1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. 2020’ye Girerken…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

2020’ye Girerken…

A+A-

Her giden yıl ile birlikte, gidenin ve gelenin bir değerlendirmesini yapmakta yarar var. 2019 yılı sosyal, ekonomik ve poltik yaşam konularında pek de parlak bir yıl olmadı; 2018’den devreden sorunlar, dertler ve sıkıntılar artan boyutta devam etti.

2019 yılında HP’nin Dörtlü Koalisyon Hükümeti ortaklığından çekilmesi ile başlayan kriz, kısa sürede UBP-HP hükümeti kurulmasıyla çözüldü çünkü HP hükümette ortak iken Türkiye’nin AKP hükümetinden aldığı gaz ile UBP-HP hükümetini kurma çalışmalarını ve pazarlıklarını yapmış, temelini atmış, başkanının cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çatı adayı olması vaadini almış ve ondan sonra da Dörtlü Koalisyon’dan çekilmişti. Her siyasi partiye etik değer ayarı çeken HP’nin bu yaptığı ile aslında HP’nin etik değer ayarına ihtiyacı olduğu besbelli….

UBP-HP ve AKP hükümetleri KKTC bağlamında verdikleri sözleri, imzaladıkları protokolleri henüz uygulamaya geçemedi, geçeceğe de benzemiyorlar… Dolayısıyla 2019’da hükümet sorun stokunu azaltmadığı gibi, artırdı ve 2020’de de hükümet olmaya devam ettikleri sürece artıracaklar… Kuzey Kıbrıs’ta sosyal yaşamı karartan her türlüsünden cürümler ve güvenlik tehditine karşı etkin önlem alabileceğe benzemeyen hükümet, trafik sorununda da naçarları oynamaktadır. Kamuda ve özelde yolsuzluklar, üzülsüzlükler devam… Mafyalar cirit atmaya özgür; uyuşturucu kullananlar yakalanacak ama tacirleri hiç bulunamayacak… Sağlık, eğitim, ve ekonominin her sektörü artan sorunları ile boğuşacağa benziyor 2020 yılında da… Yurttaş, giderek düşen satın alma gücüyle ekonomik sorunlarla boğuşma sürecinde esir kalacak…

İç siyaset kriz üretmeye de devam edecek… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HP’nin başkanının çatı adaylığı üzerinde varılan mutabakatı UBP’nin reddetmesi ile çatı çatırdadı. HP, başka sorunları, örneğin Mağusa-İskele-Karpaz İmar Planı’nı ve altyapı projelerinin bütçeden fonlanabilmesi konularını öne çıkararak UBP’yi hükümeti bozmakla tehdit ediyor; Dörtlü Koalisyon Hükümeti’nde yazıp oynadıkları senaryonun yeni bölümü… Başbakan Tatar da HP’ye erken seçim tehditini savurdu; ayıkla pirincin taşını ve um ki mevcut hükümetle 2020 yılı güzel geçecek?! Ve dört ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi için iki ortak henüz daha adaylarını da resmen ilan etmedi; bir de bunların seçim kampanyalarındaki tavırlarının ne olacağını düşünmek bile Kuzey Kıbrıs insanı için ürkütücüdür. Belli ki halk, 2020’nin ilk yarısında krizli bir hükümet ile zarıncayacak, ikinci yarısında da erken seçim veya başka bir hükümet arayışını seyredecek…

İç siyasette 2020 yılının en önemli konusu Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak; mecliste temsil edilen altı partinin de adayı olacağı kesin, meclis dışı partilerden ve bağımsızlardan da adaylar olabilir. Yarışın Akıncı, Erhürman ve Tatar arasında ve Kıbrıs sorununa çözüm konusunda BM ölçütleri ve TC ölçütleri teması üzerinde olacağı şimdiden belli oldu. Sol siyaset iki aday ile BM ölçütlerini yani çözümü savunacak; sağ siyaset dört aday ile TC ölçütlerini yani özünde statükoyu savunacak… Ve seçimlerden sonra da BM Genel Sekreteri, Kıbrıslı liderlerle Berlin Buluşması sonrasında yaptığı yazılı açıklaması bağlamında, tarafları görüşmelere davet edecek, BM bu konuda aktif rol üstlenecek. Seçimi solun bir adayı kazanmışsa, çözüm sürecinde BM ile yola çıkılmış olacak, Kıbrıslı Rum liderin katılımcı olmaktan başka bir çaresi olmayacak. Seçimi sağ aday kazanmışsa, BM ölçütlerinin tükendiğini iddia ettikleri ve yerine TC ölçütlerini ikame etmek istedikleri için BM ile yollar ayrılacak, Kıbrıslı Rum lider de bayram edecek. Olan Kuzey Kıbrıs halkına olacak ama sağ siyaset için Kuzey Kıbrıs insanı sadece oy verirken etkin unsurdur, onun dışında etkin unsur Türkiye’yi yöneten AKP’dir. Dolayısıyla 2020 yılının ikinci yarısı Kıbrıs sorunu çözümünde Kıbrıslı Türkler için, seçtikleri yeni cumhurbaşkanına göre ‘ya hat – ya bat’ durumu olacak.

Dış siyasette ise durum daha vahim… Doğu Akdeniz’in hidrokarbon kaynaklarının üleşiminde Kıbrıs Rum tarafının marifetiyle Türkiye’yi dışarda bırakma girişimleri bölgeyi cadı kazanına döndürdü. Türkiye de bölgede aktif şekilde güç politikaları uygulamaktan geri kalmadı, kalacak da değil, aslında kalması da kendi hayrına olmayacak… Dolayısıyla, 2020 yılı Doğu Akdeniz’de kıyıdaş ülkelerle emperyal ülkelerin gergin ilişkilerinin tehdit ve tehlikleleri ile geçeceğe benziyor. Uluslararası siyaset, sıcak bir çatışmanın nerede duracağının belli olmadığı endişesinde… Diplomasiye ağırlık verilecek ama emperyal ülkeler oyun kurucu duruma gelen Türkiye’nin güç politikalarının varacağı kesin sonuçları görme ihtiyacındadır.

Türkiye, kendi güvenliği için terörizme karşı yürüttüğü mücadeleyi komşu ülkelerin coğrafyalarına taşıdı; o coğrafyalarda terör örgütlerinin geri planındaki emperyal ülkelerle de buluştu ve hatta onlarla ateş-kes anlaşması bile yaptı. Yani, Ortadoğu da ayrı bir cadı kazanı… Kıbrıs adası, Doğu Akdeniz ile Ortadoğu cadı kazanlarının bileşik kaplar olmasını coğrafi olarak sağlayan bağlantı kanalı durumunda… Onların belası Kıbrıs halklarının derdi, onların derdi Kıbrıs halklarının belası oluyor; füzeleri bile buralara gelebiliyor. 2020 yılı Kıbrıs’ın bu makus talihinin sürdüğü dönem olacağa benziyor.        

2020 yılında umut bağlayacak güzel ne olabilir?! Tanrı henüz daha peygamberine bile söylememiştir galiba…

Bu yazı toplam 2009 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar