1. YAZARLAR

  2. Fatma Azgın

  3. 1935’te Modern İş Kadını: VEDİA BARUT
Fatma Azgın

Fatma Azgın

1935’te Modern İş Kadını: VEDİA BARUT

A+A-

              

Kadın kahramanlarım hep olmuştur. Kıbrıs’ın “kadın kültürü” taşıdığını savunurum. Çünkü Kıbrıslılar’ın kadın kahramanları çok olmuştur..Afrodit başta, Meryem Ana, Hala Sultan, Berengarya, Kraliçe Katherina Kornaro, Kraliçe Elizabeth gibi. Kıbrıs’taki kadın kültürü izleri hala silinmemiştir.

1930’ların başında bir kadın düşünün..Babası Selimiye Camii baş imamı, namazında niyazında, oruç tutan, ama Viktorya Kız Lisesi’nden mezun olmuş, Kıbrıs Türk toplumunun kültürel hayatında tiyatro ve müzikallerde sahne almış, evlenmiş, iki oğlu olmuş, kocası tarafından terk edilmiş, bir kadın, 1937’de Lefkoşa’nın merkezinde dükkan açarak iş kadını olabilmiş..

O dönemlerin gazetelerindeki reklam veya ilanlanlardan, Kıbrıs kadınlarının terzilik ve şapkacılık işinde yoğunlaştığını görüyoruz.

Aslında Vedia Barut ve ona benzer kadın örnekler, Kıbrıs’ta İngiliz döneminde toprağa atılan “modern toplum” tohumlarının çiçek açmaya, meyve vermeye başladığını anlarız.

Müslüman ailelerin kız çocuklarını da rasyonel eğitim veren İlk-Ortaokul-Lise’de okutmaları, Çocuklara sevgi ve saygı gösterilmesi, gereksiz cezalandırma ve müdahale yapılmaması, özellikle kız çocuklarının eğitilmesi, evlenip yaşam kurarken onları maddi/manevi desteklemek, boşanırsa evinden atılmaması düşünülerek çeyiz ve ev verilmesi (Bu kültürün Venediklilerden kalma olduğunu, Kıbrıs Kraliçesi Katerina Kornaro hakkında yazılan kitaplardan öğrendim. Venedik’ten Kıbrıs Lüzinyan kralı ile evlenmeye geldiğinde 1 gemi dolusu çeyiz ile geldiği yazılmaktadır. Tüm bu örnekler, kızların ve  kadınların korunduğuna birer delil sayılabilir.  Diğer yandan Kıbrıslıtürkler arasında dinin, sadece kişiye  özel inanç ve uygulama olduğunu, toplumsal veya politik bir araç niyetiyle kullanılmadığını belirtmek isterim. Vedia Barut da dinine, namazına, orucuna sadıktı ama eğitimi, yaşam biçimi, düşünceleri ile modern özgür birey örneği vermekteydi..

                                       ********

Çocukken Uzun Yol’dan giyinirdim. 1963 hadiselerinden sonra Vedia Barut’tan giyinmeye başladım. Dükkanı ana/baba günü gibiydi. İnsanlar karıştırır, bulur beğenir ve borç yazdırırdı. Bu hesapların içinden nasıl çıkardı bilmiyorum. O zaman bile zarar ettiğine inanırdım. Kaç müşterisi söyledi: “Biz burayı kendi evimiz ve satılanları kendi malımız gibi görürüz”. Kendisi ve yardımcısı Hanife müşterilerine güleryüz ve sevgiyle  hizmet ederlerdi. Vedia hanımı Lefkoşalılar sever sayardı. Araba ile gidilecek yerlere, her zaman onu götürecek insanlar bulunurdu.

Üniversite dönüşü yakınlığımız devam etti. Eczanem ve onun dükkanı çok yakındı. Gazetelerimi, bisikletle dağıtan birisinden alırdım sonra vazgeçtim. Vedia Barut’u Kıbrıs’ın “kadın simgesi” gibi gördüğümden, her sabah gazete almak bahanesiyle onu görüp güne başlamayı istedim. “Napan be Fatoş” kahkahasıyla gülüşür, şakalaşır ve işlerimizin  başına dönerdik. Hatta 1990 seçimlerinin sabahı, uykusuzluk ve seçim kaybetme ruh haliyle gazete almaya gittiğimde dükkanın sekisine takılıp bacağımı çok fena kırmış, abbulansla ameliyata götürülmüştüm.

Vedia Barut’u toplumsal cinsiyet açısından değerlendirmem üniversite döneminde Simone de Beauvir okumam, felsefik ve politik bilinçlenme ile feminizme geçmemle başladı. 1975’te tek kadın olarak  Kurucu Meclis üyeliğim, 1980’lerde “Türk Bankası Kültür Sanat” dergisinde kadın şairlerimiz hakkında araştırma yazılarım, “Kadın Şairler, Kadın müzisyenler Geceleri” düzenlemem, 1988 yılında Neşe Yaşın, Sevgül Uludağ ile çıkardığımız “Hanımeli Kadın Dergisi” ki ilk sayıda Vedia Barut’u “İlk iş kadınımız” olarak tanıtmıştım, 1989’da Yenidüzen Gazetesin’de “Öznelden Nesnele Kadın Gözlemleri” başlığı ile makale yazarlığına başlamam, 1990 CTP kurultayında “kadın kotası” önerimin tüzüğe geçirilmesi, kadınlarla ilgili araştırma ve emek arttıkça yakınlığımızı daha da genişletti.

Vedia Barut ile, uzun araştırma sonrası 1998’de yayınladığım “Ulviye Mithat, Feminist Buluşma” kitabımın yazım sürecinde daha yakın olduk.  Çünkü, karı koca Mithat’lar Vedia hanım ile yakın dost idiler ve iş yeri açması yüzünden ona ve ailesine  yapılan saldırılara SES gazetesindeki yazılarıyla kalkan oldular. Kültür-sanat faaliyetlerinde de beraberdiler.  

Toplum içinde sosyal bir varlık ve ayakta kalan örnek bir simge olarak ölene kadar çalıştı. Bu da onun gerçek bir iş kadını ve toplumsal bir varlık olduğunu kanıtlamaya yeter.

Onu saygı ve sevgi ile anıyoruz..Kadınlarımıza örnek olsun..

 

 

 

Bu yazı toplam 4047 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar