“23 Nisan hükümeti tanımlamasından hiç gocunmadım”
“Biz eğer halka biraz umut olmuşsak, yüzlerinde bir gülümseme olmuşsa ve beklentileri varsa yaşam kalitesini bir basamak artırdık demektir. Yani o umutsuzluk, mutsuzluk, depresyon hali azaldıysa yaşam kalitesine olumlu katkı yaptık demektir.”
Başbakan Sibel Siber, güvenoyu sonrasında ilk röportajı Yenidüzen’e verdi
Başbakan Sibel Siber, hükümetin herkesin hükümeti olduğunu vurgulayarak, halkın güvenini boşa çıkarmayacaklarını söyledi.
Güvenoylaması sonrası ilk açıklamayı Yenidüzen’e yapan Siber, “Bize gösterilen bu güveni boşa çıkarmayacağız. Kamuyu zarara uğratan usulsüz uygulamaların hiç tereddütsüz yargıya taşınacak” dedi.
Ödül Aşık Ülker
• Soru: Hükümetiniz toplumda bir moral ve umut yarattı sizce bunun sebebi nedir? Üç partinin bir araya gelmiş olması mı, bir kadın başbakan olması mı yoksa genelde milletvekili ya da siyasi partilerde aktif olmayan isimlerden oluşması mı?
• Siber: Bunların hepsi rol oynadı diye düşünüyorum ama hepsinden önemlisi güven vermiş olması. Halka vermek istediğimiz mesaj, “bize güvenin, biz sizin için buradayız, bu kurumların hepsi sizin kurumlarınız, biz çok kısa bir süre bile olsa bu kurumları sizin adınıza yönetmek, sizin adınıza ve size yakışır şekilde, itibarını yitirmeden, değerlerini koruyarak yürütmek için görevlendirildik”. Sanırım vermek istediğimiz mesajı iyi ifade ettik, içimizdeki enerjiyi, heyecanı, görev aşkını yansıtabildik. Muhalefet bize “23 Nisan hükümeti” dedi ama bu tanımlamadan hiç gocunmadım. Biz gerçekten 23 Nisan çocukları kadar o heyecanı, o temiz ruhu, çalışma azmini içimizde hissediyoruz. Çocuklarımız da çok zeki, kendilerini çok güzel ifade ediyorlar.
“Halkın umutlarını boşa çıkarmayacağız”
• Soru: Çok kısa sürede mucize yaratmanız beklenmiyor ancak yine de büyük bir umut oldu.
• Siber: Belki çok büyük işler yapmadık, ama çok küçük mesajlar, çok küçük icraatlar halkın moralinin yükselmesine yetti. Halkımızla hükümet edenlerle arasında uzun bir süredir kopukluk vardı. Özellikle son dönemde siyasetin en üst kademesinde yaşanan gerginlikler, UBP’nin kendi parti içi, kurultayında yaşadığı gerginlikler içinde halk unutulmuştu. Sanki halk başka yerde, onlar başka yerde, halkın derdi başka, onların derdi başka gibi bir görüntü vardı ve uzun süre bir iktidar kavgasına şahit olduk.
“İlk gün 150 civarında görüş ve öneri geldi”
• Soru: İlk iki Bakanlar Kurulu’nda aldığınız kararları, hükümet programınızı muhalefet partisi eleştiriyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
• Siber: Programımızın uzun olduğunu söylediler. Hükümet programını birlikte gözden geçirmek isterim. “Hükümetimiz açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik temelinde, her bireye eşit mesafede duracak” dedik. Gayet açık ve şeffaf bir şekilde halkımızla yaptığımız çalışmaları paylaşıyoruz. Gelir-gider hesabı yaptık, “Maliye’nin seyir defteri” web sayfasında yayınladık, Başbakanlık’a görüş ve önerileri iletebilecekleri www.kktcbasbakanlik.org web sayfasını açtık. İlk gün 150 civarında görüş ve öneri geldi, bunları tek tek okuyoruz ve değerlendiriyoruz. Sosyal medyayı kullanarak ben şahsen bazı mesajlar atıyorum, halkı sürekli bilgilendiriyoruz.
