2025’in ilk ayında da pahalılık ateşi sönmedi
KKTC’de, 2025 yılının Ocak ayı enflasyonu, KKTC’de yüzde 2,02 olarak açıklandı. Yıllık enflasyon ise, (Geçen Ocak’tan bu Ocak’a) yüzde 50.61’ e ulaştı.
Bu yılın ilk enflasyonu da yine yüksek gerçekleşti. Bunun başlıca nedenleri özellikle, haberleşme grubunda, internet ve cep telefonu görüşme ücretleri ve sağlık harcamalarında görülen artışlar nedeniyle oldu.
Yıllık bazda, sağlıkta yaklaşık yüzde 72, eğitim’de yüzde 99 ve haberleşmede yüzde 80 enflasyon gerçekleşti.
Türkiye’de ise, Ocak ayı enflasyon oranı yüzde 5,03, yıllık enflasyon oranı ise, yüzde 42.12 olarak gerçekleşti. Ocak 2025'te bir önceki aya göre artışın en yüksek olduğu ana grup ise yüzde 23,57 ile sağlık oldu.
TC- KKTC enflasyon karşılaştırmalarının sadece aylık bazda yapılması yanıltıcı olabilmektedir. Bazı aylarda KKTC’de, bazı aylarda TC‘de enflasyon oranları farklı çıkabilir. Nitekim bu ay TC’de yüksek çıkmıştır. 2 ülke arasında, yıllık dönemlerde karşılaştırma yapmak daha sağlıklı olacaktır.
Ayni para birimi kullanmamıza rağmen, Türkiye’den daha pahalı olduğumuzu, yıllık enflasyonlar arasındaki farktan da görebilmekteyiz.
Hükümet‘in piyasa denetimlerini de düzenli olarak gerçekleştirmemesi sonucu, pahalılık ve enflasyon oranı da, son 3 yıldır çok yüksek gerçekleşmiştir. Ayrıca, Hükümet, piyasada fırsatçılığa ve vurgunculuğa yönelip, fiyatları fahiş artıranlar varsa, onları da tespit edip, ceza uygulamalıdır.
Elektrik, akaryakıt, gaz başta olmak üzere enerji fiyatlarına yapılan zamlar, girdi maliyetlerini de artırınca, işletmeler de ürettikleri mal ve hizmetlere zam yapmakta, böylece, enflasyon daha da artmaktadır.
Öte yandan, KTAMS’ın belirlediği, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Ocak ayı sonunda, aylık 27 bin 987 TL’ye yükseldi. Ülkede yaşanan pahalılık açlık sınırında da görülüyor.
Asgari ücrete, hayat pahalılığı oranının altında, yüzde 7.5 zam yapılması, ülkede yaşanan pahalılık karşısında zaman geçtikçe eriyecek ve gıda harcamalarına bile yetmeyecektir.
Hükümet, enflasyonun çok yüksek seyretmesinden dolayı, 2024 yılında 4 aylık periyotlarda yaptığı maaş ve asgari ücret artışlarını, bu yıl 6 ayda bir yapacaktır.
Ülkede yaşanan pahalılık, enflasyonu da yükseltmekte, kamu çalışanlarına ve emeklilere yapılan hayat pahalılığı ödeneğini artırmakta ve böylece bütçe açıklarını da büyütmektedir. 18 milyardan fazla rekor bütçe açığına sahip ülkemizde, enflasyonla mücadelenin şart olduğu net bir şekilde ortadadır.
Hükümet, pahalılığı azaltmak için, özellikle akaryakıt, gaz, elektrik zamlarını halka daha az yansıtmalı, temel gıda, temizlik malzemesi, ilaç ve eğitimde gerekli KDV, fon indirimlerini süratle yapmalıdır. KDV oranları ve fon artışlarından kaçınmalıdır..
Pahalılıktan dolayı, maaş, emekli maaşları, ve asgari ücrete yapılan artışlar kısa sürede erimekte, dar gelirliler ay sonuna getiremedikleri için, kredi kartı borçları günden güne artmaktadır.
Yeni asgari ücretin belirlenmesi ile birlikte, ülkede kısır döngü yine başlamış, bütün mal ve hizmetlerde zam yağmuru artarak devam etmiştir.
Enflasyon ve pahalılık halkın en büyük düşmanıdır. Yükselen fiyatlar, ülkemizi pahalılık cehennemine çevirirken, Hükümet’in, halkın esas gündemi olan pahalılık ve geçim derdine odaklanmamasından dolayı, zamlar durdurulamamaktadır.
Hükümet partileri, halkın esas gündemi olan geçim derdine odaklanmalı, başta ekonomik sorunlar olmak üzere, halkın tüm sorunlarını çözmek için çalışmalıdırlar.
Ülkemizdeki en büyük sorunlardan biri olan trafikte, can kayıplarımız günden güne artmaktadır. Kimse sorumluluğu diğerine atmamalı, trafikteki tüm paydaşlar, ulaştırma bakanlığı, belediyeler, KIBTEK ve sivil toplum örgütleri işbirliği içinde hareket etmeli ve yol güvenliği eksiklikleri giderilmelidir..