1. YAZARLAR

  2. Asım Akansoy

  3. 18 Ocak’a Giderken
Asım Akansoy

Asım Akansoy

SİYASET MEYDANI

18 Ocak’a Giderken

A+A-

Cenevre’de gerçekleşen tarihi Kıbrıs Konferansında, beş konu başlığı ve güvenlik konusunun tamamlanıp, tüm tarafların el sıkışarak ayrılmasını beklemiyorduk. Yine, büyük bir krizle masanın dağıtılmasını da beklemiyorduk. 

Beklentimiz, bugüne kadar sürdürülen müzakerelerin hakkının verilecek şekilde yolunun açılması, çözümün daha görünür olmasıydı. Yani Konferans açılışında, yeni BM Genel Sekreteri’nin kalıcı bir çözüm vurgusunu kararlılıkla yapması gibi. Kıbrıs sorunu müzakere alanının, uluslararası camianın gündemine resmen girmesi; adada sürdürülemez yapının bir ortaklık devletine dönüştürülmesi…elbette Avrupa Birliği konseptinde.

Bu sürecin kendi içerisinde iki büyük sorunu var. Kaynağı iç politik gelişmeler olan bu sorunların biri Yunanistan’da bir diğeri Türkiye’de yaşanıyor. Ne yazık ki, her iki ülke yönetimi de kendi iç dinamiklerini gözetmeden, Kıbrıs konusuna yaklaşama, Kıbrıs konusunda etkin davranma potansiyeli taşımıyor. Her iki ülkedeki kamuoyuna dönük çeşitli popülist hamleler, Kıbrıs çözüm müzakerelerindeki kırılgan havayı daha da olumsuz etkileyebiliyor. 

Bu bağlamda zaten her türlü istişare içinde bulunulan Türkiye’nin müzakere sürecindeki asli rolü olan garantiler konusu dışına çıkmaması, Kıbrıslı Türklerin toplumsal varlığını ve masadaki temsiliyetini zayıflatmaması bakımından oldukça önemli.

18 Ocak’a giderken, çözüm yanlısı tüm siyasi güçlerin elindeki tüm imkanları seferber etmesi gerekiyor. 

Bu hassas süreçte, her iki Lider’in de karşı karşıya kalabilecek açıklamalardan uzak durması hatta hiç konuşmaması, sözcülerin de bu şekilde bir yaklaşımı seçmesi önemli olur. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi konusunda, Cumhurbaşkanı odaklı bir iletişim adresinin sürekli işaret edilmesi oldukça önemlidir. En kötü hamle spekülasyon ve kafa karışıklığıdır ve bunun mutlaka ortadan kaldırılması gerekir.

Yunanistan konusunda üzerinde durulması gereken ana adres Tsipras’tır. Çözüm yanlısı güçlerin tüm bağlantılarını Tsipras’a yönelik harekete geçirmesi gerekir. Bugün ortada olan Garantörlük sorununun aşılabilmesi için Yunanistan’dan Kocias’ın yerine Tsipras’ın etkin olması, sorumluluk üstlenmesi gerekir.

UBP-DP hükümetinin siyasi kibirle süslenmiş ayrı gayrı havası, bu toplumsal seferberlik döneminde sorumsuzluk örneğidir. Bu konuda sorumluluğa davet, işe yaramayacağını düşünsek dahi şarttır.

Ve elbette çözüm güçlerinin yüksek siyaset yapmayı bir yana bırakıp, alana inmeleri en ciddi konudur, diye düşünmekteyim.

 

Bu yazı toplam 2085 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar