1974 sonrası düzenden, gerçekten mutlu musunuz?
UBP’li dede, torununu devlette işe koymak istiyormuş!
Kendisi, mücahitlikten, sigortalardan, devletten, İngiliz’den ve hatta Rum’dan emekli!
Eşdeğerden köşe!
-*-*-
Zamanında oğlunu, kızını işe koymuşlar!
Kırsal kesim arsasını almışlar!
1974 öncesi Güney’de bıraktığı iki dönüm bir evlek, iki oda dışarıda tuvalet mutfağa karşılık, Kuzey’de nefis bir hanayı kapmışlar!
Geri gitmek de yok çünkü “Rum bizi kesecek!”…
50 dönüm de narenciye…
Neyse!
-*-*-
Dedik ya toruna da devlette iş bulmak lazım…
Gitmişler, bir UBP’li bakanın kapısını çalmışlar…
“Toruna iş” istemişler…
Ve gitmeyle, gelmeyle, kızmayla, bağırmayla, çağırmayla oğlan işe girmiş!
Girmiş ama, girdiği iş, gerçekten “işi olan” bir yermiş!
Çocuk çok çalışıyor!
Dede aramış bakanı, fırçalamış:
“… Be gardaş, herkesi goyarsınız golay bir işe, bir tek bizim toruncuğun suçu vardı da goydunuz bir işe ki sabahtan akşama kadar işlesin!!!” demiş…
Eklemiş da; “… Yapamazdınız geni müdür?”…
-*-*-
Derken, Kıbrıslı narenciye toplamaz hale gelivermiş tabii ki…
“Benim oğlum memur olacak” zihniyeti, ne yazık ki bu ülkede “ucuz işgücü sömürüsü” diyebileceğimiz bir de sistemi getirmiş…
-*-*-
Tabii ki bu sistem, bir çok kompradorun da işine gelmiş…
Ne sosyal güvenlik yatırımı yapmışlar, ne de doğru dürüst maaş vermişiler…
Yıllardır, Türkiye’den getirdikleri yoksul mevsimlik işçilere narenciye kesimini yaptırmışlar…
Ve o işçileri, Sınırüstü köyünde şu anda gündemde olan bakımevinin 50 kat daha kötü koşullarda barındırmışlar…
Çoluk, çocuk, yaşlı, genç demeden, insanları çalıştırmışlar…
-*-*-
Şimdi ne olmuş?
Geçtiğimiz iki yıl pandemi nedeniyle çok zorlanarak getirdikleri mevsimlik Türkiyeli işçiler, bu sene pek gelmek istememiş!
KKTC’deki asgari ücretin Türkiye’den daha rezil durumda olması mı, yoksa pahalılığımız mı bilemem ama şartlar, Türkiyeli mevsimlik işçi meselesine uygun bulunmamış!
-*-*-
UBP zihniyeti hemen çözümü bulmuş!
“Madem ki Türkiyeli işçi getirip sömüremiyoruz, o zaman Suriyeli işçi getirelim” demiş bir ağamız!
-*-*-
Nasıl ama?
Suriyelidir, nasıl olsa Türk de değildir; gelsinler, karın tokluğuna narenciyemizi toplasınlar!
-*-*-
Çok üzücü bir durum!
İnsanın, insanlığından utanmasını gerektiren bir durum!
-*-*-
Ucuz işçi narenciyeyi toplayacak ve zaten temelde hırsızlık olan (ganimet) narenciyeden daha çok para kazanacağız!
-*-*-
Haaaa, elbette üretici ucuz işçi talebinde bulunabilir…
Ama, insan hakları, emekçinin hakları, emeğin hakları, sosyal haklar, siyasal haklar göz ardı edilmeden…
-*-*-
Yani bizdeki gibi değil…
Bizde temel zaten ısgarta.
Ganimet ekonomisi, yıllarca hırsızlık ürünü satıp keyif yapmamızı sağladı; şimdi tükenme noktasına geldi.
Çünkü, o kadar geri gittik ki; artık sömürülecek insan kalmadı.
-*-*-
Bazen ne düşünüyorum biliyor musunuz?
Tamam, binlerce Rum, kendi insanlarının hem ülkemizin tamamına, hem kendi toplumlarına ham de bizlere yaptığı kötülüklerin bedelini bir şekilde ödedi!
Ama sanırım artık sıra iyice bize geldi…
Ganimet düzeni; yalan ve hırsızlık dönemi; hamaset ve yalakalık sistemi bitmiştir…
-*-*-
Ya aklımızı başımıza toplar, Kıbrıs sorununu çözeriz, ya da bye bye!
Birinin canı sıkılacak, çekip ayağımızdan, kıçımızdan vuracaklar; sonra utanmadan arkamızdan da laf söyleyecekler!
Sormak istiyorum: 1974 sonrası yarattığınız bu düzenden, gerçekten mutlu musunuz?
Egemen değil menemen devlet!
Menemene soğan kıyılır mı kıyılmaz mı?
Menemeni Kıbrıslılar bilmez!
Menemen, bir Türkiye yemeği midir?
Öğrendik canım biz de!
Soğansızından!
-*-*-
Menemen, bir de bizim “devlet”tir!
Bazıları “egemen” diyor ama değil!
Menemen devlet!
Biraz biber, biraz domates, soğan size bağlı ve yumurta!
Çırp karıştır, pişir!
-*-*-
Egemen devletin Cumhurbaşkanı, Torosların fotoğraflarını paylaşıp, Kayseri’de belediye seviyesinde temas yapmaz!
Egemen devletin dışişleri bakanı, haftada birkaç gece meyhaneye gitmek dışında işlerle de ilgilenir!
-*-*-
Veya şöyle söyleyelim; menemen devletin dışişleri bakanı, egemen devletin dışişleri bakanının, Amerika’da “muadili” bakanla yaptığı görüşmeye uzaktan bakar!
-*-*-
Efendim yaşlılarla ilgili bakım sıkıntımız mı var?
Egemen devlet bu sıkıntıyı yaşamaz!
Menemen devlet ise sıkıntı üzerinden “ilgilendik, çözüyoruz” senaryosu çizer, şov yapar!
-*-*-
Egemen devlette, koalisyon hükümeti kurmak için çalışan en büyük partide; galiba “ben de bakan olmak istiyorum” demeyen, bir tek parti genel başkanıdır, ki bu da ayrı bir “menemen”!
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart (Fotoğrafta) Ada’da… Stewart dün hem Nicos Anastasiades hem de Ersin Tatar’la ayrı ayrı görüştü. Bu arada Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ioannis Kasoulides de Amerika’da, muadili bakan antony Blinken ile bir araya geldi… Elbette bu görüşmelerin gündeminde, Rihanna’nın hamile olması meselesi yoktu… Sanırım Kıbrıs meselesi önümüzdeki birkaç ay içerisinde, bayağı hareketlenecek…