2012’den beklentiler...
2011, müthiş potansiyeline rağmen heba edilmiş bir yıl oldu. Siyaset kaynak tüketen değil kaynak yaratan bir toplumsal kuruma dönüştürülebilseydi her şey çok daha güzel olabilirdi geçtiğimiz bir yılda.
Gelin o halde Dimitris Hristofiyas’ı örnek al
2011, müthiş potansiyeline rağmen heba edilmiş bir yıl oldu. Siyaset kaynak tüketen değil kaynak yaratan bir toplumsal kuruma dönüştürülebilseydi her şey çok daha güzel olabilirdi geçtiğimiz bir yılda.
Gelin o halde Dimitris Hristofiyas’ı örnek alalım! Yeni yıl mesajı şöyle:
“2011 sadece Kıbrıs için değil tüm dünya için zor bir yıldı. Derin ve sistemsel olan küresel ekonomik kriz çok büyük sorunlara yol açmakta ve milyonlarca insanı yoksulluğa, işsizliğe ve sefalete mahkûm etmektedir.
(...) 2011 yılı içerisinde ekonomik ortamın iyileşeceğine dair Avrupa Birliği’nin başlangıçtaki öngörüleri maalesef doğrulanmadı. Bu koşullarda, hükümet tarafından 2009 ve 2010 yılında alınan önlemlere ek olarak yeni önlemlerin alınması gereksinimi doğdu. Bu önlemler kamu harcamalarının kısıtlanmasına, devletin gelirlerinin arttırılmasına ve kalkınmanın güçlendirilmesine yönelik önlemlerdir. Sosyal devleti destekleyen ve on yıllardır birikmiş olan sorunların çözümüne yardımcı olan önlemlerdir.
Krizin sosyal bedelinin katlanılamaz düzeyde olmaması için, sosyal yaşamda ve çalışma yaşamında barışın korunması için, çabamız, krize karşı koyma yükünün olabildiğince dengeli bir şekilde paylaştırılması yönünde oldu ve öyle olmaya devam etmektedir. Sosyal ortaklarla ve siyasal güçlerle geliştirilen diyalog ve aynı zamanda yurttaşların gösterdiği anlayış sayesinde bunu büyük derecede başardık.
Uygulanan önlemlerle, sorunlara karşı koymayı ve yeni istihdam olanakları yaratarak kalkınmayı güçlendirmeyi başaracağımıza dair umutluyuz. Yurt dışından ülkemize yatırımlar yapma amacıyla şimdiden gösterilen ilgi yeni yıl için cesaret verici mesajlar vermektedir.
2012 yılında da karşılaşacağımız tüm güçlüklere rağmen, ülkemizin ekonomisi açısından daha iyi bir ortamı ve daha iyi bir psikolojiyi yaratabileceğimize dair inancımızı ifade ediyoruz.
Herkes, sadece zarara yol açan nihilizmden ve felaket tellallığından kaçınarak, bu yönde katkıda bulunmaya çağrılmaktadır. Halkımızın sıkı bir şekilde çalışmasıyla hükümetin gerçekleştirdiği kayda değer başarıların küçümsenmesi memleketimize ve insanlarımıza haksızlıktır. Halkımızın iyimserliğe ihtiyacı var. Kötümserlik ve umutsuzluk hiç kimseye asla yardımcı olmamıştır”.
Dimitris Hristofiyas’ın mesajının büyük bir kısmı ekonomiye ayrılmış. Kıbrıslı Türklere çağrı yapıyor: “Geleceğimiz ortaktır. Ortak vatanımızda barış, güvenlik ve refah içerisinde birlikte yaşamamız için bütün perspektifler mevcuttur”. Evet, “taksim ciddi tehlikelere yol açmaktadır”. Evet, “Kıbrıs barış ve işbirliği adasına dönüşmeli; hidrokarbon yatakları çözüme hizmet etmeli, çözümün sağlanması ve bölgede daha geniş işbirlikleri için bir sıçrama tahtası işlevini görmelidir”.
Kıbrıslı Türk ilericiler, Güney’de belirlenen ilerici politikaları her zaman dikkate almış ve karşılıklı etkileşim temelinde geleceğe birlikte yol alma ülküsünden asla vazgeçmemiştir. O halde gelin 2012’de biz de torbaya doldurulmuş kediler gibi birbirimizin gözünü çıkarmaktan vazgeçip yeni bir siyasi bilinç yaratalım ve aynen yoldaş Hristofiyas’ın yaptığı gibi;
Ortak geleceğimiz üzerindeki ipoteği kaldırmak ve taksim tehlikesini savuşturmak için çalışalım.
Hidrokarbon yataklarının, (kuzeyden gelecek suyun ve yatırımların) çözüme hizmet etmesini, bölgede geniş işbirliklerine vesile olmasını sağlayalım.
Kamu harcamalarını kısalım, devletin gelirlerini artıralım, kalkınmayı güçlendirelim.
Sosyal devleti destekleyici ve on yıllardır birikmiş olan sorunların çözümüne yardımcı olacak önlemler alalım.
Sosyal yaşamda ve çalışma yaşamında barışı koruyabilmek için krize karşı alınacak önlemlerin yükünün dengeli bir şekilde paylaşılmasını sağlayalım.
Sosyal ortaklarla ve siyasal güçlerle diyalog çerçevesinde sorunları çözelim.
Uygulayacağımız önlemlerle sorunlara karşı koyalım ve yeni istihdam olanakları yaratarak kalkınmayı güçlendirelim.
Yurtdışından ülkemize yatırımlar yapma amacıyla gösterilen ilgiden cesaret alalım.
Sadece zarara yol açan nihilizmden ve felaket tellallığından kaçınalım.
İyimser olalım, kötümserlik ve umutsuzluğun hiç kimseye asla yardımcı olmayacağını bilelim...