1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "2020'de üretim de düştü, iç piyasadaki tüketim de…"
"2020'de üretim de düştü, iç piyasadaki tüketim de…"

"2020'de üretim de düştü, iç piyasadaki tüketim de…"

2019 yılında yaklaşık 296 ton olan nar ihracatı, 2020 yılında 224 tonda kaldı. İç piyasadaki tüketimde de ciddi bir düşüş yaşandı. Nar üretiminden kopmak üzere olan bazı üreticiler ise nar ağaçlarını sökerek narenciyeye yöneliyor…

A+A-

Fehime ALASYA

Nar üretimindeki rekolte geçmiş yıllara oranla bu yıl 2020'de arttı ancak, ihracatta bu yılki seyir üreticinin yüzünü güldürmedi.

2020 rakamları, 2019 yılının ihracat rakamlarına ulaşamadı.

2019 yılında yaklaşık 296 ton olan nar ihracatı, 2020 yılında 224 tonda kaldı. İç piyasadaki tüketimde de ciddi bir düşüş yaşandı.

İç piyasada özellikle nar suyuna olan talep de çok düştü, pandemi öncesi iç piyasada 40 bin Litre nar suyu tüketimi yapılırken, pandemi sonrası 16 bin Litre’ye düştü, bu yıl ise çok daha büyük bir gerileme yaşayacağı öngörülüyor.

Güzelyurt bölgesindeki birçok üretici ise nar üretiminden vazgeçtiğini, narenciyeye yöneldiğini ifade etti.

 

Nar üreticisi İnanç Yüksel:

“En büyük sıkıntı kalifiye işçi sorunu”

Bu yılki ihracatın eldeki ürünü pazarlama açısından çok güzel olduğu anlatan nar üreticisi İnanç Yüksel, “Sıcak satış olan ihracat bu yıl nar üreticilerinin yüzünü güldürdü. Ama bu geçtiğimiz yılki ihracat rakamlarından geride kaldı, üreticinin nar ağacı sökümü hızla sürüyor.” dedi.

Narın ilk hasat döneminde piyasadaki gerçek değerini bulmadığını kaydeden Yüksel, gerçek değerinin Aralık ayında oluştuğunu belirtti. Yüksel, bu yılki en büyük sıkıntının bahçedeki hasat döneminde kalifiye işçi sorunu olduğuna değindi.

 

Nar suyuna olan talep çok düştü

Yüksel, “Pandemi öncesi iç piyasada 40 bin Litre nar suyu tükettik, pandemi sonrası ise bu 16 bin Litre’ye düştü. Restoranlardaki kapanış, marketlerdeki alım gücündeki düşüşten dolayı bu satışlar çok düştü” diye konuştu.

 

Bu yılki en büyük sorun işçilik…

Bu yılki en büyük sıkıntının “kalifiye işçi sorunu” olduğuna değinen Yüksel, “Bazı işçiler de işgücü azlığını fırsata dönüştürdü, çok yüksek ücretlere çalıştılar. Bu nedenle gerek zirai ilaçlar, gerek gübre ve işçilik gibi girdiler yüzde 100 artış gösterdi” dedi.  

Bu yılki 40, 45 dönümlük nar bahçesinin sökülmek üzere olduğunu anlatan Yüksel, “Bu kişiler nar hasadına son veriyor. Bu çok özveri isteyen ve gelir-gider dengesi çok düşük olduğu için üretime son veriyor. Bu yıl ihraç ettiğimiz miktar da buna paralel düşerse, dünya piyasasındaki talebi karşılayamayacağımız için başka ülkelere de yönelebilir. Bu da narın dünya piyasasındaki varlığını da ülkedeki varlığını da tehlikeye sokar” yorumunda bulundu.

 

Devlet eli dokunmalı

Nar üretiminin teşvik edilmesinin yollarına da değinen Yüksel, Devletin %5’lik KDV’yi sıfırlaması,  narenciyede yılda 2 kez verilen teşvikin nar sektörüne de yılda iki kez verilmesi, nar suyu şişelerindeki %10 KDV oranının sıfırlanması gibi iyileştirmelerin cazibe unsuru olabileceğine değindi.

 

“Devlet farelerle mücadelede pasif kaldı”

Farelerle olan mücadelede bu yıl çok zorlandığını anlatan Yüksel, özellikle Eylül ayında hasat edilecek olan ve erkenci nar olarak dillendirilen üretimde zararlarının büyük olduğunu anlattı.

Devletin bu mücadelede pasif kaldığını kaydeden Yüksel, bu sorunun sadece nar bahçelerini değil tüm üretimi etkileyen bir mücadele gerektirdiğini kaydetti.


