1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "2017'de çözüm olması mucize gibi"
"2017'de çözüm olması mucize gibi"

"2017'de çözüm olması mucize gibi"

Özgürgün, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı Ankara'da ziyaretinin ardından Kıbrıs'ta çözüm arayışlarını, müzakere sürecinde gelinen son noktayı ve ikili ilişkileri AA muhabirine değerlendirdi.

A+A-

Başbakan Hüseyin Özgürgün, Türkiye ve KKTC'nin Kıbrıs sorununun çözümünde ve ikili ilişkilerde tam bir işbirliği içinde olduğunu vurgulayarak, Cenevre'de yapılacak görüşmelere ilişkin, "Eğer bu görüşmelerden bir sonuç çıkmazsa Kıbrıs Türk tarafının da Anavatan Türkiye'nin de mutlaka söyleyeceği söz vardır, bir 'B planı' mutlaka vardır." dedi.

Özgürgün, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ı Ankara'da ziyaretinin ardından Kıbrıs'ta çözüm arayışlarını, müzakere sürecinde gelinen son noktayı ve ikili ilişkileri AA muhabirine değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım'la gündemi uzun ve kapsamlı bir şekilde değerlendirdiklerini belirten Özgürgün, "Çok olumlu izlenimlerim var. Tamamen görüş birliği içinde olduğumuzu gördüm, gerek Kıbrıs konusunda gerekse KKTC ve Türkiye arasındaki mali ve ekonomik politikalar, yatırımlar ve iç meselelerle ilgili olarak. Tam bir işbirliği içerisinde görüş birliği içerisinde hareket edeceğimiz bir dönem var." diye konuştu.

"SIRA, TÜRKİYE'DEN KKTC'YE ELEKTRİK AKTARIMINDA"

Ankara'daki temaslarında Türkiye ve KKTC arasındaki işbirliği projelerini daha ileri taşımaya yönelik adımları da ele aldıklarını belirten Özgürgün, Türkiye'den KKTC'ye su taşınması projesinin adada büyük yansımaları olduğunu kaydederek, "Elektrik projesi var, çok önemli bir proje. Sayın Başbakan'la değerlendirdik. Daha önce telekomünikasyonla ilgili hat gelmişti, su geldi, sıra elektrikte, şimdi onu konuştuk. İnşallah interkonnekte sistemi bağlamayı düşünüyoruz Kuzey Kıbrıs'a." ifadesini kullandı.

"KIBRIS TÜRK TARAFININ DA MUTLAKA BİR 'B PLANI' VARDIR"

Kıbrıs müzakerelerine ilişkin Cenevre'de 9-12 Ocak tarihlerinde hem taraflar arasında ikili görüşmelerin, hem de Türk ve Rum tarafların yanı sıra garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin katılacağı beşli toplantının yapılacağını hatırlatan Özgürgün, "Şu an net bir açıklama görmedim ama, Yunanistan'ın başbakan düzeyinde katılacağını düşünüyorum. İngiltere, belki dışişleri bakanıyla katılır garantör olarak. Türkiye de sonuçta o düzeyde bir katılım ortaya koyacaktır. Gerek dışişleri bakanı gerek başbakan ve gerekirse tabii Sayın Cumhurbaşkanı. Ama bilmiyorum, onu Türk hükümeti ve Sayın Cumhurbaşkanı değerlendirir. Ama biz KKTC'deki hem siyasi partiler hem de hükümet olarak orada olacağız." diye konuştu.

Özgürgün, mevcut duruma rağmen Kıbrıs konusunda çözüm noktasına gelmeyi arzu ettiğini belirterek, "Şunu ortaya koymak lazım. Rum tarafı yıllardır oyalıyor. Bu oyalama nereye kadar gidecek? Eğer bu görüşmelerde bir sonuç çıkmazsa Kıbrıs Türk tarafının da Anavatan Türkiye'nin de mutlaka söyleyeceği söz vardır, bir 'B planı' mutlaka vardır." dedi.

"KIBRIS TÜRKİYE İÇİN HEM MİLLİ DAVA, HEM STRATEJİK MESELE"

Özgürgün, Türkiye'nin KKTC'ye her zaman özel anlam atfettiğini söyledi. 

Özgürgün, hem son zamanlarda düzenlenen terör eylemleri hem de Suriye, Irak, Lübnan, Filistin ve İsrail'e dair gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda Kıbrıs'ın Türkiye için stratejik olarak da önemli olduğunu belirterek, "Kıbrıs konusu dendiği zaman Türkiye için hem bir milli davadır, hem bir stratejik meseledir. Hem de Doğu Akdeniz'deki dengeler anlamında bir üstür Kıbrıs." diye konuştu.

Kıbrıs Rum tarafının bugüne kadar adanın Yunanistan'a bağlanması için mücadele ettiğini söyleyen Özgürgün, "Kıbrıs Rum tarafının öyle ayrı, bağımsız bir devlet olacağım diye bir derdi yok. Böyle bir söylemi yok. Tek derdi var, Yunanistan'la birleşmek. Yunanistan her ne kadar şu anda ekonomik sıkıntıda olsa da, aslında baktığınız zaman yayılmacı anlayışından vazgeçmiş değil. Duraksamaya girdi ekonomik krizden dolayı ama, düzeldiği anda yeniden ortaya çıkacaktır." ifadelerini kullandı.

İngiltere'nin de Kıbrıs'tan vazgeçmeye niyeti olmadığını söyleyen Özgürgün, "İki tane çok büyük üssü var ve bu üslerle (bölgedeki) coğrafyayı kontrol ediyor." dedi.

"TÜRKİYE'NİN KKTC'DEKİ ETKİN VE FİİLİ VARLIĞININ BİR SANTİMİNE DAHİ DOKUNDURMAYIZ"

Müzakere sürecinde garantiler konusunu ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin KKTC'deki varlığını dile getirenin Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafı olduğunu belirten Özgürgün, "Türkiye'nin adadaki varlığına ve askeri anlamda bulunuşuna hep başından beri 'Türk askeri gitsin' diyorlar. Peki sorduğumuz zaman, 'İngiliz askeri de gitsin mi?' ona cevap yok. Yalnız Türk askerinin gitmesiyle Kıbrıs'ta sorun çözülmez. Daha da büyür." dedi.

Rum tarafının ve Yunanistan'ın önce adadan bütün askerler çıksın dediğini, İngiltere "aba altından sopa gösterince" ise "Türk askeri çıksın" dediğini belirten Özgürgün, "İngiltere'nin üslerini boşaltmak gibi bir niyeti olmadığına göre, niye Türk askeri oradan çekilsin? Bugün 20 binin üzerinde Yunan askeri olduğunu biliyoruz. Rum milli muhafız ordusunun 20 bin civarında ordusu olduğunu biliyoruz. Böyle bir askeri gücün karşısında niye sadece Türk askeri geri çekilsin?" ifadesini kullandı.

Özgürgün, "Kıbrıs Türk halkının ve KKTC hükümetinin net olarak ortaya koyduğu bir şey var: Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili, ki o da TSK'nın oradaki askeri varlığıdır, bundan asla vazgeçmemiz mümkün değil. Bunu pazarlık konusu dahi etmeyiz, bir santimine dahi dokundurmayız. Burada da Türkiye ile tam bir görüş birliğimiz var." diye konuştu.

"2017'NİN ÇÖZÜM YILI OLMASI MUCİZE GİBİ GÖRÜNÜYOR"

Adada 2018'in her iki tarafta da seçim yılı olacağını ve seçim dönemlerinde müzakerelerde ilerleme kaydedilmediğini vurgulayan Özgürgün, çözüm arayışı sürecinde seçim dönemlerinin sona ermesi beklenirken yıllar kaybedildiğini ancak bu defa böyle bir durumun söz konusu olmayacağını kaydetti.

Özgürgün, şöyle devam etti:

"2017'nin çözüm yılı olması mucize gibi gözüküyor. Şu aşamada iki tarafın duruşuna baktığında bir taraf diyor ki Türk askeri çekilmezse çözüm olmaz. Bütün göçmenler evlerine dönmezse çözüm olmaz. Türkiye'den gelenler, onlar 'yerleşikler' diyor, geri dönmezse çözüm olmaz, Güzelyurt verilmezse çözüm olmaz, Karpaz verilmezse çözüm olmaz. Bu söylediklerine baktığınız zaman çözüm olmaz. Biz ne Güzelyurt'u veririz ne Karpaz'ı veririz. Kimin toprağını kime veriyoruz? Burada binlerce şehit var Kıbrıs'ta."

Çözüm sürecinde her iki tarafın da onay vereceği iyi bir plan ortaya konulursa 2017'de Kıbrıs'ta bir referanduma gidilip gidilmeyeceği konusunu da değerlendiren Özgürgün, şu an yapılan kamuoyu yoklamalarının iki taraf arasındaki görüş farkını ortaya koyduğunu, bu fark kapanmadan bir referandum yapılırsa iki taraftan birinden hayır sonucu alınabileceğini kaydetti. 

Özgürgün, "Kıbrıs'ta iki kesimli, iki kurucu devletin eşit statüsünde, iki halkın siyasi eşitliğine dayalı ve garantilerin sulandırılmadığı, Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin olduğu bir çözüm dışındaki bir şeye Kıbrıs Türkleri evet demez. Türkiye de evet demez. Rumlar da, buna, bizim istediklerimize evet demez zaten. Onlar da tam tersini savunuyorlar. Üniter devlet, gelsin 50 bin Rum yerleşsin, 119 bin vereceğimiz topraklara yerleşsin, 170 bin Rum'u tatmin edelim istiyorlar. Bunlarla, sonuç Kıbrıs'ta teslimiyet olur. Onun için Rum tarafı da bu isteklerinden vazgeçmeli." diye konuştu.

Bu haber toplam 2576 defa okunmuştur