‘2 Tam, Bir Tek’ Eder Mi?
‘2 Tam, Bir Tek’ Eder Mi?
Simge Çerkezoğlu
Bazıları onun normal olmadığını düşünüyor ama o bunu çok da umursamıyor. Yaşadığı süreçlerin onu bu günlere taşıdığına inanıyor. Yüzlerce kişi ona ve onun düşüncelerine inanıyor. Oturduğumuz andan itibaren onu tanıyan, onu görmekten memnuniyet duyan insanlar sardı etrafımızı. Elbette gerek Kıbrıs’ta gerekse de Avrupa’nın ve Türkiye’nin farklı noktalarında defalarca seminerlere katılırken yüzlerce insanı tanıma ve konuşma şansına sahip olmuş biriydi o… Dünyayı dolaşıyor, insanlara umut ve sevgi vermek yanında bir anlamda fahri temsilciliğimizi de yürütüyor. Gittiği yerlerde hep Kıbrıs’ı anlattığından bahsediyor. Verdiği mesaj açık; “uyanın, bırakın alınganlıklarınızı, korkularınızı, bırakın sizi engelleyen her şeyi ve artık kendiniz gelin”
Sizler de benim gibi evrene, enerjiye fazla inanmayan insanlardan olabilirsiniz ama ben yine de Gardiyanoğlu’na kulak verin derim ve ondan sonra bu konu üzerine bir kez daha düşünün…
Ne kaybedersiniz ki?
DÖRDÜNCÜ KİTAP
Öncelikle kitaplarınızdan bahsedebilir miyiz?
İlk kitabımı internete koydum. evreninilahidili.com adresinden okunabilir. İki yüz sayfaya yakın bir kitaptı, ücretsiz paylaştık. Daha sonra ikinci kitabım “Evrenin İlahi Dili Uyanış” ismini verdiğim kitabımdı. Üçüncü kitabımı ise farkındalıkla ilgili yazdım, bitirdim ve internette ücretsiz yayınlamayı düşünüyorum. Dördüncü kitabım “İki Tam Bir Tek” de kitap olarak yayınlandı. Türkiye’de ve Kıbrıs’ta eş zamanlı satışa çıktı.
Herhangi bir grup, tarikat veya cemaate bağlı mısınız?
Kesinlikle tamamen bağımsızız ve bunun için de her türlü görüşe açız. Mevlana gibi insan ayrımı yapmıyoruz. Benim için herkes değerlidir. Erkekler erkek olduklarını kadınlar ise kadın olduklarını fark etmeli, hatırlamalı. Kıbrıs’ta küçük bir taş dükkânında insanların dertlerini dinleyerek baktım ki dünyanın birçok yerinde benim gibi sıkıntılı, dertli veya alınganlıkları olan insanlar varmış. Benim de korkularım, kıskançlıklarım dibe vuruşlarım vardı. Aslında hepimiz birbirimiz gibiyiz. Ama buna karşı hepimiz, kendimizi yalnız sanıyoruz. İlk Kıbrıs’ta başladım insanları dinlemeye. Son altı yıldır da dinlenmeden yapmaya devam ediyorum. İnsanları mutlu edebilmek ve onlara yardım edebilmek bana her şeyi unutturuyor.
KORKULARLA YÜZLEŞMEK
Nereden başladı bu kişisel gelişim ve enerji olayları?
Bu enerji çalışmalarından bahsederken fark ettim; annem aslında ben doğmadan enerji çalışmaları yapan bir insandı. 1979 yılında hatırlıyorum, annemle büyük yastıklara oturur üçüncü göz çalışması yapardık. Nefes çalışması ve meditasyon yapardık. Ancak elbette önce korkularla yüzleşmek gerek. Benim de dönem dönem bunlara güldüğüm, annemle matrak geçtiğim zamanlarım oldu. Ama altı yıl önceki dibe vuruşumun ardından aslında annemin ne kadar gerçek ve işe yarar konulardan bahsettiğini fark ettim. Muhteşem bir şey…
Size göre iyi ve kötü diye insan ayrımı yok mu o zaman?
