Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun düzenlediği Süper Kupa finalinde geçtiğimiz gün İskele’deydik.

Yıllarca Londra Kupası adı altında yurt dışına giden ülkemiz lig şampiyonu ve kupa şampiyonu, bu kez ülke sınırları içerisine karşılaştılar.

Ülke sporunun durumu malum.

Ambargolar, tanınmama ve bunların etkisi ile kendi ciğerini kavurmaya çalışan, profesyonel düşünmeye çabalayan ancak bunu gerçekleştiremeyen bir yapı içerisinde Kıbrıs Türk futbolu.

Sınır kapılarının açılması ile Güney’deki maçları takip etmek için GSP Stadı yollarını arşınlayan kişilerdir Kıbrıs Türk futbolseveri.

Her yıl moral ve motivasyon artsın, yurt dışında futbol oynayalım diye Londra’da düzenlenen turnuvada forma giyerek bir nebze de olsa kendimizce kırdığımız ambargolar altında yeşil sahalara çıktı takımlarımız bunca sene.

Bu yıl ne Londra vardı görünürde, ne de Türkiye.

Sadece takımlarımızın büyük bir bölümü İzmit Kartepe’yi mesken tuttu yeni sezon hazırlıkları için geçtiğimiz yaz aylarında.

***

Ülkemizde ilçe olarak anılan, ancak ilçelikten uzak bir yerleşim birimi olan İskele’de Süper Kupa adı altında karşılaştı şampiyon takımlarımız.  

İlçe olarak anılan diyorum çünkü en basiti kendine ait bir İtfaiye Teşkilatı olmayan bir yerleşim birimidir İskele. Yıllarca bunun verdiği zararı, ziyanı, sıkıntısını çekmiş bir yerdir. Herhangi bir yangın çıksa bile, Mağusa’dan gelecek itfaiye aracının yeni yapılan yollarda onlarca kilometre yol kat ederek geldiği bir yerdir.

Her neyse, son yıllarda “Efsane” lakabı ile bilinen Çetinkaya, “Forest” Kaymaklı’yı 2-1 mağlup ederek kupayı göklere kaldırır. Tabii maç boyunca defalarca pozisyon bulan Kaymaklı bunları değerlendiremeyince, iki defa kaleye giden Çetinkaya “Süper” olur lig arifesinde. Tabii Hatice değil, netice önemlidir günün sonunda. 10 sene sonra sorduklarında 2011 Süper Kupa şampiyonu Çetinkaya’dır.

Galibiyetin bir diğer anlamı, Çetinkaya’nın rakibi Kaymaklı’yı en son 17 Ocak 2010 tarihinde, lig müsabakasında mağlup edişidir. Bu galibiyetin üzerinden 20 ay geçmiştir.

20 ay sonra gelen galibiyet, beraberinde bir de kupa getirdi sarı kırmızılılara.

***

Küçük Kaymaklı’da sezon öncesinde 2-1’lik skorlarla kaybedilen 2 kupa finalinin burukluğu hakim. Önce KTSYD Kupası’nda Yenicami’ye mağlup olurlarken yedek kulübesinin yetersizliği tartışıldı günlerce. Daha sonra 1 hafta dolmadan Mehmet Çil ve Şenol takviyeleri geldi. İkisinin de daha önce oynadıkları takımlara yaptığı katkılar tartışılmaz, iyi oyuncular.

Ama esas sıkıntı Kaymaklı’da belirli noktaların daha henüz takıma aşılanamaması.

Mustafa Borataş’ın göreve gelişinin üzerinden henüz bir ay geçmemiş. Takım ile sezonu açmamış, bu bir dezavantaj. Bu dezavantajın etkilerinin yansıması da vardı iki maçta da. Ciddi hazırlık karşılaşmaları diyebileceğimiz bu müsabakalarda takımların son durumları hakkında biraz bilgi sahibi olabildik. Ancak her takımın biraz daha zamana ihtiyacı var. Özellikle de Kaymaklı’nın.