2020 Olimpiyatları
Türkiye 2020 Olimpiyatları’nı alamadı. Almasını da beklemezdim. Almasını ister miydim? Kesinlikle EVET. En azından Olimpiyatları yerinde izleme şansım olacaktı.
Olimpiyatlar bir kültür, bir yaşam felsefesidir. Türkiye bu kültüre ve yaşam felsefesine henüz hazır değil. Özellikle eğitim programında ciddi sıkıntılar var. Siyasi irade kendi ideolejisine göre eğtime şekil vermeye çalışıyor. Olimpizim hiç bir dönemde okullarda gündem olmadı. Halbuki, Olimpiyat kültürü öncelikle çocuklardan başlanmalı. Kaliteli sporcular, küçük yaştan itibaren yetiştirilir. Bunun için de spor liselerinin sayısının arttırılması gerekir. Her bölgenin coğrafi yapısına uygun spor okulları açılmalı. Halter ve güreşten başka sporlara da önem verilmeli. İmam hatiplere ve kuran kurslarına gösterilen ilginin üzerinde bu okullara ilgi gösterilmeli. Atletizm duygusunu çocukların içine gömmeli. Böylelikle Türkiye’de Olimpiyatlara yönelik ilk adımlar atılmış olur.
****
Bir de komuşularla ilişkiler önemli. Türkiye’nin yakın civarda doğru dürüst barışık komuşu yok. Bir tek KKTC var. O da tanınmamış. Bölgede her an savaş çıkma ihtimali yüksek. Bir de Türkiye’nin içi var. Kaos ortamı yüksek. Patlamaya hazır. Hal böyle olunca kartın arkasında kesinlikle TOKYO yazar.
****
Türkiyede şu an spordan sorumlu bakan medyayı suçlu gösteriyor. Halbuki, Gezi olaylarında 6 gazete aynı başlıkla çıkmıştı. TV’lerin ağzı bantlanmıştı. Şimdi ne oldu da medya suçlanıyor anlamak mümkün değil. Diyelim ki medya suçsuz ve yardımcı oldu. Sizce medyada olimpizim ruhundan anlayan var mı? Medya patronları için Olimpiyatlar reyting aracı değil. Onların derdi daha popüler kişiler yaratıp toplumu birbirine sokmak. Mesela Fatih Terim’in açıklamaları, Aykut’un istifası, Aziz Yıldırım’ın basın toplantısı çok daha önemli.
****
Siyasileşme sporun her noktasına girmiş. Başbakan işaret ediyor. Antrenör değişiyor. Futbol, basketbol, voleybol, atletizim kısacası tüm spor branşları tek merkezden yönetilmeye çalışılıyor. İnanılmaz bütçeler ve paralar dönmesine rağmen, spor faliyetleri tel tel dökülüyor. Mesela şu anda doping sıkca konuşuluyor. Geçici başarılar için dopingi devlet sporcularına kendi eliyle verdi. Sporcuları zehirledi. Şimdi suçlu aranıyor. Halbuki, dopingin yasası Olimpiyat aday başvurusundan çok daha önce çıkmalıydı.
****
Kısacası Türk sporu, Türkiye’nin iç yapısı gibi kaos yaşıyor. Zaten Türk sporu Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Rıdvan Dilmen, Serhat Ulueren, Sergen Yalçın ve buna benzer tiplerden sorulursa ve bu insanlar “sporun Allah’ı” olarak gösterilirse, Türkiye ilelebet ne Olimpiyat yüzü görür ne de sporda başarı. Eğer bir ülkede sporcudan çok, spor adamı biliniyor ve gündem oluyorsa, bilinmesi gerekir ki bu süreçte medya patronu kazançlı, ülke sporu zararlı çıkar. Hal böyle oluca, Olimpiyat kelimesi de Türkiye’nin boyunu fazlasıyla aşar.
NOT: Bildiğim kadarıyla Olimpiyatlar BARIŞIN, DSTLUĞUN,KARDEŞLİĞİN simgesidir. Son günlerde içte ve dışta“savaş-savaş-savaş” diye bağıran bir ülkeye OLİMPİYAT asla verilmez.