2. İLAHİYAT KOLEJİ YOLDA
Türkiye’nin AB Bakanı Ömer Çelik’in, kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin bittiğini duyurduğu sıralarda bizim Cumhurbaşkanlığı sessizliğe bürünmüş, boynumuza geçirilen ilmiği biraz daha sıkıyordu. Ülkenin onurlu öğretmenleri ise bakanlığın önünde Türkiye’den dayatılan, yasadışı müfredat uygulayan Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni, haremlik selamlık Çanakkale kampını ve Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılma girişimlerini protesto ediyordu. Elçilik memurunun öğretmenlere hakaretleri ve öğretmenlerin lafı gediğine oturtan cevabı ise ön sayfalarda yer bile almadı. Tarih bunları da yazacak elbet. Korkunç günlerden geçiyoruz.
Din İşleri Yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne göndereceğine Meclis’e geri gönderen Sayın Cumhurbaşkanı, bu ‘laik’ düzene çok güveniyor olmalı ki bu konuda da sivil topluma kulak asmadı. Olana bitene kulak tıkamaya da devam ediyor. O zaman haberi kendisine ilk ben vereyim: “Bölgede çok talep var” denilerek Karpaz-Mağusa arasında ikinci ilahiyat koleji için hazırlıklar başladı. Yıllardır devletten okul bekleyen köylere, öğretmen bekleyen, alt yapı isteyen okullara para bulunamazken yeni bir ilahiyat kolejine para bulundu bile. Yeni İmam Hatipler yolda!
Türkiye Eğitim Bakanı geçtiğimiz ay yeni eğitim müfredatını açıkladı. Eylül’de yürürlüğe girecek olan müfredattan, biyoloji bölümünde yer alan evrim teorisi çıkarılarak felsefe kapsamına alındı. Felsefe ve bilim müfredatı daraltıldı, Atatürk ile ilgili konular maksimum derecede ayıklandı, cihat hakkında detaylı bölümler eklendi, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine, Kurtuluş Savaşı kadar yer verildi. Hatırlarsınız, Tayyip Erdoğan, “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik istiyorum” diyerek Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesi’ne atıfta bulunmuştu. Aydınlık Türkiye’nin çocukları kinle, dinle, nefretle karanlığa itilirken, ‘orası Türkiye, burası Kıbrıs. İç işlerine karışamayız’ kolaycılığıyla olana bitene ses çıkarmayan buradakiler şimdi kendilerini nasıl hissediyorlar acaba? Al işte artık her yer Türkiye! Hala mı susacaksınız?
Türkiye Eğitim Sendikası’nın raporuna göre eğitimde dini vakıfların etkinliği son sürat artmakta. Şeriat müfredatı denilen şey yavaş yavaş her yere zerk edilmekte. Türkiyeli öğretmenler ve aydınlar müfredat değişikliklerine karşı çıksalar da aldıkları cevapla yerlerine oturmak zorunda kaldılar yoksa hepsi FETÖ’cü olmaktan içeri girecekti: “Bu kitapları daha önce FETÖ bağlantılı kişiler hazırladı, bu yüzden değiştirmek zorundaydık”. Vay be!
Biliyorsunuz bizdeki eğitim müfredatı Türkiye ile uyumlu. Kitaplar oradan geliyor ve bire bir aynı kalarak öğrencinin önüne konuyor. Yeni kitaplar da okullar açılmadan gönderilecek. 2018-2019 eğitim öğretim yılında devlet okullarında bu kitaplar okutulacak. Bizim çocuklarımız da cihadın ne olduğunu öğrenecek. Müzik derslerinde ilahi dinleyecek.
Eğitim Bakanlığı’nda görevlendirilmiş, okullarımızdaki 5 bin 500 çocuğun kamplarda ‘milli eğitimden’ geçmesini organize eden TC Lefkoşa Elçiliği çalışanı, “size mi soracağız kimi nereye götüreceğimizi?” derken, gerici eğitime karşı çocukların aydınlık geleceğine sahip çıkan öğretmenlerimize hakaret etme cüretini gösterirken tek bir şeye güveniyordu: Tepkisizliğimize... Onlar organize, biz değiliz.
Ve biz uyurken, Tayyip Erdoğan’ın dilinden düşürmediği Necip Fazıl’ın Gençliğe Hitabesi’nde yazdığı gibi dava taşını burada da gediğine oturtmalarına çok az kaldı. O taşı gediğinden çıkarmak için şimdi hareket zamanı!