Tabii yok, sadece kötü şeyler yapan ve iyi şeyler yapan insanlar var. Hepimiz birbirimizden farklıyız. İyi ki de farklıyız. Yoksa hepimiz hayatı aynı algılar aynı şekilde yaşardık. O zaman da hayat çok sıkıcı olurdu. Şu an ise ortada sadece farklı düşüncelerin dışa yansıması var.
BUGÜN KENDİNİ SEVDİN Mİ?
Bu da ortaya daha fazla iyi şeyler yapan ve daha fazla kötü şeyler yapan insanları çıkarıyor sanırım.
Aynen öyle, bu uygulamaya bağlı. Bugün bir çiçek ektin mi? Bir köpeği ya da kediyi yedirdin mi? Bir insana gönülden günaydın, nasılsın dedin mi? Bugün aynada kendine bakarken seni seviyorum dedin mi? Bugün işinde çalışırken işini aşkla mı yaptın? Bunlar önemli. Hepimiz düşünceler içinde hapsolduk sıkıştık. Hepimiz arızadayız. Arızadan kurtulmak için de kendimizi rahat bırakmalıyız. Kimse mükemmel olmak zorunda değil. Kimse her şeyden emin olmak zorunda değil. Zaten bu hayatta hiçbir şeyden emin olmayın. Bu size sadece daha fazla hata yaptırır.
Biraz da “İki Tam Bir Tek” kitabından bahsedelim. Kitap, deneyimleriniz ve görüştüğünüz insanlar sonucunda mı ortaya çıktı?
Benim hayatımda yaşadığım ilişkilerde deneyimlediklerim ve binlerce kişi ile yaptığım seanslarda dinlediklerimle ilgili. Her seansıma dair not tutarım. Binlerce not var. Herkesin ve kendimin özellikle neye takıldığına bakarak bu kitabı yarattım. Muhteşem bakış açıları var. Biz bugüne kadar hep bir elmanın yarısıyız ve bizi tamamlayacak birine ihtiyacımız var dedik.
BEKLENTİLERDEN KURTULMAK
Şart mı bir bütün olmamız, niye yarım kalamıyoruz?
Herkes hayatına kendi frekansında ilişki çeker. Farklı frekansta biri gelirse de anlaşamazlar ve ayrılırlar. Ben de diyorum ki eğer ben yarımsam biri beni sevsin, onaylasın takdir etsin ya da aşık olsun diye bekliyorsam bu yaslanmalı ilişki olur. Ben yarımsam hayatıma gelen insanlar da yarım olacak. O zaman önce tek başımıza tam ve bütün olmayı seçelim. Eskiden beklentilerim vardı. Artık hiçbir beklentim yok. Bu güne kadar ben insanları karşılıklı sevdim. Oysa artık hiçbir beklentim yok karşılıksız seviyorum, karşılıksız iyilik yapıyorum. Bu kitap ilk haftadan binlerce sattı. İnsanların bana dönüşü muhteşem. Aslında ben bu kitapta beklentilerden kurtulmak, alınmaktan vazgeçmek, gizli rekabet ve insanlar benim için ne düşünür kaygılarından kurtulun diye yazdım. Çünkü bunlardan kurtulamadıkça hayatta hiçbir yere gidilmez.
MASKE
Neden yargıladıklarımız bir süre sonra yaşadıklarımıza dönüşüyor?
Kesinlikle yargıladıklarımızı yapıyoruz. Çünkü yargıladığımız her şey bizi buluyor. Çekim enerjisi yaratıyor ve o olayı kendimize çekiyoruz. Tabii dışımızda hep maskelerimiz var ama içimizden bile olsa birini yargılıyorsak, suçluyorsak ve eleştiriyorsak dönüp bir gün kendimizi aynı durumda buluyoruz.
Bu durumda artık başkalarını bırakıp kendimize bakma zamanı geldi haksız mıyım?
Evet, kendi iç dünyamıza dönüp kendimize ulaşmadığımız sürece etrafımızdaki hiç kimseye de ulaşamayız. Dolayısı ile artık etraftan çok kendi iç dünyamıza dönme zamanı geldi de geçiyor bile.