2 ‘zanlıyı’ İstanbul’dan gelen ‘özet jet’ alacaktı
Beyarmudu’ndan kaçak şekilde Kıbrıs’ın kuzeyine geçen 2 kişi, Ercan Havalimanı’nda kendilerini bekleyen ‘özel jet’ ile adadan ayrılmayı denedi ancak muhacerette ‘giriş’ kayıtları gözükmeyince tutuklanarak soruşturma amacıyla cezaevine gönderildi.
Ertuğrul SENOVA
Beyarmudu’ndan kaçak şekilde Kıbrıs’ın kuzeyine geçen biri Alman, diğeri Polonyalı olmak üzere 2 şahıs, Ercan Havalimanı’nda kendilerini bekleyen ‘özel jet’ ile adadan ayrılmayı denedi ancak muhacerette ‘giriş’ kayıtları gözükmeyince tutuklanarak soruşturma amacıyla cezaevine gönderildi.
Yaklaşık 1 haftadır cezaevinde ‘soruşturulan’ söz konusu şahıslarla ilgili açıklama yapan polis, 2 Kasım tarihinde ‘yasadışı’ yollarla kuzeye geçtiklerinin tespit edildiğini bildirdi.
Kıbrıs’ın güneyinde işlenen 2 cinayetten sonuncusunun da 2 Kasım tarihinde gerçekleşmiş olması, tutukluların, cinayetlerle bağlantılı olduğu şüphesini uyandırdı ancak Kıbrıs Cumhuriyeti polisi, tutukluların, söz konusu cinayetlerle bağlantısı olmadığını açıkladı.
Öte yandan Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Suç ve Suçlulara İlişkin İki Toplumlu Teknik Komite’nin Kıbrıslı Türk Eş Başkanı Avukat Salih Can Doratlı, tutuklulardan birinin Avrupa Tutuklama Müzekkeresi tahtında aranan şahıs olduğunu belirtti, bu kapsamda Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarınca iadesinin talep edildiğini aktardı.
Polis Sözcüsü Kristos Andreu da, tutuklanan kişilerden birinin, Polonya’da, “Kara para aklama, suç örgütüne dahil olma ve gasp” suçlarından aranan bir Alman vatandaşı olduğunu belirtti.
Polonyalı yetkililer tarafından aranan şahsın, kaçak şekilde geçtiği Kıbrıs’ın kuzeyinden özel jet aracılığıyla nasıl kaçmayı planladığı merak konusu halini aldı.
YENİDÜZEN’in araştırmasına göre ‘zanlı’ konumundaki şahısların adadan ayrılmayı denediği tarihte Ercan’a 2 ‘özel jet’ geldi.
İstanbul’dan geldikleri öğrenilen jetlerden biri 5 Kasım Pazar gününe kadar Ercan’da bekleyip 21.50 sıralarında İstanbul’a geri döndü.
Diğer jet ise 4 Kasım Cumartesi günü önce Antalya, ardından Ankara, İstanbul ve Irak’ın başkenti Erbil’e uçtu.
Resmi makamlar, tutukluları bekleyen ‘özel jetin’ hangisi olduğuna dair açıklama yapmaktan kaçındı.
Neler yaşandı?
28 Ekim tarihinde Larnaka Havalimanı’ndan Kıbrıs’ın güneyine gelen bir şahıs, havalimanında görevli yetkililer tarafından alıkonuldu. Sistemde, söz konusu şahsın Polonya’da “kara para aklama, suç örgütüne dahil olma ve gasp” suçlarından aranan bir Alman vatandaşı olduğunun belirtilmesi üzerine tutuklandı.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde yargılandıktan sonra 50 bin Euro kefalet, seyahat belgelerine erişim engeli ve ıspat-ı vücut şartıyla serbest bırakıldı. 3 Kasım’da karakola giderek imza vermesi gereken söz konusu şahıs, aynı tarihte Ercan Havalimanı’nda “Kıbrıs’ın kuzeyine yasadışı şekilde giriş yaptığı” tespit edilmesi üzerine, yanındaki şahısla birlikte tutuklandı.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki polis, 42 yaşındaki J.A.P. ve 41 yaşındaki T.B.B. isimli şahısların 2 Kasım tarihinde Beyarmudu’ndan yasadışı yollarla kuzeye giriş yaptıklarını ve Ercan’dan çıkış yaptıkları esnada, muhaceret memurunun ‘giriş kayıtlarını’ bulamaması üzerine tutuklandıklarını açıkladı.
İlk etapta güneydeki cinayetlerle ilişkilendirildi
Yaşananlar üzerine hem kuzeydeki hem de güneydeki medya, söz konusu şahısların güneyde arka arkaya işlenen Kalogeropoulos ve Mavromichalis cinayetleriyle ilintili olabileceğini yazdı.
Ancak söz konusu iddialar hem kuzey hem de güneydeki resmi makamlarca yalanlandı.
