1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. '1500 TL ile geçinin demek kabul edilebilir değil'
'1500 TL ile geçinin demek kabul edilebilir değil'

'1500 TL ile geçinin demek kabul edilebilir değil'

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Mahmut Kanber, yaşanan salgınla birlikte esnaf ve zanaatkarların içine düştüğü çıkmazı anlattı, hükümetin aldığı tedbirlerin yeteriz olduğunu vurguladı

A+A-

Fayka Arseven KİŞİ

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmut Kanber, yaşanan salgınla birlikte hükümetin, esnaf ve zanaatkarlar için aldığı tedbirlerin yeteriz olduğunu vurguladı, “ülkeyi şirket yönetir gibi yönetmeyin” uyarısında bulundu.

Kanber, “Pandemiyi atlatmış olsak bile ekonomik tedbirler eğer şu anki açıklananlar ise kısa vadeli kriz bir yılı bulacaktır” diyerek, “Hükümet, sosyal devletin sorumlulukları olan ekonomik ve sosyal sorumluluklarının en az bir yıl boyunca kademeli olarak sürdürmek zorundadır” vurgusunda bulundu.

“Bugüne kadar kapanan kepenklerin sorumlusu yanlış ekonomik politikalardı” ifadesinde bulunan Kanber,  “Bundan sonra da popülizm uğruna yanlışlara devam edilirse, sektörlerin talepleri karşılanmazsa, vergi alabilecekleri işletme bulamayacaklar” dedi.

Bu hafta KTEZO Başkanı Mahmut Kanber ile sektörlerde yaşanan sıkıntıları, hükümetin aldığı önlemleri ve salgın sonrası normalleşme sürecinde sektörleri nelerin beklediğini konuçtuk.


“Yönetenlerin, sosyal hak ve adalet çerçevesinde adil ve eşit bir ekonomik ve sosyal paydaşlık göstermesi gerekmektedir”

 

YENiDÜZEN: Yaklaşık 50 gündür kepenk kapatan esnaf süreci nasıl geçiriyor?

Mahmut KANBER: Esnaf da halkın diğer kesimleri gibi pandeminin yayılmasını önlemek için evde kalmaya devam ediyor. Ancak evde kalırken, tabii ki sosyal devlet diye tanımladığımız devletimizin sorumluluklarını yeterince yerine getirmemesinden dolayı sosyal ve ekonomik olarak zor durumda olduğumuz bir gerçektir.

Bu gerçekler esnafın, zanaatkarın, üreticinin, kaygısını artırmaktadır. Belirsizliğin, yetersizliğin, sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak etkisini normalleşme sürecinde yaşayacağız. Bununla ilgili yeterince öngörü olmadığını görüyoruz. Halkımız gitgide yoksullaşırken, alım gücü düşerken, döviz artarken, esnafın cebindeki üç kuruş para da eridi. Temel gıda ürünlerinin ve temizlik ürünlerinin pahalı olması neticesinde esnafın büyük bir kısmının eşinden, dostundan borç alarak hayatını idame ettirdiğini biliyoruz.

Mart ayının ortasında başlayan ve evinde bekleyen esnafa, emekçiye, üreticiye açlık sınırının çok altında olan 1500 TL, 50 gün sonra vereceğini söyleyen hükümetimizin özel sektöre bakış açısı ve layık gördüğüdür. Hükümet sosyal adaletten bahsederken krizi liberal bakış açısıyla yönetmeye çalıştığını görüyoruz. Esnafın ve iş insanlarının bu krizden çıkmasının yolu devlet katkısının kısa ve orta vadede altı ve 12 ay kademeli devam etmelidir.  Yönetenlerin layık gördüğü değil, sosyal hak ve adalet çerçevesinde adil ve eşit bir ekonomik ve sosyal paydaşlık göstermesi gerekmektedir.

Esnaflar, zanaatkarlar, üreticiler ve halkın büyük bir kesimi yoksulluk içinde yaşarken, ‘1500 TL ile geçinin’ demek kabul edilebilir bir durum değildir.

