Bir yıl da tasını tarağını toplayıp gidiyor… İyi bir yıl olmadı 2018; giderken gerisinde tas tarak bırakmasa iyi olacak.

2018 yılında Kuzey Kıbrıs’ta sosyal yaşam trafik kazaları, aile içi şiddet olayları, uyuşturucu vakaları, çocuk ve kadın cinayetleri, hırsızlıklar, iş kazası ve sel felaketi ölümleri gibi nedenlerle dertli geçti. Yıl ortasında süratle değer yitiren TL nedeniyle de ekonomi alt-üst oldu, halkın satın alma gücü yitti… İç siyasette, UBP hükümetinden kurtulmak iyi haberdi; dörtlü koalisyon ise devraldığı ve sökün eden sorunlarla cebelleşiyor halen… Kıbrıs sorununda ise, görüşme masası kurulamadığına göre, BMGS özel temsilcisi Jane Holl Lute’un Kıbrıs’a yaptığı üç ziyaretin çalışmaları da henüz bir sonuç üretmediğine göre “Kıbrıs sorununda 2018 yılında yaprak kımıldamadı” demek yanlış olmasa gerek. Bunlar 2018 yılının çok kısa özeti…

2019 nasıl olacak? Sosyal yaşamda yaşanan sıkıntıların dineceğini, biteceğini ummak gibi bir saflık olabilir, umutlu bir bekleyiş de olabilir ama gerçekçi bakılırsa, değişen bir şey olamayacak gibi görünüyor. Kuzey Kıbrıs makamları ülkeye giren yabancıların muhaceret işlemlerinde, alt ve üst yapı çalışmalarında, aile içi şiddetle ilgili sosyal girişimlerde, trafikte düzenleme ve denetimlerde mevcut tavrını ve tarzını değişmezse sosyal yaşamı karartan nedenler nasıl ortadan kalkacak?! Değişirler mi acaba?! Geçmiş beyanatlar umut verici, pratik endişe verici…

Gelecek yıl Kuzey Kıbrıs’ı dolaylı olarak ilgilendiren seçimler yılı da olacak… Mart sonu Türkiye’de yerel seçimler var ama genel seçim havasında geçeceğe benziyor ve seçim sonuçları ne olursa olsun Türkiye’nin siyasi partilerinde alt-üstlükler yaşanacak. İç siyasetin istikrarsızlığı hem ekonomiyi hem de dış siyaseti olumsuz etkiler, bu genel-geçer bir kuraldır. Ayrıca, ekonomi dünyası yerel seçimler sonrasında Türkiye’de ekonominin yeniden bunalıma gireceği yorumunu yapıyor. Dolayısıyla, ‘Komşuda pişer, bize de düşer’ misali, ilkbaharda ekonomik hazan söz konusu; daha toparlanmadan yeniden ekonomik krize girmek Kuzey Kıbrıs’ın 2019’unda var gibi…

Türkiye’nin seçimlerinden sonra Mayıs ayında Avrupa Parlamentosu seçimleri var, Güney Kıbrıs ve Yunanistan buna yoğunlaşacak. Ardından da İngiltere’nin Brexit konusu, Eylül’de de Yunanistan’da erken genel seçim söz konusu… Yani Anastasiadis’in Kıbrıs sorununda masaya oturması Mayıs’tan önce olası değil ama bütünlüklü çözüm için katkısı gereken garantörler de gelecek kışa kadar meşgul. Tutun ki, hepsi de Ekim 2019’da hazır-nazır, bu defa da Kuzey Kıbrıs’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri sathına girilmiş olacak… Ayrıca, Jane Holl Lute kendisinden beklenen şartlaşma metnini zaten Mayıs’tan önce tamamlamayacak; tamamlasa bile taraflar masaya hemen oturup Kıbrıs sorununda süratle bir sonuca varmayacak çünkü Anastasiadis’in aklında hidrokarbonlar var, bu konuda kurduğu ortaklığın projesini uygulayıp Türk tarafı karşısına daha güçlü olma startejisi var… 2019 yılı Kıbrıs sorunu bağlamında pek de vaat edici bir yıl olarak görünmüyor.

Kuzey Kıbrıs’ın iç siyasetinde hükümet ortakları arasında kriz olmadığı görünüyor, en azından dışa yansımıyor ama UBP kaynakları sürekli olarak HP’nin bu hükümetten ayrılıp, UBP ile ortaklık kuracağı söylentilerini yayıyor. HP tarafı bunu yalanlasa bile, UBP bu yöndeki mesajlarını kamuoyu ile sürekli paylaşıyor. Dolayısıyla, yapay bir krize dair söylentilerin psikolojik etkisi halkın ve ekonominin üstünden kalkmadığı sürece, iç siyasette güven ve istikrar kırılgan kalacak.

Ancak, KKTC hükümetlerinin kırk yıllık ortala ömrünün on dört ay olduğu göz önüne alınırsa ve bu veri tabanı şu-veya-bu nedenle pratiğe girerse, 2019 yılı içinde bir hükümet değişimi söz konusu olabilir. Bir de, Nisan 2020’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri olacağı, iç siyasette daha şimdiden bu konunun konuşulmaya başlandığı, adayların isimlerinin dolaştığı gerçeği yadsınmazsa, hükümet ortakları arasında bir krizin de bu nedenle oluşabileceğini söylemek yanlış olmayacak.

Kuzey Kıbrıs insanının geneli için gelecek yıl, gidecek yıldan daha parlak görünmüyor aslında. Bölge ve dünya insanlığı ve halkları için de durum aynı görünüyor. Dolayısıyla, toplumsal beklentilerde umutla coşmamakta yarar var… Yanılmak dileğiyle… Ve her halükarda, 2019 yılı 2018’den daha iyi ve güzel olsun.

(CTP’nin 48. yaşı kutlu olsun… Dün, CTP ile bugüne çıktı; bugün, CTP ile yarını kuracak… Sürdürülebilir barış, demokrasi, ekonomi ve emeğin refahı yolunda bayrak parti CTP’ye daha nice yıllar…)