadıklarım, kızım kamyonun çarptığı gün zaten beyin ölümü gerçekleşmiş, bir mucizeydi yaşamasını beklemek” dedi.
Cabacaba: “40 kilo kalmıştım aylarca ellerinde taşıdılar”
Bin bir zorluk içinde iki kız evladını büyütürken, birini trafiğe kurban veren İnci Ergüler Cabacaba’nın gözündeki yaş 14 yıldır durmuyor. Kızının odasında teselli bulan, mezar taşına sarılarak avunan bir anne İnci Ergüler Cabacaba. Kızını elleri ile toprağa koyduğu günden sonra hayata küstü hayattaki kızı için nefes aldığını ifade eden Cabacaba, “Ebru öldükten sonra 40 kilo kalmıştım. Aylarca ellerinde taşıdı ailem beni yemedim içmedim ağladım. Sürekli odasında hayat bulmaya çalıştım, yediği bisküvi paketleri bile aynı yerde. Ebru bir gün rüyama geldi, 18 ay sonra sana bir sürprizim var dedi, gerçek mi rüyamı onu bile bilmiyorum bir ışıktı omzumda çıktı gitti. Sonra yine sesini duydum hacca git anne diyen bir ses, koştum gazetelere baktım nedir bu mesaj diye hacca başvurular için son gündü. Benim huzur bulmam için oraya göndermek istediğini hissettim tüm işlemlerimi yaptım ve gittim. Kızım 19 yaş melek yaşında öldü. Hacca gittiğimde rüyama geldi bir daha da gelmedi.”
“Kazayı yapan yargılanmadı, ne büyük bir azap”
Kızının hayatını kaybetmesiyle, üzüntülerden birçok hastalıkla tanışan İnci Ergüler Cabacaba, başka annelerin ağlamaması için ‘Trafikte Kazasız Yaşam Derneği” kurdu. Hala aktif olan derneğin adı değişerek, ‘Trafikte Yaşam Derneği’ oldu.
Eskisi gibi dernekte sağlık sorunlarından ötürü aktif olamayan Cabacaba’nın en büyük isyanı ise kızına çarpan kamyon şoförünün yargılanmaması. Kazadan sonra şoförün tutuklanmadığını, kızının suçlandığını gözyaşları içinde anlatan Cabacaba,” Kızımın hayatına sebep olan yargılanmadı, tutuklanmadı bile. Mahkemelerde bunun için çok koştum ama kimse çığlığımı duymadı. Azap içindeyim çünkü 19 yaşındaki evladım 14 yıldır toprak altında. Lütfen yollarda dikkatli olun hem kendiniz için hem başkaları için.”
İnci Ergüler Cabacaba, kızı Ebru'nun pijamalarını koklayarak teselli bulmaya çalışırken 14 yıldır kokusu kaçmasın diye suya değidirmedi
Kızından geriye kalan hiç bir hatıraya dokunamayan anne, Ebru'nun yediği bisküvileri gözü gibi saklıyor
19 yaşındaki Ebru'nun çok sevdiği ararbası çürümeye mahkum olsada annesi arabanın yerini kızının park ettiği gibi bıraktı
Kızının odasını 14 yıldır değiştirmeuen gözü yaşlı anne bu odada teselli buluyor