2025 TC-KKTC Ekonomik Protokolü’nün değerlendirilmesi
2025 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Antlaşması (Ekonomik Protokol), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti Arasında Ankara’da geçtiğimiz hafta imzalandı. Antlaşmayı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Başbakan Ünal Üstel imzaladı.
Bugünkü yazımda, protokolün içeriğini, 2 ülke yetkililerinin yaptıkları açıklamalar ışığında, ana hatları ile değerlendirmeye çalışacağım.
Mali ve İktisadi işbirliği Antlaşması ile, 18,5 milyar lirası yeni ödenek olmak üzere, geçen yıldan devirlerle birlikte toplam 21 milyar TL kaynak tahsis edilecek.
Bu kaynağın, sürdürülebilir ekonomik büyüme, altyapı yatırımları ve reel sektör desteklerine öncelik verilerek kullanılacağı belirtildi. Kaynağın oransal dağılımı ise, “Yüzde 58 altyapı ve reel sektör projeleri, yüzde 11 kamu maliyesi destekleri ve yüzde 31 savunma harcamaları şeklinde açıklandı.
Öte yandan, Bu rakamın 18,5 milyar TL’si zaten 2025 yılı devlet bütçesindeki TC yardım ve krediler başlığı altında yazan rakamdır. İlave bir kaynak değildir. Protokoldeki geriye kalan 2,5 milyar TL de, geçen yıldan kalan devirlerdir.
2025 Bütçesinde yer alan TC yardımları, yatırımlar (alt yapı) için 8.5 milyar, savunma harcamaları için de 6 milyar olacak şekilde toplam 14,5 milyar TL olarak öngörülmüştür.
Bütçe içinde bulunan diğer bir kalem olan TC kredilerinde ise, Kamu maliyesine, cari harcamalar için, 4 milyar TL katkı öngörülmektedir. Böylece, bütçedeki bu rakamların toplamı 18,5 milyar TL etmektedir.
İmzalanan Antlaşma ile, eğitim alanında; İhtiyaç duyulan yeni okul projelerinin hayata geçirilmesi ve var olan okulların depreme dayanıklı hale getirilmesi için kaynak sağlanacak. Geçen yıl, 18 okulun bakım-onarım işlerinin tamamlanmış olduğu, 11 okulda ise çalışmaların devam ettiği açıklandı.
Sağlık alanında; 500 yataklı Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin temelinin atılması, Yeni Girne Hastanesi’nin tüm iç donanımının tamamlanması ve açılması, Pamukluya yeni hastane yapımı ile ilgili olarak da gerekli kaynak sağlanacak. Bu yatırımları geçmiş yıllarda da protokollerde görmüş olmamıza rağmen, gerçekleşmemişti. Umarım, bu dönem gerçekleşir.
Bunlar yanında, Mağusa'da Maraş Sağlık Merkezi'nin yapımının tamamlanmak üzere olduğu, Lapta Sağlık Ocağı’nın büyütülmesi ve tadil edilmesi projesinde son aşamaya gelindiği belirtildi.
Ayrıca, Tıbbi cihaz ve ilaç temini için de kaynak ayrıldığı ve Otizmli bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak otizm merkezi’nin bu dönemde yine hizmete açılacağı öğrenildi. Özellikle Otizm merkezi, ülkemiz için çok elzem ve faydalı bir yatırım olacaktır.
İmzalanan antlaşma ile Ulaştırma alanında; Kara yollarında can güvenliğini artıracak tedbirlerin alınması, belirlenen riskli güzergahlarda yol aydınlatmalarının yapılması ve ihtiyaç duyulan projelerin hayata geçirilmesi, Değirmenlik – Girne Dağ Yolu projesinin tamamlanması, Girne Batı Çevre Yolunun bir devamı olan Lapta-Geçitköy arası çift şerit yol yapım projesinin hayata geçirilmesi ve Karpaz – Zafer Burnu yolunun tamamlanması için de kaynak sağlanacak.
Öte yandan, enerji alanında da, KIB-TEK Santrallerinin bakım ve onarımları sağlanacak ve 2 adet, 35 MW Mobil Treyler elektrik santralleri de devlete hibe edilecek.
Özellikle, pandemiden sonra daha da önem kazanan, stratejik bir sektör olan Tarım sektörüne yönelik, Orta Mesarya Ovası Sulaması İletim Hattı Projesi ve 207 km’lik Depo Bağlantı Hattı Projesi’ne de devam edileceği belirtildi.
Bu son derece önemli bir projedir ve hayata geçmesi tarımsal üretime büyük katkı sağlayacaktır. Ayrıca, sürdürülebilir balıkçılık için, beş yeni balıkçı barınağının da yenileneceği açıklandı.
Narenciye sektörü için, Meyve İşleme, Donmuş ve Soğuk Depolama Kapasitesinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında yapılacak tesislerin ihalesinin tamamlanacağı öğrenildi.
Bu tesis ile, soğuk hava depolama kapasitesi geliştirilerek, arz fazlası ürün olduğu zamanlarda üreticilerin zarar etmesi önlenecektir.
Geçtiğimiz yıllarda imzalanan ekonomik protokollerde de, benzer eylem maddeleri mevcuttu. Bunların çoğunun gerçekleşmediğini biliyoruz. Umarım, bu yıl çoğunluğu hayata geçer.
Ekonomik Protokol kaynakları ile, özellikle küçük esnaf ve küçük işletmelere ihtiyaç duydukları hibe ve düşük faizli krediler sağlanmalıdır. Üretimi ve istihdamı artıracak, katma değeri yüksek projelere daha fazla kaynak ayrılması şarttır.
Alt yapı yatırımlarında, yerli mütahhitlerin de işin içinde olması, ülke içinde katma değer ve ekonomik aktiviteyi de artıracaktır.
Ekonomik protokollerin önemi, tahahhüt edilen icraatların her iki tarafça yerine getirilmesi ve gelmesi gereken kaynakların da ülkeye zamanında ve eksiksiz gelmesidir. Bu bağlamda, ekonomik protokole yapılabilecek şeyler yazılmalıdır.
Protokollere, yapılamayacak şeyler yazıldığında, hem çoğu yapılmamakta hem de ülkeye yeterli kaynak gelmemektedir. Yeterli kaynak gelmezse, bundan hem halk, hem işletmeler, hem de ülke ekonomisi olumsuz etkilenmektedir.
Savunma harcamaları ve kamu maliyesine katkı rakamları az geldiğinde, doğrudan bütçe açığını artırmaktadır. Nitekim, son yıllarda özellikle kamu maliyesine katkı rakamlarının eksik geldiğini görüyoruz.