 

YENiDÜZEN: Önümüzdeki hafta peyderpey işyerlerinin açılacağı açıklandı. Sizce öncelik hangi sektörlerin olmalı?

Mahmut KANBER: Öncelikle Sağlık Bakanlığı ve Covid-19 ile ilgili Bilim Kurulu, pandemi  ile ilgili hangi sağlık protokollerinin uygulandığı, bilimsel olarak ortaya konması ve bu çerçevede ekonomik yaşamın başlayabileceğini somut bir şekilde ifade edilmesinin ardından normalleşme sürecinin başlamasını önemli bulmaktayız.

Yeterli sayıda test kitleriniz var mı? Sağlık altyapımız yeterli mi?  Bize göre önemlidir. Sektörlerin sosyal mesafe, temasının az olacağı, vardiya ile çalışılan sektör ve meslek kollarıyla başlanması daha uygun olacaktır. Bu konuda dünyada Avrupa Birliği’nde önerilen sağlık ve ekonomik protokoller vardır. Bunların referans alınıp alınmadığını bilmek isteriz.

Burada ekonomik yaşamın başlaması için açılacak sektörlerin yeniden başlayacağı çalışma yaşamına sağlık ile ilgili bir takım tedbirler alması gerektiğini, bu tedbirlerin ortaya çıkmasıyla bizler de önerilen tedbirlerin tedariki ve eğitimini sağlamalıyız. Bu sorumluluğu KTEZO alacaktır.

 

YENiDÜZEN: Esnafa sağlanan destek kredileri sizce yeterli mi? Esnaf yeni bir borçlanma ile çıkış yolunu bulabilecek mi?

Mahmut KANBER: Esnafın şu anda krediden çok, öncelikle devlete yükümlülüklerinin kısa vade tedbirleri dediğimiz altı aylık süreyle erteleme değil, teşvik edici ve doğrudan mali kaynak aktarması gerektiğine inanıyoruz.

Ülkeyi, şirket yönetir gibi yönetmeyi ve kar zarar hesapları üzerinden politika üretilmesinin ne şimdi ne sonra kabul etmeyeceğimiz. Önce devlet sorumluluklarını yerine getirecek. Sağlık, ekonomik ve sosyal sorumluklarını halkına karşı yerine getirdiğinde, bizler de ekonomik faaliyet yürüten 10.000 işletme, devlete karşı yükümlülüklerimizi yerine getirmeye çalışacağız.

Küçük ve orta boy işletmeler kendi aralarındaki ticari sorunların büyük bir kısmını çözebileceklerini biliyoruz.

Kredi olanaklarının ulaşılabilir olmadığını, normal zamanda bile ulaşılamayan bir krediden farkı olmadığını görüyoruz. Bankaların bu konuda özel bir gayreti olmadığı, yapılan müracaatlara verilen cevaplardan, aranan kriterlerden ve riski ölçeğinden görünüyor.

Toplum, bu dar gününde kendisine yardım eli uzatmayan hangi sektörler var ise normalleşme sürecinin içinde veya sonrasında hatırlayacağını ve günü geldiğinde anımsatacağımızı bilinsin istiyoruz. Hükümet, finansal kaynaklara ulaşmakta zorluk çeken esnafa, zanaatkâra, üreticiye yeterince katkı koymamıştır, sermayeye sözünü geçirememiştir.

 

YENiDÜZEN: Hükümetten sizin talepleriniz oldu mu? Eksik bırakılan veya olmasını istediğiniz adımlar nelerdir?

Mahmut KANBER: Krizin başladığı günden itibaren sürdürdüğümüz çalışmaların tamamını hükümetin yetkililerine aktardık, temas kurduk, görüşme yaptık. Ancak bizim ön gördüğümüz, dünyada da birçok ülkenin öngördüğü krizin, kısa vadenin 6 ay, orta vadenin 12 ay, uzun vadenin de 18 ay olduğudur. Ancak hükümetin, planlamaların buna göre yapılması gerektiği ile ilgili tüm tedbir önerilerimizi yeterince ciddiye almadığını gördük.

