2020 ve Eğitim
2020 yılının Eylül ayında okula başlayacak olan çocuklar 2014 doğumlulardır. Bu çocuklar, bizim için çok eski sayılmayan 2000’li yılların başındaki New York’taki ikiz kulelerin yıkılışından, Türkiye’nin eurovizyon birinciliğinden, Annan Planı referandumundan sonra doğdular. Ve 2032 yılında liselerimizden mezun olacaklar…
Ne var ki aynı çocuklar; gerçek dünyadan çok daha renkli olan sanal dünyanın, sosyal medyanın, kodlamanın, yapay zekanın tam içine doğdular…
- Bugün arama motorlarındaki 1 aylık arama yapma sayısı 6 milyardır.
- 1 dakikada; 200 bin e-posta, 500 bin saatlik video, 66 bin fotoğraf, 60 milyon kısa mesaj paylaşıyoruz.
- İnsanoğlu 1980 ile 2015 yılları arasındaki bilgi ve verinin bütününü son 4 yılda üretmiş…
Yani bir başka yüzyılın içine doğmuş, farklı ihtiyaçları olan bambaşka bir kuşak dolduracak okulları… Bu çocukların eğitiminden resmen sorumlu olan bugünün eğitim yöneticilerine sormamız gereken önemli bir soru var: “Kendinizi bu sorumluluğu almaya zihinsel olarak hazır hissediyor musunuz?”
Çünkü bu çocukların çözmesi gerekecek yerel, ulusal ve küresel problemler, bugün çözemediğimiz problemlerden çok daha karmaşık olacak… Bu çocuklar, evrimleşerek yeniden tasarlanmış bir sosyal yaşam, iş dünyası ve aile kültürü içinde yaşayacak… Küresel ısınma, kıtlık, yoksulluk, kitlesel sağlık sorunları, genel olarak dünya nüfusunun hızla artıyor olması, göçmenlik ve belki de hâlâ daha çözememişsek “Kıbrıs Sorunu” gibi küresel sorunlara uğraşacaklar…
Peki, ama eğitim sistemimiz bunlara yanıt verebilecek mi? “Pek sanmıyorum” dediğinizi duyar gibiyim…
Onları anlamakla işe başlamalıyız… Çünkü onlar; teknoloji ile arkadaş olmalarının ötesinde teknolojik, bireysel dünyaları içinde birbirlerine sıkı sıkıya bağlı, kültürel değerlerine sahip çıkan küresel dünya vatandaşlarıdır. Onlar; cep telefonu ekranı, bilgisayar ekranı, hatta TV karşısında iseler bile aynı anda birden fazla faaliyette bulunabiliyor: Snapchat’ten mesaj atarken aynı anda Whatsapp’tan yazışıp ödev yapabiliyorlar… Bir yandan Instagram’da fotoğraf paylaşırken diğer yandan da Youtube’daki ders videolarını izleyebiliyorlar…
Sanal bir dünyada yaşamanın yanı sıra tatminsiz, zor beğenen ama isteklerini ısrarla ifade eden ve tercihlerini açıkça ortaya koyan geleceğin değil bugünün bireyleri olma özelliğini gösterebiliyorlar…
Bütün bunlar önümüzdeki yılların eğitim anlayışı ve uygulamaların daha esnek, yaratıcı, karmaşık ve meydan okuyucu olacağı gösteriyor… Başka bir ifadeyle 2020’li yıllar; işbirliği yaparak takım halinde çalışabilme becerisi gösteren, eleştirel düşünerek karmaşık problemlerle uğraşabilen, sözlü ve yazılı iletişimlerle sunumlar yapabilen, teknolojiyi kullanabilen bireylerden oluşan toplumların olacak…
İşte tam bu noktada birinden birini tercih etmemiz gereken önemli bir ikilem var. Onlara kuracağımız sistem; bundan önce olduğu gibi zamanlarının belli bir bölümünü okulda geçiren ve sonunda da diplomalı işsizler olmasını mı sağlayacak? Yoksa yerel ve evrensel değerlere sahip geleceğin problemleri için fikir sahibi olan nitelikli aydın bireyler olma yolunda ilerlemelerini mi?
Yeni Nesil Öğrenme
Kişiselleştirilmiş Öğrenme
Eğitimde değişimin yapı taşını teknoloji, bu teknoloji kullanılarak geliştirilen yeni nesil eğitim araçları ve bu araçları en verimli şekilde kullanacak yeni kuşak eğitmenler oluşturacak. Kişiselleştirilmiş öğrenme; yapay zeka kullanan online eğitim modelleri öğrencilerin kendi öğrenme hızlarında ve yöntemlerinde öğrenmelerine imkan sağlıyor. Artık her şey ortalama öğrenciye göre ayarlanmıyor, kişiselleştiriliyor.
Mevcut sınıf düzeni ve öğrenme sistemi, öğrencileri aynı araç içinde aynı noktaya ulaştırmaya çalışıyor. Oysa çok yakın gelecekte öğrenciler, ihtiyaç duydukları öğrenme araçları, programları ve teknikleri ile kendi öğrenme süreçlerini değiştirebilecekler. Ters yüz edilmiş sınıf, eğitimdeki değişimin çok önemli bir yapı taşı. Bununla birlikte akıl hocası olarak görev yapacak proje bazlı eğitim konusunda yetkin öğretmenler de çok önem kazanacak.
Bir Resim - Bir Mesaj
Sorgulamak ve Sözünden Çıkmamak
Çoğu zaman doğru bildiklerimiz aslında esas yanlışlarımızdır… Düşünen, sorgulayan, üretken ve yaratıcı olmak önemlidir. Ne var ki bu becerileri kazandıracak anlayışa sahip olmak daha önemlidir.