200 BİN YENİ VATANDAŞ MI?
Muhaceret Affı geçtiğimiz hafta meclis komitesinde oy çokluğuyla onaylandı.
Pazartesi meclis genel kurulunun gündemine gelmesi ve farklı bir gelişme olmaması halinde onaylanması bekleniyor.
Onaylanması bekleniyor, çünkü kimse UBP’li vekillerden b
Muhaceret Affı geçtiğimiz hafta meclis komitesinde oy çokluğuyla onaylandı.
Pazartesi meclis genel kurulunun gündemine gelmesi ve farklı bir gelişme olmaması halinde onaylanması bekleniyor.
Onaylanması bekleniyor, çünkü kimse UBP’li vekillerden bir sağduyu ya da toplumsal sorumluluk beklemiyor.
Keşke yanılsak, keşke utansak!
Umarım, muhalefet ve sendikal tavır yasanın engellenmesi için yeterli olur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Eski Müsteşarı Aziz Gürpınar ile konuyu dün KANAL SİM’de konuştuk. Gürpınar bu konuda en donanımlı kişilerden biri.
Yasa tasarısıyla ilgili endişelerini sıralarken önemli noktalara işaret ediyor. En dikkat çekici olanı ise bu tasarıyla kaçak iş gücünün yasalaşacağı.
Çünkü bu tasarı ön izni ortadan kaldırırken, iş aramak için ülkeye gelmeyi de teşvik ediyor. Öngörülen turist vizesiyle gelecek yabancılar, 6 ay boyunca iş arayacak. Üstelik bu uygulamayla sadece ülkede kaçak duruma düşmüş olanlar değil, belki de ülkeye hiç gelmemiş olanlar için de özendirici olacak.
Ön izin yok, formalite ve yaptırım yok.
Üstelik iş alanları konusunda hiçbir belirleme ya da çalışma yapmadan tamamen denetimsiz olarak isteyenin istediği alana konuşlanabileceği anlamına da geliyor bu.
Biz hangi alanlarda iş gücüne ihtiyaç duyuyoruz, ne kadar süreyle ve kaç kişiyle çalışmamız gerekiyor? Bu soruların cevapları yok.
Anlaşıldığı kadarıyla bu cevaplara gerek de yok.
İsteyen herkesin aileleriyle birlikte gelmesinin de önünü açacak, yeni uygulama.
Gürpınar, şu anda Kuzey Kıbrıs’ta 20 bin civarında kaçak işçi olduğuna dair bir tahmin yürütüyor. Aileleriyle birlikte bu kişiler 60 bine ulaşıyor.
Üstelik yeni tasarı burada iş aramak için bulunacak olanların, yanında 18 yaşından büyük çocuklarını da getirmelerine ve onlarla birlikte iş aramalarına da olanak tanıyor.
Yani her halükarda bu 60 bin rakamının bu özendirici maddeyle birlikte daha da artma potansiyeli var.
Gürpınar ülkedeki kayıtlı işçi sayısının ise, 30-31 bin civarında olduğunu söylerken, bu rakamın ailelerle birlikte 100 bine denk geleceğine işaret ediyor.
Yani tasarının yasalaşmasıyla, ülkedeki 100 bin kayıtlı işçi ve ailelerine, 60 binin üzerinde bir ekleme daha olacak.
Peki bizim toplum yapımız bu kadar sınırsız ve denetimsiz bir nüfus akışını kaldırabilecek düzeyde midir?
Af konusu insani bir boyuta taşınarak, son kez olacak deniliyor. Kimse kaç kişinin affa başvuracağını ya da kaçak işçi sayısının kaç olduğunu da açıklamıyor.
Bu rakamın bilinmemesine imkan var mı?
Dahası bu rakam kaç olursa olsun, aslında mevcut yasa, kaçak duruma düşmüş olanların sınır dışı edilmesini emrediyor. Ama bu kaçak işçiler nedense sınır dışı edilmiyor, on binlerle ifade edilen bir rakamla burada kalmalarına, yasanın çiğnenmesine göz yumuluyor.
Yani aslında kendi eliyle yaptığı yasayı da uygulamıyor devlet.
Neden?
Bu ülkede Kürt öğrenciler tek solukta apar topar sınır dışı edilirken, kaçağa düşmüş on binlerce işçi burada çoğaltılıp, defalarca çıkarılan aflarla yasallaştırılıyor.
Şimdi bu kaçak olma hali de yasallaştırılıp, yenilerinin gelmeleri de özendirilecek.
Ve ister istemez bütün bunlar sırada en az 200 bin yeni vatandaş mı var diye soruyor insan.
Bir süredir, vatandaşlık ve nüfus konusunda, Türkiye’den gelen mesajlar, aslında burada gelmiş geçmiş nüfus politikalarında bir değişiklik olmadığını, aksine daha titiz şekilde uygulanmaya devam ettiğini ortaya koyuyor.
Yani daha çok nüfus, daha çok vatandaş!
Muhaceret Affı da bu haliyle işte bu politikanın parçalarından biri.