Ekonomik tedbirlerin alınması noktasında taleplerimizi esnaf ve zanaatkarımız için dile getirdik.

10.000 üyesi 40.000 çalışanı, yerel istihdamın en yüksek olduğu doğrudan katma değer üreten 150.000’i aşkın kişinin doğrudan ekonomik fayda sağladığı bir ekonomik örgütün, toplumsal taleplerine yeterince ve doğrudan cevap verilmemiştir.

Kriz dönemlerinde katkı sağlamak isteyen büyük bir kitlenin sıkıntılarını ve taleplerini ortaya koyan Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın toplumsal talepleri yerine getirilmesini bekliyoruz.

Ekonomide krizin, işletmelerin açılması ile ortaya çıkacağı,  esnafa istihdam, kira, elektrik, sosyal güvenlik, vergi, gibi giderlerine doğrudan destek olması gerekmektedir. Ekonominin en az % 50 gerilediği,  TL’nin değer kaybı,  alım gücünün düşmesi yeni bir krizdir.

 

YENiDÜZEN: Önemli oranda esnafın zora düşeceği aşikar. Önümüzdeki süreçte esnafın yoğun olarak kepenk indirmesini bekliyor musunuz?

Mahmut KANBER: Önümüzdeki ilk 6 ay tanımladığımız kısa vadeli krizi, önlemler alınmazsa ekonomide % 50 daralma olacak, işletmeler zora girecek. Piyasayla doğru orantılı olarak işsizlik de artacaktır.

Doğru başlangıç ancak ilk 6 ay için küçük işletmelere mali katkının doğrudan devam etmesi ve temel girdilerin ucuzlatılmasıdır. 

Pandemi ile ilgili dezenfektan, maske, eldiven, galoş gibi çeşitli ürünlerin maliyetli olması esnafın maliyetlerini artıracak ve bu çerçevede Sağlık Bakanlığı’nın bu ürünlere açık işletmelere ulaştırması gerekmektedir.

Bugüne kadar kapanan kepenklerin sorumlusu yanlış ekonomik politikalardı. Bundan sonra da popülizm uğruna yanlışlara devam edilirse, sektörlerin talepleri karşılanmazsa, vergi alabilecekleri işletme bulamayacaklardır.

 

YENiDÜZEN: İşsizlik yoğun olarak yaşanacak mı? Bu yönde nasıl önlemler alınabilir?

Mahmut KANBER: Öncelikle ülkemizde 13 binin üzerinde çalışan, 30.000 kadar da öğrencinin ayrıldığı, kısa ve orta vadede dönmeyecekleri görünüyor. Bunun dışında ailelerin de ayrıldığı bilinmekte. Bunun ekonomik etkisi oldukça yüksek olacaktır. Bu çerçevede daralan küçülen ekonomilerde işsizlik oranı artabilir. Ama ülkemizde zaten işsizlik oranı azımsanmayacak kadar çoktu. Bunun daha da çok olacağı bir gerçektir ancak hükümetin mesleki eğitime önem vererek ve sektörlere yapacağı destek, istihdama doğrudan katkılarla bu durumu kısa vadede durdurabiliriz, orta vadede dengeleyebiliriz.

 

YENiDÜZEN: Bu süreç sonrasında en fazla hangi sektörler etkilenecek?

Mahmut KANBER:  Doğrudan turizme ve yükseköğretime hizmet eden, ticaret ve hizmet sektörü büyük bir sıkıntının içinde olduğu görünmektedir.

İnşaat sektörüne hizmet eden ustalar, yiyecek içecek sektörü, hizmet sektörü daralan ekonomiye göre tüm alanlarda sıkıntılar büyük. Şu anki kriz yönetim şekli yetersiz,  kaynak yetersiz, ‘kredini al borcunu öde’, sektörleri ayakta tutmaya yetmeyecektir.

