15 Kasım 1983
15 Kasım 1983'ün sabahı, Güzelyurt Özgürlük İlkokulu avlusunda topladılar bizi...
Hatırlıyorum, öğretmenimiz Vasfi Candan, ders yaparken aniden bizi alana çıkarttı.
Ne için toplandık bilmiyorduk.
Çünkü sabah andını kırmızı-beyaz damalı önlücüklerimizle ve beyaz yakacıklarımızla okumuş, ve ders yapmak için sınıflara dağılmıştık.
***
Sıranın en arkasında "haylazlık" yaparken mikrofondaki ses birşey kurulduğunu ve bu nedenle bir hafta tatil yapacağımızı bağıra bağıra söylemişti.
Ne kurulduğunun, ne yapılmaya çalışıldığını anlamamıştım, aslına bakarsanız farkında değildim. Önemli değildi. Farkında olduğum ve önemli olan spordu benim için.
Ve en önemli olan nokta bir haftalık tatildi o zaman.
Çünkü bu bir haftalık tatil süresince atletizm antrenmanlarını daha güzel ve verimli yapacağımızı biliyordum.
Koşacaktık arkadaşlarla.
Bundan daha önemli birşey olamazdı.
Koşmak, büyük atlet olmak.
Sebastian Coe gibi olmak vardı hayallerde...
***
Bugün 2013'teyiz.
30 yıl geçti üstünden.
Biz ilkokul ve ondan sonrasındaki öğrenim sürecinde hep koştuk, top oynadık, sokakta hayal gücümüzü geliştirdik.
Büyük yetenekler çıktı bu sürede.
Gerçekten çok büyük.
Değerini bilmedik.
30 yılda bir sporcu geliştirme, eğitme ve dünyaya kazandırma sistemini kuramadık.
Yok ettik, dünyaca ünlü olabilecek kapasiteye ve yeteneğe sahip çocukları...
***
İlan edilenin ne olduğunu orta okul yıllarında anladık.
Meğer KKTC kurulmuştu, ilkokulun avlusundaki toplantımızda...
Ve o toplantıdan bugün anladım ki 30 yıllık sürede bir türlü toparlanamayan, çıkarlar ve makamlar üstüne kurulu bir spor sistemi yarattık.
***
Şimdi, adına KKTC dediğimiz bu sistemde 30 yılda eğer sporcu anlamında gelişim sağlayamadıysak bunun nedeni nedir?
İşte bu soruya yanıt bulunursa sporcu gelişiminde yol alacağız.
Tesisleşmeyi, saçma sapan yerlere paralar vermeyi, bırakırsak bir kenara ve sporcuya yöneliriz, bir 30 yıl daha kaybetmeyiz.
Ve Messi gibi futbol oynamayı, Bolt gibi koşmayı hayal eden çocukların hayallerine ulaşmalarına fırsat yaratırız.