1. YAZARLAR

  2. Ödül Muhtaroğlu

  3. 2025 yılında ekonomik manzara endişe veriyor
Ödül Muhtaroğlu

Ödül Muhtaroğlu

2025 yılında ekonomik manzara endişe veriyor

A+A-

Ülkemiz, üç yıldır yüksek enflasyon sarmalında gidiyor. 2022 yılında yüzde 94,5, 2023 yılında yüzde 83,6 ve bu yıl da yüzde 65 düzeyinde seyrediyor. Hükümet,  bu süreçte yeterli tedbirler almamakta  ve yalnızca seyirci kalmaktadır.Bu bağlamda,  piyasadaki fırsatçılığın önlenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanması şarttır.

Hükümet, normal vatandaş gibi davranamaz.Enflasyon gelişmelerini izlemekle yetinmemeli, müdahale etmelidir. Piyasa denetimlerine çıkılması çok önemlidir.

Pahalılık, halkın belini bükmekte, geçinemediği için, vatandaşlar kredi kartlarına yüklenmekte ve harcamalar tam olarak ödenmediği zaman da, kredi kartı borçları günden güne artmaktadır.Açlık sınırı, aylık  27 bin TL’yi aşmıştır ve giderek artmaktadır.

2024 devlet bütçesinde 6.8 milyar TL açık öngörülmüştü. Ancak, bu rakamın, yıl sonunda aşılması bekleniyor. Eylül sonu itibariyle, bütçe açığı 4,5 milyar TL’ye yaklaştı.

Yıl sonuna kadar ek mesai ödemeleri, maaş ve piyasa ödemeleri ve 13.maaşlarla birlikte, bu bütçe açığı daha da  büyüyecektir. Ayrıca, tasarruf tedbirlerinin de alınmaması, bütçe açığını artırmaktadır.

2025 yılı bütçe açığı ise,17,6 milyar TL ile rekor düzeydedir.  Bu açığın  daha da büyüyeceğini düşünüyorum.Bu bütçe açığı ile, yarım kalan Girne ve Güzelyurt hastaneleri tamamlanamaz, yollar aydınlatılamaz. Ayrıca, esnaf, küçük işletmeler ve üreticilere de yeterli destekler verilemez.

2025 yılında rekor bütçe açığı öngörüsünün en önemli nedenleri, Hükümet’in kayıt dışı ekonomi ile mücadele etmemesi, bizdeki pahalılık nedeni ile ekonominin güneye  kaymaya başlaması,Rumların da bizim tarafa gelişlerinin ve harcamalarının düşmesi sonucunda, Maliye  gelirlerinin azalması, artan enflasyon ve  tasarruf yapılmaması nedeniyle de giderlerin çok artmasıdır.

Türkiye ile imzalanan ekonomik protokollerin işleyişinde de sıkıntılar yaşanmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, KKTC’nin taahhüt ettiği belirli reformları ve icraatları yerine getirmesini beklemekte, ancak bu reformların çoğu yapılmamaktadır.

Bu yüzden, Türkiye’den kaynak akışı, uzun zamandır düzenli ve yeterli miktarda sağlanamıyor. Eylül ayı sonu itibarı ile, tüm TC yardım ve kredilerin toplam gerçekleşme oranı  yüzde 38 civarındadır.

Bu yıl da, Bütçe gelirleri içinde yaklaşık 18.5 milyar TL, TC Yardım ve Kredilerinden oluşmaktadır.Bu rakamların gelişinde aksama olursa, bütçe açığı daha da fazla büyüyecektir.

Öte yandan, Türkiye’de, Maliye Bakanlığı önderliğinde, giderleri kıstılar, enflasyon ve kayıt dışı ekonomi ile mücadele ediyorlar.Devletin bir çok alanında tasarruf uygulamaları başlatıldı. Enflasyonla gerçek anlamda mücadele edildiği için, enflasyon oranlarında gerileme başladı.

