2023 kötüydü, 2024 daha kötü olacak
2023 çok kötü bir yıl olarak tarihe geçti. 2023 hem dünya, hem de ülkemiz için zorluklar, sıkıntılar, savaşlar ve yıkımlar getirdi.
2022 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı 2023 yılında da sürdü. Bu savaş hala da sürüyor.
Buna rağmen dünya gündeminde artık eski yerini koruyamadı. Çünkü 2023 yılının Ekim ayında İsrail’in Gazze Şeridi’ni işgali başladı.
Hamas’ın provakatif 7 Ekim saldırısını fırsat bile İsrail o günden bu yana Gazze’ye hem havadan, hem karadan, hem de denizden bomba yağdırıyor.
İsrail başbakanı Netanyahu asıl amacının Hamas’ı bitirmek olduğunu iddia ediyor. Ama gerçek hedefinin Gazze’yi Filistinlilerden temizlemek ve buralara İsrailli yerleşimcileri yerleştirmek olduğunu herkes biliyor.
Bunun adı etnik temizliktir.
21 inci yüzyılda tüm dünyanın gözü önünde etnik temizlik yapılıyor. Hem de ikinci dünya savaşı öncesi ve sırasında Nazilerin kendi atalarına uyguladığı etnik temizlik tüm dünyada lanetlendikten yıllar sonra aynı yöntemle kendisi de Filistin halkına etnik temizlik girişiminde bulunuyor.
Üstelik bu girişim başta ABD olmak üzere batı ülkeleri tarafından destekleniyor.
Asıl üzücü olan da batının bu iki yüzlü politikasıdır.
2024’ün ilk günlerinde hem bu savaşın, hem de gündemden düşen Rusya-Ukrayna savaşının genişleme ve yayılma ihtimali herkesi endişelendiriyor.
İnsanlık bu savaşlara karşı sergilediği tutumla büyük bir sınav veriyor. Şu ana kadar bu sınavda başarısız oldu.
Umarım içinde bulunduğumuz yeni yılda bu başarısızlık sürmez.
*****
2023 ülkemiz için kötü bir yıl oldu. Ekonomik yıkım ve pahalılık 2023’te de katlanarak arttı.
Enflasyon ve devalüasyon bu yılda da sürdü. İstatistik Kurumu dün yıllık enflasyonu % 83,63 olarak açıkladı. Gerçek rakam elbette bunun çok üzerindedir. Buna rağmen yıllık % 83,63’lük hayat pahalılığı bile bu ülkeyi yaşanmaz hale getirmeye yeter de artar.
2023 yılında emekçilerin, dar ve sabit gelirlilerin alım gücü düştü. Gerek asgari ücretteki artış, gerekse de memur ve emekliye verilen hayat pahalılığı bu kesimlerin cebine giren parayı artırdı.
Cepler şişkinleşti. Ama evlerine götürdükleri ekmekler küçüldü.
Enflasyonun halka getirdiği en büyük olumsuzluk budur.
Yüksek enflasyon yaşanan tüm ülkelerde yönetenler, çalışanlara hayat pahalılığı verdikleri için alım gücünü koruduklarını iddia ederler.
Aslında bu mümkün değildir. Çünkü enflasyonun nedeni ekonominin yetersizliğidir. Ülke ekonomisi bunu karşılamaya yeterli olsa zaten enflasyon rakamları % 80-90’lara çıkmazdı.
Bu nedenle hayat pahalılığı oranları sadece aldatmacadır.
Devlet bir taraftan hayat pahalı olduğu için çalışanların kayıplarını karşılamak amacıyla, hayat pahalılığı ödeneği veriyor. Öte yandan da aynı ay içinde iğneden ipliğe her şeye zam yaparak verdiği artışları geri alıyor.
Bu da çalışanların kayıplarını karşılamak şöyle dursun, yeni kayıplara neden oluyor.
Özetle bozuk ekonominin yükü çalışanların sırtına yükleniyor.
2023 böyle geçti.
2024 ise bundan daha kötü geçmeye adaydır. Umarım hem dünyada, hem de ülkemizde sağ duyu hakim olur ve insanlık girdiği bu yeni sınavı başarı ile tamamlar.