2021’in ilk yarısında, % 40 nüfusa aşı
İşini yap, çözüm üret, denetle ve yaptırım uygula!
Hepsi bu!
Gereğini yapmak yerine konuşuyoruz.
Bakanların böyle bir alışkanlığı var.
Bürokratlar da genelde topu bakanlara atarak söyleniyor.
O nedenle “bütünlüklü kriz yönetimi” başarısız oluyor.
Bir “yaygara”dır gidiyor!
Panik havası ekonomiyi etkiliyor, endişeyi tetikliyor, karar alma süreçlerini aksatıyor.
Yetki sahibi insanlar sabah başka söylüyor, akşama başka!
* * *
Aşı gündemi var ya!
Yine bir “laf kirliliği” gidiyor.
Güneyde “Aşı Yönetmeliği” hazırlandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün emri bu!
Umarım birileri aldı, tercüme etti, masaya koydu.
Öyle mi oldu?
Sanmam!
Laf da laf!
Hani eylem nerede?
* * *
Siz bir “Aşı Eylem Planı” duydunuz mu?
Aşıların alınması, depolanması, dağıtımı ve Avrupa İlaç Ajansı tarafından ruhsatlandırılan protokollerin uygulanmasına yönelik doyurucu bir bilgilendirme yerine; Covid magazini üzerinden panik büyüten, tellallık yapan, hedef gösteren, korkutan, ayar çeken, tehdit gönderen konuşmalarla uğraşıyoruz.
* * *
Güneyde yayınlanan “Aşı Eylem Planı” geldi dün…
Size bir özet yapmak istiyorum.
- “Ulusal Aşı Planı”nın en temel amacı halk sağlığını en üst seviyede korumak için “ücretsiz” aşılama yapmaktır.
- “Hedef sağlık çalışanları ve hastalık riski yüksek kişilerden başlayarak 2021’in ilk yarısında yurttaşların % 40’ını aşılamaktır.”
- “Aşıların takibi için mobil yazılım devreye girecektir. Bu yazılım üç ayrı web portaldan oluşacaktır. Elektronik randevu ile yapılacak aşılar, elektronik aşı kartı ile sisteme işlenecektir.”
- “Sistem, aşının hem birinci dozu hem de ikinci dozu için bir hatırlatma gönderme özelliğine sahiptir.”
- “Sürecin tam gelişimi açısından, her ilkokulda bir tane olmak üzere 38 Aşı Merkezi kurulacaktır.”
* * *
Yine güneyde ve elbette Avrupa’da, sisteme kayıtlı tüm hekimlere, aşıların tüm özellikleri, içerikleri, olası yan etkileri, uygulama koşullarıyla ilgili birer protokol gönderildi.
* * *
Günlük istatistikler üzerinden böbürlenme, ayrıca paniği ve korkuyu büyüten bir dille krizi yönetmek yerine, biraz daha ayaklarımızın yere basması gerekiyor.
Geleceği planlamalıyız.
Sağlığından ekonomisine, aşısından yatırımına kadar!
* * *
Biz en son yine “13’üncü maaş ödenecek mi” sorusunda kalmıştık sanırım!
Yine bozulmadı düzen!
Beklenen oldu.
“Şükran” koşulları oluştu.
“En iyi parayı biz dileniriz” hükümeti, sözünü tuttu.
“Yandık, battık” çığlığının ardından, “Biz buradayız, sizi kurtarırız” dendi.
“Esas aktör” kendini gösterdi.
Ankara açıkladı üstelik: Maaş sıkıntınız olmayacak.
Dünyanın bu “görünmez” toplumu için en yaman “avuntu”yu kırk gün kırk gece kutlayabiliriz artık!
Bir de...
“Ercan açılacak” dendi kaçıncı kez!
“Yollar yapılacak…”
Ve karnımız tok, sırtımız bütün, “vilayet” pozlarında izleyeceğiz dünyayı, yine uslu uslu, yine uzaktan…
Hadi, hep bir ağızdan: Şükran!
…
Evvela Ercan'ı vermiştik.
Bu defaya, biraz daha iradeyi...
Harcayalım, bozdura bozdura!