Her alanda işyeri fazlası olması herkesin her işi yaptığı sermaye sahiplerinin kendilerinde her işi yapmayı hak gördüğü küçüğün korunmadığı yapıda ne bekleyebiliriz ki. Ancak bilinmesini isteriz ki bu ekonomi politikaları ile vergi alacak işletme bulamayacaklar.  

 

YENiDÜZEN: Esnaf krizi nasıl atlatabilir? Ne zamana tam bir normalleşme süreci bekliyorsunuz?

Mahmut KANBER:  Şu anki yönetimin, krizde aldığı önlemlerin yetersiz olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ortada sağlıkla ilgili veya ekonomi ile ilgili kısa vadeli tedbirleri ne olduğunu bilmek istiyoruz. Pandemeyi atlatmış olsak bile ekonomik tedbirler eğer şu anki açıklananlar ise kısa vadeli kriz bir yılı bulacaktır. Hükümet, sosyal devletin sorumlulukları olan ekonomik ve sosyal sorumluluklarının en az bir yıl boyunca kademeli olarak sürdürmek zorundadır. Güney Kıbrıs’ın Covid-19’la ilgili sağlık ve ekonomik tedbirleri Avrupa Birliği’nin uyguladığı protokoller ve uygulamalarla ortaya koymuştur.

Kuzey Kıbrıs’ın bu çerçevede ortaya koyduğu veya koyacağı bir yöntemin eşzamanlı olarak da uygulanması ile normalleşme sürecinin ada ekonomisine katkısı olacaktır. Şu anda dayanışma göstereceğimiz komşumuzla bu süreci yürütebilecek temaslarda bulunmalıyız.


“Yeniden başlarken bu düzeni kabul etmeyeceğiz”

YENİDÜZEN: Hükümet bu süreci doğru yönetebildi mi?  Bundan sonrası için sizinle yol haritası paylaşıldı mı?

Mahmut KANBER: Hükümet bu süreçte ilk defa kriz yaşıyormuş gibi bir refleks göstermiştir, ancak devletlerin anayasalarında her türlü pandemi, doğal afet ve krizle ilgili yasalar mevcuttur. Bilinen mevcut yasaların gereğini yapmak hükümetlerin sorumluluğundadır. Bu çerçevede bakıldığında halkın zorda kaldığı dönemde hükümet de ‘bende dardayım’ derse bu anlaşılabilir bir durum değildir.

10 yıllardır genelde tüm sektörler, esnaf, zanaatkarlar ve üreticiler kriz içinde boğuşmaktaydı.

Yanlış ekonomik politikaların adına serbest piyasa ekonomisi diyerek bugünlere gelmiştir. Güçsüz ve dayanıksız sektörler,  sayısal olarak çok işletme, sezonluk işletmeler,  senede 1500 aşkın işletmenin açıldığı bir o kadar da kapandığı ekonomide istikrar arayamayız. Acımasız kapitalist yapının doğurduğu bir ekonomik düzenin tamiri yok.  

Plansız sektörler, plansız yapılaşma, plansız turizm, plansız yükseköğretim, plansız inşaat, plansız işgücü, plansız esnaf, hükümetler bu krize kadar bunları görmezden geldiler.

 Peki bu krizde lokomotif sektörleri nasıl kurtaracaksınız? Kuralsız, kritersiz teşvikler devam edecek mi? Yerel istihdam sorgulanacak mı?  Yerel üretim sorgulanacak mı?

Turizmin çeşitliliğine önem verilecek mi? Esnafla rekabet edecek işleri yapacak mı?

Üniversiteler ülkemizin ekonomik, sosyal gelişiminde bilimsel çalışmalar yaparak toplum  yararına  halka daha yakın  üretimi destekleyip   gelişimine  yardımcı olacak mı?   

Yeniden başlarken bu düzeni kabul etmeyeceğiz.

Şu anda ekonominin en yaygın bölümü olan küçük ve orta boy işletmelerin ekonominin lokomotifi olarak ekonomik çarkları çalıştırmaya başladığında normalleşme sürecinde sermayeye teslim olmanızı kabul etmeyeceğiz.

Foto: Arşiv

Bu haber toplam 4990 defa okunmuştur