2025’te Cumhurbaşkanlığı ve Erken Genel Seçimleri Birlikte Olabilir…
Başbakan Üstel UBP’nin son kurultayında parti başkanlığına yüksek oy ile seçildi ama partisine hâkim olmadığı Meclis Başkanlığı seçiminde şüpheye yer bırakmayacak şekilde belli oldu. TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz devreye girmeseydi Başbakan Üstel zorlanmaya devam edecekti; çift mühürlü oylar muhaliflerinin çok organize ve pragmatik olduğunun da kanıtı idi… Sonuçta Meclis Başkan seçimi tamamlandı.
Başbakan Üstel de hafta içinde Ankara’yı ziyaret edip TC Cumhurbaşkanı (CB) Erdoğan ve Yardımcısı Yılmaz ile görüştü; herhalde teşekkür ziyareti idi bu gidişi… Medyada paylaşılan Üstel-CB Erdoğan fotoğrafında Erdoğan çok ciddi duruyor, Üstel mutluluktan uçuyor gibi… Meclis Başkanlığı seçimlerinde kendisini sıkıştıran muhaliflerine, ki CB Tatar da bunların arasındadır, mesaj veren bir yüz ifadesi… Esas mesaj da CB Tatar’a, “UBP’nin CB adayının ben olduğumu görüyor musun?!” der gibi…
Peki, muhaliflerin eli armut mu toplar?! CB Tatar bu muhaliflerle strateji kurgulamayı es mi geçecek?! Hayır… Hele ki çok zekice strateji kuran ve uygulayan bu muhalifler CB seçimleri sürecinde Üstel’e çok çile çektirecek… Bu bağlamda uygulayabilecekleri en stratejik senaryo erken genel seçim ile CB seçimini aynı günde yapmak… Ana muhalefet partisi ve meclis dışı partiler erken genel seçim için kesintisiz bastırıyor. Pek güvenilmese bile, bu kervana hükümet ortağı YDP de katıldı… Sendikalardan, meslek örgütlerine halkın tüm örgütleri de erken genel seçim istiyor, hükümete baskı yapıyor.
Üstel bu baskıları çok uzun süre göğüsleyemez… Güvendiği dağ Ankara hükümeti, erken genel seçim zamanı değilmiş diyorlar. Ancak, bu söylem geçiştirilmeden iyi analiz edilmeli… Kıbrıs sorununda BM inisiyatifli görüşme süreci başlatma çabaları var; Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde olumlu bir süreç yaşanıyor. CB Erdoğan Yunan Başbakana “Denizi geçtik, derede boğulmayalım diyor”, uluslararası topluma ve AB’ye de “Önümüzü açın, Annan Planı’ndaki gibi elimizi taşın altına koyarız – barış için uzanan eli havada bırakmayız” diyor. Ve öyle anlaşılıyor ki Uluslararası toplum ve AB, Kıbrıs sorunu çözüm sürecinin sonuç odaklı ve son tarihli başlaması için BM’nin daha önceki Türkiye katkılı Annan Planı ve Crans-Montana Konferansı projelerini çökerten Kıbrıs Rum tarafına baskı yapıyor, Hristodulidis’ten teyit istiyor. Onun için Hristodulidis de ABD’ye şirinlikte sınır tanımıyor… Ancak ABD Kıbrıs sorununun çözümünü kendi BOP Projesini başarmaya kolaylaştırıcı unsur ve gelişme olarak görüyor.
Dönelim Türkiye’nin stratejisine… CB Erdoğan uluslararası toplum ve AB bağlamında “İyi polis” rolünü oynamaya devam edecek, “Kötü polis” de sürekli olarak 2-Devletli Çözüm Tezine vurgu yapan CB Tatar olacak. CB Erdoğan, ilgili yabancı taraflara, Kıbrıs Rum tarafının yeni süreçte BM inisiyatifine olumlu yaklaşması ve olumlu sonuç edilmesini temin etmeleri halinde ‘Kötü polis’ rolündeki CB Tatar’ı halledebileceğini söylüyordur. Dolayısıyla, BM gayretlerinin sürdüğü bu dönemde Ankara hükümeti KKTC’de erken genel seçim istemez, stratejisine uygun görmez… Erken genel seçim olursa, CTP’nin kazanacağı, hükümeti tek başına veya bir küçük ortakla kuracağı kesin… Bu hükümetin programında da Kıbrıs sorununun BM Ölçütlerinde çözülmesine destek olacak; yani Ankara hükümeti “Kötü polis”ten yoksun kalacak …
Ama KKTC CB seçimleri sürecine giderken BM inisiyatifi sonuç verirse Ankara hükümeti KKTC’de BM Ölçütlerine destek veren bir hükümeti tercih edecek; çekemez öyle geçmişte “Annan Planı onaylanırsa dağa çıkarım” diyenlerden oluşan bir hükümeti ve kendi tarzında 2-Devletli Çözüm Tezini söyleyen CB Tatar’ı.… Dolayısıyla KKTC CB seçim tarihinde erken genel seçim yapılması kararı alınabilir… Bu karara Üstel karşı çıkmaya kalkışırsa, UBP içindeki muhalifleri, CB Tatar’dan da destek alarak Üstel’e “Erken genel seçim” baskısı yapacak… Üstel CB adayı mı, milletvekili adayı mı olmak ikilemi içinde kalacak… Tatar’ı ekarte edip CB adayı olsa, seçilmesinin mümkünü yok, milletvekilliği de sona erecek, parti başkanlığı da bitecek… Milletvekilliği adayı olursa, Tatar da CB adayı olacak; parti içi muhalifleri ve Tatar kendisini tuş etmiş olacak… Tatar da seçimi kaybedecek… UBP’nin hem erken genel seçimi hem de CB seçimini kaybetmesi Üstel’in, milletvekili seçilse dahi, parti başkanlığından gitmesi sonucunu yaratacak.
Kısacası, UBP içindeki Üstel muhalifleri ve birlikte hareket eden Tatar CB seçimleri ile erken genel seçimin aynı gün yapılması için katkı koyabilirler. Her iki seçimde de UBP başarılı olamayacak; muhalifleri ve Tatar Üstel’e İrsen Küçük (ışıklar içinde uyusun) olgusunu yaşatacak. Ankara Hükümeti de, 2003’te olduğu gibi, çözüm sürecinde CTP’li hükümet ve CB ile uyumlu siyaset yürütecek… Hele bir, BM Genel Sekreteri Kıbrıs Rum tarafının yeni başlayacak sürecin BM Ölçütlerinde çözüm başarısına katılımcı olmasını sağlasın…
Yaşayıp göreceğiz… Annan Planı Referandumu öncesinde de uluslararası toplum ve siyasetin dahi beklemediği gelişmeler gerçekleşmişti; yeniden neden olmasın?!