‘20 Temmuz Lisesi’ mi? , ‘20 Temmuz Fen Lisesi’ mi?
Bütün toplumlarda eğitimin amacı, yeni kuşaklara bir kültür birikimini aktarmak, gençlerin davranışını yetişkinlerin hayat tarzı yönünde biçimlendirerek, onları gelecekteki toplumsal rollerine doğru yöneltmektir. İlköğretimden doktora sonrasına değin dike
Bütün toplumlarda eğitimin amacı, yeni kuşaklara bir kültür birikimini aktarmak, gençlerin davranışını yetişkinlerin hayat tarzı yönünde biçimlendirerek, onları gelecekteki toplumsal rollerine doğru yöneltmektir. İlköğretimden doktora sonrasına değin dikey bir eğitim piramidinden söz edildiği gibi mesleki eğitim, genel eğitim gibi eğitimde yatay bir bölünmeden de söz edilebilir.
Eğitim planlaması, hükümetçe saptanan belirgin insan gücü hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik bir süreçtir. Genel eğitim planlamasında dikkate alınacak başlıca unsurlar; nüfus değişikliği, ekonomik büyüme ve kalkınma, toplumsal talep ve fırsat eşitliğidir…
Ancak gerek eğitim yapılanmasında gerekse planlamasında dikkate alınması gereken en önemli öğe okuldur. Çünkü planlı eğitim okullarda sürdürülmektedir. Ve okulların yapısı eğitim hedeflerine ulaşması için oldukça önemlidir.
Bu anlamda Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi çok ciddi tartışmalar yaşamıştır. Bunların başında gelen en önemli tartışma da hiç şüphe yok ki kolejlerdir. “Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi’nde kolejlerin yeri nerededir? Kolejlere giriş şekli nasıl olmadır?” Tartışmaları hâlâ devam etmektedir… “SBS”, “Kolej Giriş Sınavı” gibi birçok uygulamanın devam edip etmeyeceği kararsızlığı da bu tartışmalarının eseridir…
Son yıllarda eğitim sistemimizdeki tartışma yaratan diğer bir okulumuzda “20 Temmuz Fen Lisesi”dir… Hatırlanacağı üzere geçmiş dönemde; farklı okul türleri değil farklı program türleri temelinde alınan kararlar doğrultusunda “20 Temmuz Fen Lisesi”, sadece “Fen Programı” veren bir lisesi olma statüsünden çıkartılmış, lise düzeyindeki diğer programların da bu okulda okutulması yoluna gidilmişti… Ancak 2009 sonrasında ani bir kararla bu uygulama değiştirildi ve bu okul sınavla öğrenci alan Fen Lisesi haline dönüştürüldü. Bu nedenle de geçtiğimiz yıl; 2011 Yönlendirme Sınavı kapsamında tercih edilerek yeterli puanı elde eden öğrenciler, 2011-2012 öğretim yılı için bu okula kayıt hakkı elde etti… Ancak son günlerde “20 Temmuz Fen Lisesi”ne genel lise statüsünde kayıt alındığına dair yoğun şikayetler var. Gerçekten durum böyle mi? Bu okul bir “Fen Lisesi” mi yoksa genel bir lise mi? Böyle bir durum oluşturulmuşsa bu sınıfa hangi koşullardaki öğrencilere kayıt hakkı veriliyor?
Bu soruları artırmak mümkün… Fakat esas olan; bu sorulara verilecek yanıtlar ne olursa olsun, hem öngörülen lise düzeyindeki eğitim yapılanmasına hem de eğitim planlamasındaki temel argümanlar olan toplumsal talep ve fırsat eşitliğine aykırı olduğudur.
BURAYA DİKKAT
Akademik sınıflar
Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Kemal Dürüst, “kolejlerin gerçek anlamda işlevini bulması için bu okullardaki ÖSS sınıflarını kapatacaklarını” açıkladı. Doğru ve önemli bir karar… Kolejler, gerçekten de esas misyonuna yani GCE-A-Level, IB, SAT gibi uluslararası ölçme-değerlendirme uygulamaları ile öğrenci alan üniversitelere öğrenci hazırlama işlevine geri dönmelidir.
Ancak ne yazık ki Sayın Bakan’ın bu açıklamayı yaptığı Güzelyurt Türk Maarif Koleji’nde bu öğretim yılı için açılan 25 kişilik IGCSE programına sadece 7 kişi yerleşti. Netice Güzelyurt Türk Maarif Koleji’ndeki bu program daha doğmadan öldü… Ortada bir terslik var gibi değil mi?
Öte yandan öğretim yılı başında değiştirilen “Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü” ortaokullardaki “akademik sınıflara” öğrenci alınma kapsamı daraltıldı… Oysa kolejler gerçek misyonlarına dönüşecekse, “akademik sınıflar” geliştirilmeli yani İngiliz dilinin farklı disiplinlerle öğrenmesine yardımcı olan ve bu sınıflara adını veren “Akademik İngilizce” dersi yeniden eğitim sistemimize dahil edilmeli hatta yaygınlaştırılmalıdır. Bu sınıflara devam eden öğrenciler; hem kendi yaş grubundaki beceri ve kazanımları ana dilinde alarak daha bir bilinçlenmekte hem de gelecekteki kolej eğitimlerinde ihtiyaç duyacakları temel bilgi ve kavramları İngilizce dilinde öğrenmelerine olanak sağlayacak “Fen ve Teknoloji” ve “Matematik” derslerini İngilizce dilinde okumaktadır. Başka bir ifadeyle GCE A-Level programların ön koşul bilgilerini “akademik sınıflarda” alan öğrenciler bir anlamda bu programlarla tanıştırılmaktadır. “Akademik sınıfların” geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması Sayın Dürüst’ün açıklamasında olduğu gibi gerçekleştirilmek istenen; kolejlerin sadece uluslararası nitelikteki GCE A-Level programlarında eğitim vermesi kararını daha bir anlamlı hale getirir. Aksi durumda bu karar da, sadece bir söylemden öteye gidemeyecektir.
ANLAYANA
Bekçi
Devlet bir gün geniş ve boş bir araziye geceleri göz kulak olacak bir bekçi işe almaya kara verir.
Bir süre sonra düşünülür ; “Peki talimatlar olmadan bekçi işini nasıl yapacak.” Bir planlama birimi kurulur ve planlamayı yapmak üzere iki kişi işe alınır.
Bir süre sonra ; “İşleri yapıp-yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz” diye düşünülerek İki denetmen işe alınır, biri denetim yapar diğeri raporları yazar.
Bir süre sonra ; “Bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek” diye tartışılır ve bir muhasebe şefi, bir katip, bir de istatistikçi işe alınır.
Bir süre sonra ; “Peki bunlardan kim sorumlu olacak” diye düşünülür ve bir müdür ve iki de müdür yardımcısı işe alınır.
Bir süre sonra, ülkede ekonomik kriz çıkar ve bütçedeki masrafları kısmak için bekçi işten çıkartılır…
BİLİYOR MUYDUNUZ?
7 bölge ve Cem Yılmaz
Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı 12'nci sınıf Coğrafya dersinde Türkiye’nin 7 coğrafi bölgeye ayrımını ders kitaplarından kaldırdı. Bölgelerin kendi sınırları içinde benzerlik göstermemesi ve bir bölgenin diğer bölgeden özellikleri itibarıyla tam olarak ayrılmamasının yanında farklı bölgede yer alan birçok yeni il bulunması ve bölgeler arasında nüfus karmaşasının yanı sıra aynı zamanda iklimsel karmaşa da yaşanıyor olması bu değişliğin temel nedeni olarak gösteriliyor.
Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı ders kitaplarında göze çarpan diğer bir değişlik ise Türkiye’nin ünlü komedyeni Cem Yılmaz’la ilgili… Cem Yılmaz'ın işindeki başarısı; ilköğretim 4’üncü sınıf sosyal bilgiler kitabının birinci ünitesindeki meslek seçiminde ve işinde başarılı olan insanların yeteneklerinin ve dış görünüşlerinin işlendiği bölümde örnek olarak gösteriliyor.
Bu örnekler, öğretim programlarının ve ders kitaplarının güncel bilgiyi ve toplumsal değerleri içirmesi gerekliliğinin göstergesidir. Bu nedenledir ki her toplum kendi öğretim programı ve kendi ders kitabını kendisi yazmaktadır. Çünkü güncel bilgiyi, gerçeği ve yerel öğeleri içermesi gerekliliği öğretim programları ve ders kitaplarının taşıması gereken temel ilkeleridir. Tam da bu anlayışlarla 2005 yılında Kıbrıs Türk Eğitim Sisteminde ilkokul birinci sınıftan, ortaokul son sınıfa kadar tüm öğretim programları ülkemiz koşullarına göre güncellenmiş ve bu öğretim programlarına uygun olarak kendi akademisyen, eğitim uzmanı ve öğretmenlerimizin elinden çıkmış 83 adet ders kitabı eğitim sistemimize dahil edilmişti… Ne yazık ki şimdilerde bu durumdan çok gerideyiz…