Nar Üreticisi Ramadan Kandulu:

“Hem üretim hem de pazarlamada değişiklik şart”

Bu yıl 500’e yakın nar ağacını söktüğünü anlatan Ramadan Kandulu, özellikle iç pazarda nar satışını teşvik edecek, tüketimi arttıracak yeni yollara bulunması gerektiğine vurgu yaptı. COVID-19 salgını içinde olduğumuz bu dönemde, ticaretin şekil değiştirmeye başladığını işaret eden Kandulu, buna bağlı olarak üretim ve pazarlamada da değişiklik yapılması gerektiğini anlattı.

Kandulu, konuya ilişkin açıklamasında özetle şunları belirtti:

“Nar üretimi çok hassa işçilik isteyen, girdileri çok ağır olan bir üretimdir. Sadece ilaç ve gübre parası 60 bin TL veriyordum, üreticinin dayanma gücü de yoktu. Devlet teşviki arttırılsa üreticinin mücadele etme direnci daha fazla olurdu. Herkes bu ekonomik ortamda çıkar arıyor. Narenciyeden olan gelir daha fazla, 600 adet narenciye fidanı dikeceğim. Hem iç pazarda da satışı kolay, hem de maliyetleri daha düşüktür ve bunların ihracatı çok daha kolay olur.

Pandemi döneminde yeni üretim veya yeni pazarlama olması gerekiyor. Pazar alanları kapandı, iç piyasadaki satışlar çok düştü ama internet üzerinden ticaret arttı. Bu alanlara bile yönelmemiz gerekebilir. Herkesin ayağına teslim…”

 

“İç piyasadaki sıcak para akışı sıkıntılı”

Bu süreçte ihracat yapıldığını ama iç piyasadaki işleyişin yolunda olmadığını belirten Kandulu şunları anlattı: “İhracat oldu ama üretici kazanmadı. 40 ton ürün verdim, 10 bin TL işçilik için kesim ücreti ödedim, hala ödenmedim. İç piyasadaki sıcak para akışı sıkıntılı. Ekonomideki aktif nüfus da çok az, insanların alım gücü düştü. Satışlar düştü. Tüm alandaki hareket kabiliyetleri azaldı. Sadece üretimde değil.”


Nar Üreticisi Ali Seyfun:

“Narenciyeye yöneldim, 10 dönüm nar bahçesinin 5 dönümünü söktüm”

Geçen yıla göre rekoltenin fazla olması nedeniyle fiyatların gerçek değerinde seyretmediğini anlatan Seyfun, “İç piyasada fiyatlar gerçek değerinde değildi. Fiyatlar artmadı ama girdiler %100 arttı.” dedi.  10 dönüm nar bahçesinin 5 dönümünü söktüğünü, anlatan Seyfun, bunun gerekçelerini ise şöyle ifade etti: “İşçiliği, bakımı, stresi çok daha zor. Narenciye ise öyle değil, bu nedenle narenciyeye yöneldim. Bu 5 dönüme 360 tane narenciye fidanı dikeceğim. Nar ihracatında yüzler güldü ama yine de üretici iç piyasada gerçek giderinin karşılığını alamadı. Bu şartlarda bile bile nar üretimine devam etmem imkânsızdı.” dedi.   


Nar üreticisi Doğan Bağkur:

“Devlet teşviki beklemekten vazgeçtik ve bu nedenle narenciye yöneldik”

İhracatta güzel bir yıl geçirdiklerine değinen Bağkur, iç piyasada özellikle nar suyuna talebin düştüğünü, tüketimin çok azaldığını belirtti. Bağkur, “Yaş meyve tüketilmeyince üreticinin yüzü gülmez. Bu yıl da iç piyasada tüketim olamadı. Üreticilerin bazıları narenciyeye yöneliyor. Narın işçiliği çok fazla” dedi.

Bulunduğu bölgenin şartlarından dolayı narenciye ve nar üretimi arasında tercih yapmak durumunda kaldığını anlatan Bağkur, narenciyeye yöneldiğini anlattı. “Olduğumuz bölgede su yok, narenciye mi nar mı tercihi yapmak zorunda kaldık, narenciyenin üretimi, hasadı, ihracatı da daha kolay, bu nedenle narenciyeye yöneldim” dedi.

Devlet teşviklerinin de z olmasının bunda büyük bir rol oynadığını anlatan Bağkur,  “Devlet teşviki beklemekten vazgeçtik ve bu nedenle narenciye yöneldik. Teşvikler daha iyi olsa tabi ki devam ederdik.” şeklinde konuştu.

Bu haber toplam 1158 defa okunmuştur
Etiketler : ,