1. YAZARLAR

  2. Birol Karaman

  3. 2021 yılı güzel geçecek!
Birol Karaman

Birol Karaman

2021 yılı güzel geçecek!

A+A-

2020 yılına girerken yakın bir arkadaşımla bizi nasıl bir yılın beklediği üzerine bir sohbet yapmıştık. Ben, öyle pek de iyi bir yıl beklemediğimi söyledikten sonra “ne olursa olsun, üzüntülerimiz de sevinçlerimiz de en gerçeğinden olsun” demiştim. Bu kadar gerçek olacağını bilsem başka bir şey söylerdim!

Sadece salgının yarattığı etkiler sebebiyle kötü bir yıl olmadı 2020. İçinde yaşadığımız toplum açısından da dünyamız açısından da rotamızı iyiye, güzele doğru çevirmeyi başaramadık.

İlk gençlik çağlarını artık tamamlamış bir kuşak olarak hayatlarımızı kuşatan Kıbrıs Sorunundan yine kurtulamadık örneğin. Dünyaya bağlanmayı başaramadık. Hatta biraz daha içe döndük dersek hiç de abartmış olmayız. Hâlbuki yirmili yaşlarımızın başındayken öylesine heyecanlıydık ki…

2002 yılında üniversiteye yeni başlamıştım örneğin. Annan Planı süreci sebebiyle ortaya çıkan toplumsal dinamizm hepimizi sarıp sarmalıyordu. Yurtdışında okuyan öğrenciler olarak yerimizde duramıyorduk. Mümkün olan her miting öncesinde Kıbrıs’ta bulunmaya çalışıyorduk.

O dönemde Kıbrıs Türk Hava Yolları henüz tasfiye edilmemişti. Ailelerimiz uçak biletlerimizi genellikle gidiş-dönüş olarak alıyordu. Gidiş bileti, buradan gideceğimiz güne göre ayarlanıyor, dönüş bileti ise açık tarihli kalıyordu. Ne zaman gelmek istesek bir KTHY ofisinden geçerek gelmek istediğimiz tarihi açık bilet üzerine işletip, geliyorduk.

Kıbrıs Sorunu çözülecek, biz dünyaya bağlanacaktık. Böylelikle bizimle birlikte bizden sonra gelen kuşaklar da artık bu adada bölünmenin sancılarını yaşamaktan kurtularak yeni bir geleceğe doğru yelken açacaktı. Memleket de değişecekti, bizler de… Yine değişti. Ancak bu değişim pek de bizim umut ettiğimiz yöne doğru olmadı. En azından şimdilik! Gelecekte bu kez bizim istediğimiz yönde olacak.

Şimdiki zamanın modası iki devletli “çözüm”. Bir diğer değişle yeniden çözümsüzlük! O moda ki yıllarca Rauf Raif Denktaş tarafından savunulmuş, Türkiye’nin bütün askeri ve diplomatik güç odaklarının tam desteğine rağmen dünyaya kabul ettirilememiş. Ardından gerisin geri federasyon temelli çözüm müzakerelerine dönülmüş. Çok uzun olmayan bir sürede varılacak olan nokta bundan farklı olmayacak. Memlekete bir kez daha bahar gelecek.

***

Koca bir yıl, başından sonuna kadar coronavirüs salgınının etkileriyle geçti. Gençler “mutluluğa adım atacakları o büyük günde” bizleri de aralarında göremedi. Düğün dernek işleri ertelendi.

Kaybettiklerimizi ise eskiden olduğundan farklı olarak bir avuç yakın aile ve akrabayla uğurlayabildik. Artık KTHY de yok tabi ama bir tek ondan değil. Salgından dolayı da yurtdışında yaşayan yakınlarımız ne düğünlere gelebildi ne de cenazelere katılabildi. Salgının yayılmasını yavaşlatmak için hepimiz evlerimize kapandık. İçe döndük. Memleket gibi…

Şimdi aşının bulunması ve yavaş yavaş uygulanmaya başlamasıyla yeniden açılacağımız bir yıla giriyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün de dediği gibi; tünelin ucunda ışık göründü. 2021 yılının hemen başında olmasa da ortasına doğru yeniden açılmaya, sevdiklerimizle bir araya gelmeye başlayacağız. Hem mutluluklarımızı hem de hüzünlerimizi yeniden paylaşmaya başlayacağız.

Geçtiğimiz yıldan farklı olarak bu yıl için umutsuz değilim. 2021 yılı güzel geçecek. Yalnızca evlere kapanmamızı, içe dönmemizi artık nihayete erdirecek tıbbi aşı gibi, Kıbrıslı Türk toplumunu da dışa açacak, dünyayla entegre edecek bir “siyasi aşıya” ihtiyacımız var galiba. Bu aşıyı laboratuvar ortamında bulacak halimiz yok. Aşının verdiği güvenle sokaklarda olacağız. El ele, omuz omuza…

Kıbrıslı Türklerin, sokulmaya çalışıldığı çözümsüzlük tüneli şimdilik karanlık gibi görünebilir. Ama mücadele ettikçe ucunda ışık olacak, ardından bahar gelecek… 

Herkese mücadele dolu, mutlu bir yıl dilerim.

Bu yazı toplam 2563 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar