Kıbrıs’ın güneyinde ‘samimi’ bir sohbet imkanı bulduk dün...
Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yakın önemli bir kaynak, tüm açıklığı ile sorularımızı yanıtladı...
Müzakere sürecini anlattı.
Doğrusu, böylesi bir ortamı kuzeyde bulamıyoruz ne yazık.

***

Müzakerelerde kriz var...
‘Doğal gaz’ zenginlik getirecek derken, dünyanın pek çok coğrafyasında yaşandığı gibi ‘bela’ oldu.
“Kıbrıslı Türkler'in ‘ortaklık hakkı’nı nasıl görüyorsunuz?” dedim...
Yani...
Petrolü, gazı nasıl paylaşacağız?
Önce bir espri geldi:
“Avrupa Birliği’ne olan 10 milyar Euro borcu da paylaşır mıyız? Ya da şu ana kadar sondaj çalışmaları için harcanan milyon Euro’yu...”
Elbette espriydi.
Tam da ‘bize’ uydu...
Çünkü biz “kuzeydeki ev de bizim, güneydeki de” anlayışıyla büyütülen çocuklardık...
“Cefası”na ortak olmayan ama “sefa”sına heveslenen kuşaklardık.

***

"Kıbrıslı Türkler’in ülkenin kaynaklarında elbette ortaklık hakkı var” dendi...
Ama ‘doğal gaz’ sondajı planlandığı gibi tamamlansa dahi ‘gelir’ elde edilecek tarih 2022!..
Eğer ‘çözüm’e odaklanırsak...
Bu ‘gelir’ Birleşik Kıbrıs’a kalacak...
Hem Kıbrıslı Rumlar’a...
Hem Kıbrıslı Türkler...
Bu ‘kaynak’ zaten ‘ortak’ kullanılacak, başka ihtimal yok ki...

***

Şunu anladım, Birleşmiş Milletler’in yeni Kıbrıs Özel Danışmanı “ortak açıklama” dışına çıkılmasına çok sessiz kalmıyor...
Belki de Kıbrıslı Türk liderin rahatsızlığı bu...
Bir de...
Hani genelde “Türkiye ne isterse o olur” deniyor ya...
Bırakınız güneyde...
Kuzeyde dahi...
Şunu duyuyorum ilk kez, Kıbrıslı Rum önemli bir kaynaktan...
“Eğer Kıbrıslı Türk liderliği çözüm ister, çözümde kararlı olursa, Türkiye buna engel olmaz, karşı çıkmaz...”
Diyelim ki ‘Kıbrıslı Rum’ kaynak tümüyle ‘aldatıyor’ bizi...
Biz inanıyor muyuz peki ‘görüşme masası’ndaki temsilcimizin samimiyetle ‘çözüm’ isteğine...
Onca sene ‘ayrılık’ tohumları ektiğini bile bile...