Düşük faiz uygulamasından vazgeçildikten sonra, kurlarda bir dengelenme oluştu.Ülkenin kredi notları yükseldi ve kredi gelişi hızlandı.Ayrıca, ülkeye yurt dışından döviz girişi hızlandığı için, Merkez Bankası rezervlerinde önemli miktarda yükselişler görülüyor.

Bizde ise, ekonomi kendi haline bırakıldı. Hükümet’in kendi içindeki sorunlardan dolayı, memleket sorunlarına ayıracak ne zamanı, ne de konsantrasyonu vardır. Eğer, Hükümet tarafından, ekonomi ve maliye politikalarında 2025 için gerekli önlemler alınmazsa, hem devlet bütçesini, hemde halk ile iş dünyasını çok zor günler beklemektedir.

Oysa, Ülkemizde en son 4’lü hükümet döneminde bütçe fazlası verilmişti.Hemde, Türkiye’ den çok az kaynak gelmesine rağmen.

Daha önceki CTP hükümetleri döneminde de denk bütçeler görülmüştü.Önemli olan, giderleri kontrol altına alıp, tasarruf yapmak ve bütçe gelirlerini artırmak için, çalışıp, reformları devreye koymak, kayıt dışı ekonomi ile mücadele edebilmektir.

2023 yılında, İnşaat sektöründe, inşaat alanlarındaki (metre kare) azalışlarından dolayı yüzde -9.5 oranında küçülme gerçekleştiğini görüyoruz. İnşaat sektörünün, ekonomide birçok sektöre zincirleme etki ettiğini, tetiklediğini biliyoruz.Bunun etkilerini, özellikle 2024 yılı büyüme rakamlarında ve 2025 ‘de daha çok göreceğiz diye düşünüyorum.

2023’ de, Tarım ana sektöründe yüzde -2,7 küçülme görülürken, alt sektörler olan bitkisel üretimde ise yüzde -8,4 ve balıkçılık sektöründe yüzde -10,1 küçülme görülmüştür. Ülkenin bitkisel üretiminde bu derece küçülme görülmesi düşündürücüdür. Muhtemelen ürün rekoltelerindeki düşüşlerden kaynaklanmıştır.Bunun etkilerini 2024 yılında yaşıyoruz. 2025 yılında da yaşayacağız muhtemelen.

Bu bağlamda, 2025’de, sektörlerin sorunlarının çözümü için çalışmalar yapılması, özellikle gıda ürünlerinde ucuzluk sağlanması için, tarım ve hayvancılıkta üretimin desteklenmesi ve teşviklerde artış yapılması gerekmektedir.

Vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi ve adaletli vergi toplanması için, kurumlar arası işbirliği güçlendirilmeli, teknolojik alt yapı geliştirilerek, denetimler etkili ve verimli olmalıdır.

Enflasyonun düşürülmesi, ekonomik büyümenin yükseltilmesi,  yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması ve sağlanacak gelir  artışının  halka adil bir şekilde dağıtılması hedeflenmeli ve bu hedefler doğrultusunda, ekonomi ve maliye politikaları uygulanmalıdır.

2025 yılı için yüzde 35 enflasyon öngörüsü çok iyimser bir tahmindir.Umarım, döviz kurları ve petrol fiyatları dengeli seyredir. Yoksa, kurlarda ve petrolde artış olursa, ne enflasyon tahminleri tutar, ne de bütçe ödenekleri yeterli olur.

Sonuç olarak, Rusya –Ukrayna savaşı, Suriye’ deki çatışmalar, İsrail’ in saldırgan tavırları bütün ekonomik ve siyasi  dengeleri değiştirecek potansiyeller  taşımaktadır.Temennim, hem bölgemizde, hemde Dünya’ da barışın egemen olması ve ekonomik, siyasi gelişmelerin dengeli, olumlu bir seyir izlemesidir.

Bu yazı toplam 504 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar