Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın New York’a gitmek için adadan ayrılmadan önce Ercan Havaalanı’nda basın toplantısı düzenledi.

Akıncı’nın açıklamaları şöyle:

Genellikle her yıl bu dönemlerde New York’a gitmekte, temaslar yapmaktayız. En önemlisi BM Genel Sekreteri ile olan görüşmedir. Üst düzey görüşmelere yarından itibaren başlayıp, hafta sonu da BM Genel Sekreteri ile tamamlamayı planlıyoruz. Bu yıl ki temasın, geçmiş yıllardan farkı var. Lute ilgili taraflarla görüşmelerini tamamladı, raporunu BM Genel Sekreteri’ne sunması bekliyor. Crans Montana sonrasında, geçtiğimiz Eylül ayında kendisi ile buluşmamızda, Lute ile görüşmemizde dile getirdiğimiz; Kıbrıs sorununda eksi müzakere süreçleri kapanmıştır. Takvimsiz süreçlerle zaman kaybedilebilir. Yıllardır uygulanan yöntemlerle bir yere varılamadığı anlaşıldığı üzere takvimli ve sonuç odaklı süreç gündeme gelmelidir.

New York öncesinde yeni suçlama kampanyası başlatmayı hedeflemiyorum. Çözümsüzlüğün devamı her iki toplumu olumsuz etkileyecektir. Karşılıklı kabul edilebilecek bir çözüm adadaki her iki toplum ve diğer farklı topluluklara olumlu yansıyacaktır. Doğalgaz da işbirliği, bunun yanında Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde gümrük işbirliği yeni bir ivme yakalanması yarar sağlayacaktır. Doğu Akdeniz’de enerji denkleminde Kıbrıslı Türkleri ve Türkiye’yi yok sayma anlayışı çözüme katkı sağlamaz. Kıbrıs sorunu, sadece kendi içinde bir sorun değildir. Kıbrıs sorununu kendi içinde olanlar kadar, etrafında olanların da çok büyük bir rolü vardır çözüm ve barış yolunda toplumlarımızda liderlik etmek tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluk hem bana hem de Anastasiadis’e düşmektedir. Belli bir noktada 2004’teki gibi bir karar anı söz konusu olursa, bunun da halkın özgür iradesi ile gerçekleşeceği biliniyor. Bugün bu noktada değiliz.

GARANTÖRLER BİR ARAYA GELİYOR

Garantör ülkelerin kendi aralarında istişare etme arzusu bir süredir gündemde… Bu konu özellikle Türkiye ile Yunanistan Dışişleri bakanları arasında daha çok konuşulan bir konuydu… İngiltere bir süre sessizliğini korudu. Onların da onay vermesi ile üçlü görüşmenin akşam saatlerinde gerçekleşeceği anlaşılıyor. Kıbrıs sorunun çözümü bağlamında her türlü diyaloğun yararı vardır. Garantör devletlerinin yetkililerinin değerlendirme yapılması normaldir. Çözümün asıl kurgulayıcı ve uygulayıcıları Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olacaktır. Bulunacak olan çözümün adı, içeriği ne isterse olsun onu hayatta tutacak olan toplumların iradeleri olacaktır. 3 garantör ülke bir araya geliyor, konuşacaklar… Bu doğru bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Ama iş orada başlayıp, orada bitmez.

DERİNYA VE APLIÇ

Bu konuda alınan siyasi bir karar var. Bu nedenle 2015’te alınan karar yürürlüktedir. Gecikmiştir ama temel gecikme, Aplıç’ta güney kısımdaki 3 kilometrelik yolun yapımı sürüyor. Ekim ayının içerisinde bitmesi öngörülüyor. Bizim tarafta eksik kalan ve geciken çalışmalar da var; kabinlerin kurulması, elektrik-telefon, internet gibi bağlantıların halledilmesi. Bu konuda özeleştiri yapmak gerekirse gecikmelerimiz oldu. Gerek eski gerekse şu an ki hükümeti sürekli uyardım, ‘her şeyimizle hazır olalım’ dedim. Ama gerek eski hükümet gerekse şu anki hükümetin her iki barikat ile ilgili verilen siyasi karara karşı bir tutum olmadı. Hükümet hızlı hareket etmeye başladı. Derinya ve Aplıç’a kabinler götürüldü. Geçici elektrik bağlantılarıyla ilgili çalışılıyor. Hükümet de Müteahhitler Birliği de bu konuda çalışıyor. Keşke hazır halde olsaydık. Temennim buydu. Ama zararın neresinde dönülse kardır. Derinya ve Aplıç konusunda sözümüzün arkasındayız. Bundan vazgeçmiş değiliz, bunu yapacağız. Bizim de soracaklarımız var. Mobil telefon, elektrikte sistemlerin birbirine bağlanması konusu vardır. Ne yazık ki Rum tarafı bunları yerine getirmemiştir. Israrla bizim okullarımızı da ziyaret etmek istemiyorlar. Güven yaratıcı paketin arkasındayız, gerekliliklerini yerine getirdik, getirmeye devam edeceğiz. Beklentimiz, aynı karşılığı diğer taraftan görmektir…