Kıbrıs Haber Ajansı’na açıklama yapan polis sözcüsü, tutuklanan iki şahsın "Thanasis Kalogeropoulos ve Alexis Mavromichalis cinayetleriyle hiçbir ilgisi olmadığını" söyledi.
Polis sözcüsü, iki şahıstan birinin Polonya'da aranan bir Alman vatandaşı olduğunu ancak diğer şahısla ilgili bir bilgisi olmadığını ifade etti.
Polis, Polonya’da aranan şahsın 28 Ekim'de Larnaka havaalanına geldiğini ve sistemde “suç örgütüne katılım, kara para aklama, gasp da dahil olmak üzere çeşitli suçlarla bağlantılı olarak arandığının” tespit edildiğini söyledi.
Söz konusu şahsın tutuklandığını ve 31 Ekim’e kadar tutuklu kaldığını, ardından da 50 bin Euro kefaletle serbest bırakıldığını belirten polis, teminat gereği 3 Kasım’da polis karakoluna gelip imza etmesi gereken şahsın, bu işlemi gerçekleştirmediğini ifade etti.
Polis, ertesi gün Kıbrıslı Türk yetkililerin, İki Toplumlu Suç ve Suçlulara İlişkin Teknik Komite aracılığıyla söz konusu şahısların adadan ayrılmaya çalıştığı bilgisini aldıklarını belirtti.
Güney tutuklulardan birinin “iadesini” istiyor
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan İki Toplumlu Suç ve Suçlulara İlişkin Teknik Komite Eş Başkanı Salih Can Doratlı, her iki tutukluyla ilgili yargılama sürecinin devam ettiğini, güneyden iade talebinin ise cinayetlerle ilgili olmadığını söyledi.
Doratlı, güneyin iade talebinin, tutuklu şahıslardan birinin, “Avrupa Tutuklama Müzekkeresi tahtında aranan şahıs” olmasından kaynaklandığını ifade ederek, “Konu şahısların KKTC’deki yargılamalarının tamamlanmasını müteakip, talepler de ilgili Kurumlarınızca değerlendirilecektir” dedi.
Ercan’da ‘özel jet’ bekliyordu
Öte yandan YENİDÜZEN’in araştırmasına göre, Avrupa Birliği tarafından aranan söz konusu şahıs, Kıbrıs’ın kuzeyinden, İstanbul’dan gelen bir özel jet aracılığıyla kaçmayı planlıyordu.
‘Zanlı’ konumundaki şahısların adadan ayrılmayı denediği tarihte Ercan’a 2 ‘özel jet’ geldi.
İstanbul’dan geldikleri öğrenilen jetlerden biri 5 Kasım Pazar gününe kadar Ercan’da bekleyip 21.50 sıralarında İstanbul’a geri döndü.
Diğer jet ise 4 Kasım Cumartesi günü önce Antalya, ardından Ankara, İstanbul ve Irak’ın başkenti Erbil’e uçtu.
Resmi makamlar, tutukluları bekleyen ‘özel jetin’ hangisi olduğuna dair açıklama yapmaktan kaçındı.
Polonyalı yetkililer ve AB tarafından aranan şahsın, kaçak şekilde geçtiği Kıbrıs’ın kuzeyinden özel jet aracılığıyla nasıl kaçmayı planladığı merak konusu halini aldı.
Güneyde 48 saatte iki cinayet işlenmişti
Kıbrıs’ın güneyinde geçtiğimiz hafta 48 saat içerisinde iki cinayet işlenmişti.
Kıbrıs’ın güneyinde 30 Ekim ve 1 Kasım tarihlerinde gerçekleşen iki cinayetle ilgili polis soruşturma başlatmıştı.
Cinayetlerden ilki, 30 Ekim Pazartesi günü Limasol’da gerçekleşmiş ve Thanasis Kalogeropoulos güpegündüz vurularak öldürülmüştü.
Kalogeropoulos’un cesedinde yapılan otopside, 10 kurşunla vurulduğu tespit edilmişti.
Söz konusu cinayetten 48 saat sonra ise bu kez Güney Lefkoşa’da bir cinayet işlenmişti. Alexis Mavromichalis isimli şahıs, evinde uğradığı silahlı saldırının ardından ağır yaralı şekilde hastaneye kaldırılmış ve hayatını kaybetmişti.
Son cinayette “Sniper” olarak bilinen keskin nişancı tüfeğinin kullanılması dikkat çekmişti.
Basında çıkan haberlerde, Alexis Mavromichalis’in, “güneydeki polis tarafından tanınan bir isim” olduğu, toplumda Alexoui adıyla tanınan şahıs, güneyde cinayet ve gasp vakaları ile tanınıyordu.
İkinci kattaki apartman dairesinin balkonunda bulunduğu sırada, sniper ile yapılan tek atışla öldürülen Mavromihalis’in tetikçiler tarafından infaz edildiğinden şüphe ediliyordu.
Benzer durum geçtiğimiz pazartesi günü 10 el ateş edilerek öldürülen Thanasi Kaloyeropulu cinayetinde de yaşandı.