1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. '2008'DEN İTİBAREN İŞE GİRENLER EMEKLİ OLAMAYACAK'
2008DEN İTİBAREN  İŞE GİRENLER  EMEKLİ OLAMAYACAK

'2008'DEN İTİBAREN İŞE GİRENLER EMEKLİ OLAMAYACAK'

“Sistem bu şekilde devam ederse, 1 Ocak 2008’den itibaren işe giren kişilerin emekli olmalarının imkansız hale gelecek.”

A+A-

Sosyal Sigortalar Dairesi Hür İş Temsilcisi Ali Yeltekin, YENİDÜZEN’e konuştu, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin mali yapısı ile ilgili bilgi verdi, yıllarca kötü yönetilen dairenin geldiği durumu özetledi
 

Ayşe GÜLER

Kıbrıs Türk Ofis Banka Sigorta ve Ticaret Çalışanları Sendikası (BASS) Genel Sekreteri, Sosyal Sigortalar Dairesi Hür İş Temsilcisi Ali Yeltekin, Sosyal Sigortalar Yönetim Kurulu’nun borçlanma yetkisi olmadığını savunarak, dairede yasaya aykırı borçlanma yapıldığını vurguladı.

Yeltekin, Bakanlar Kurulu kararı alınsa dahi hiçbir borçlanmanın yapılamayacağına dikkat çekti.
2013 yılından beridir işçi temsilcisi olarak hiçbir borçlanma kararına onay vermediklerini ifade eden Yeltekin, tüm borçların usulsüz olduğunu savundu.

Yeltekin, “borçlanma kararı alınabilmesi için Sosyal Sigortalar Dairesi Yönetim Kurulu’nun borçlanma yetkisi olması gerekiyor. Ancak böyle bir yetki yok. Bakanlar Kurulu kararı alınması için yasada böyle bir yetki olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“2008’den sonra işe girenlerin emekli olmaları imkansız”

Yeltekin, sistemin bu şekilde devam etmesi halinde 1 Ocak 2008’den itibaren işe giren kişilerin emekli olmalarının imkansız hale geleceğini açıkladı.

Yeltekin, gelir ile giderin birbirini karşılamadığı ve denk bütçenin sağlanamadığı takdirde dairenin borcunun katlanarak devam edeceğini kaydederek, günün sonunda içinden çıkılmaz bir hal alınacağını dile getirdi.

Sosyal Sigortalar Dairesi’nin artı bütçe ile yapısını sürdürmesi gerekirken, borçlanarak ayakta kaldığını söyleyen Yeltekin, bu durumun ‘politik’ sebeplerden dolayı kaynaklandığını savundu.
Yeltekin, vatandaşların Sigortalar Dairesi’nin geleceğine ‘şüphe’ ile bakmakta haklı olduğunu vurguladı.

YENİDÜZEN’e konuşan Yeltekin, dairenin mali durumu hakkında bilgi verdi.


“İhtiyat Sandığı Dairesi’ne 100 milyon TL borç”

Yeltekin, Sosyal Sigortalar Dairesi’nin İhtiyat Sandığı Dairesi’ne 100 milyon TL borcunun bulunduğunu açıkladı.

Bu borcun Bakanlar Kurulu kararı ile devlet tarafından ‘üstlenileceğini’ ancak şu ana kadar böyle bir adımın atılmadığını söyleyen Yeltekin, İhtiyat Sandığı Dairesi’nin her an Sosyal Sigortalar Dairesi’ni dava edebileceğine işaret etti.

“5 kişinin işe gelmediği tespit edildi”

Öte yandan Yeltekin, Sosyal Sigortalar Dairesi’nde 5 kişinin işe gelmediğinin tespit edildiğini söyledi.
2 çalışanın düzgün mesaisi olmamasına rağmen maaşını kesintiye uğramadan aldığını belirten Yeltekin, 3 kişinin de işe gelmediği halde maaşlarının durdurulduğunu ancak daire çalışanı olarak görüldüğünü ifade etti.

Kamu Görevlileri Yasası’nda 30 günü aşkın bir süredir işe gelmeyen kişinin durdurulması gerektiğini kaydeden Yeltekin, konunun daire müdürünün bilgisinde olduğunu ifade etti.

Yeltekin, işe gelmeyen kişiler ile ilgili konunun Yönetim Kurulu’na gelmediğine dikkat çekti.
“Daire müdürü bize işe gelmeyen kişiler ile ilgili bakanlığa yazı yazıldığını söyledi” şeklinde konuşan Yeltekin, bu çalışanlara disiplin cezası verilmesi gerektiğini söyledi.

Yeltekin, söz konusu durum nedeniyle çalışanlar arasında huzursuz bir ortam olduğunu ifade etti.
Öte yandan daireye kameralı parmak basma makinesi konulması gerektiğini söyleyen Yeltekin, böylelikle giriş çıkışların daha kolay takip edilebileceğine işaret etti.

“Dairenin alacağı bilinmiyor”

Yeltekin, 2013 yılında yaklaşık 14 milyon TL faiz ödendiğini dile getirerek, bu ödemenin işçilerin parasından yapıldığını kaydetti.

Bunun yanı sıra dairenin ne kadar alacağı olduğunun kimse tarafından bilinmediğine dikkat çeken Yeltekin, ülkede aylık açılan ve kapanan iş yeri sayısının güncellenmesi gerektiğine işaret etti.
Yeltekin,  düzenli bir kayıt sistemi olmaması nedeniyle böyle bir sorunun yaşandığını kaydetti.

14 yıldan daha kötü…

İşyeri ve iş sayısının 14 yıl geriden daha kötü durumda olduğuna dikkat çeken Yeltekin, şu anda işyeri ve iş sayısının 21 bin 820 olarak görüldüğünü ancak bu rakamın 2000 yılında 22 bin 939 olduğunu söyledi.

“Sigortaların tahsilat primleri denetime tabi değil”

Yeltekin, denetim ile ilgili ciddi sıkıntıların yaşandığını ifade etti.

Sigortaların tahsilat primlerinin denetime tabi olmadığını dile getiren Yeltekin, herkesin istediği prime göre yatırım yaptığına dikkat çekti.

Yeltekin, primlerin yüzde 60’ının asgari ücretle yatırıldığını ancak bu konuda bir şey yapılamadığını kaydetti.

Devletin online sistem içerisinde Sigortalar Dairesi, İhtiyat Sandığı ve Vergi Dairesi’nin bir bütün olarak çalışması gerektiğine dikkat çeken Yeltekin, böylelikle Vergi Dairesi’ne verilen beyanlar ile ödenen maaşın daha kolay takip edilebileceğini söyledi.

“Devlet ihalesine katılacakların kamuya borcu olmamalı”

Yeltekin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki müfettişle yapılan denetimlerin yeterli düzeyde olmadığını savundu.

Öte yandan Sosyal Sigortalar Dairesi’ne borcu bulunan işverenlerin borçlarını yapılandırarak, devlet ihalelerine katılmasının büyük bir kaçak olduğunun altını çizen Yeltekin, ihaleye katılacak firmaların hiçbir devlet kurumuna borcunun bulunmaması gerektiğine dikkat çekti.
Yeltekin, devletin bu konuda yasal zorunluluk çıkartmasının önemine değindi.

Belediyelerin borcu 51 milyon TL’den fazla…

Belediyelerin Sosyal Sigortalar Dairesi’ne 51 milyon TL’den daha fazla borcunun bulunduğuna dikkat çeken Yeltekin, bu borcun içerisinde faizlerin yer almadığını ifade etti.
Yeltekin, belediyelerde gerekli kesintilerin yapılmasına rağmen bu kesintilerin daireye yapılmadığını söyledi.

Sosyal Sigortalar Dairesi’nin gelir elde etmeden eczanelere her ay 500 bin TL ilaç parası ödediğini açıklayan Yeltekin, “diğer sağlık giderleri de buna eklendiğinde alınmayan primlerin parasını çalışanlara ödüyoruz. Bu durumda daireyi zora sokuyor” şeklinde konuştu.
Yeltekin, işçi temsilcisi olarak belediye başkanlarına verilen ‘saltanatın’ kaldırılmasını talep ettiklerini ifade ederek, “belediye başkanları seçilmiş kişiler olabilir. Ama hiçbir belediye başkanı İçişleri Bakanı veya Başbakanın üstünde olamaz” dedi.

Bu haber toplam 4275 defa okunmuştur