“Bu hükümet her bir bireyin hükümetidir”
Bu hükümet üçlü koalisyon hükümetidir ama sadece bu üç partinin değil, herkesin, halkın, her bir bireyin hükümetidir, hükümette görev almayan partinin de hükümetidir. Biz bu düşünceyi, bu ruhu, bu duruşu halkımıza gösterdik ve hissetmelerini istedik ve sanırım hissettiler. Çünkü aldığımız olumlu mesajlar, hükümeti sevgiyle karşlılamaları, sahiplenmeleri bizi çok mutlu ediyor. Hükümet ve kadroları çok çalışıyor, çok yoruluyor ama bir güzel söz, bir güzel mesaj bize güç veriyor. Bize gösterilen bu güveni boşa çıkarmayacağız. Uzun denilen bu hükümet programının hepsini gerçekleştirmeye çalışacağız ama gerçekleştiremediklerimizi de dönemimizin sonunda niçin gerçekleştiremediğimizi halkımızla paylaşacağız.
TAK ve BRT kurumunun bağımsız, şeffaf ve demokratik bir şekilde, herkese eşit ve her görüşe açık olmasını önerdik. Bunun için TAK ve BRT kurumlarına yazı gönderdik ve geçmiş dönemlerde iktidarın ve muhalefetin yer alma oranlarını istedik. Bu arada frekans sorunlarıyla da ilgileniyoruz.
Kamu hizmetlerinin yürütülen işlemlerde kağıt oranlarını düşürmek için mail sistemini daha çok kullanma çalışmalarına başladık. Bunlar hiçbir maddi külfet getirmeyen, tamamen iyi bir organizasyonla yapılabilecek şeyler.
“Eğer yasalar hiçe sayılmışsa bunların gereğini yapacağız”
Programımızda hukukun üstünlüğünü hatırlattık. Hukuk dışı, yasa dışı olan olaylar cezalandırılacak. Muhalefet programımızı sert bulduğunu söylüyor. Programda “hukukun üstünlüğü en önemli hedeflerden biridir. Hükümetimizin görev yapacağı sürede bu hususa hassasiyetle uyulacaktır. Diğer yandan geçtiğimiz dönemde hukuk kurallarına ve/veya kamu yararına aykırı karar ve uygulamaların iptali ve durdurulması sağlanacaktır” dedik. Sanırım bunlar muhalefete sert geldi. “Kamuyu zarara uğratan usulsüz uygulamalar mevzuatın imkan verdiği ölçüde hiç tereddütsüz yargıya taşınacaktır” dedik. Kesinlikle taşınacaktır, eğer varsa kesinlikle yargıya taşınacak. Yoksa rahat olsunlar, ama eğer yasalar hiçe sayılmışsa bunların gereğini yapacağız. Biz bunları örtbas edersek, biz de onun parçası oluruz.
Bu kurumlar bizim değildir, biz buraya bir süreliğine yönetmek için geldik. Bu anlayışı yerleştirmek lazım, bu unutulduysa bunu hatırlatmak istiyoruz ki halk da kurumlarına sahip çıksın.
“Yaşam kalitesini maaşla eşit görüyorlar”
Vatandaşlar bize “benim için, ülkem için iyi şeyler yap, yaşam kalitemi artır” diyor. Yaşam kalitesini nasıl artıracağımızı sordular, “maaşları mı artıracaksınız” dediler. Yaşam kalitesi eşittir para” diyen zihniyete benim söyleyecek sözüm yok. Yaşam kalitesini maaşla eşit görüyorlar. Halk gayet iyi biliyor ki, yaşam kalitesi para ile ölçülmez. Para araçlardan bir tanesidir. Yaşam kalitesi sağlıklı bir çevre, sağlığın, eğitimin ,yürüdüğü yolun, kaldırımların temiz olması, geleceğe güvenle bakmakla, devlete güvenmekle artar. Biz eğer halka biraz umut olmuşsak, yüzlerinde bir gülümseme olmuşsa ve beklentileri varsa yaşam kalitesini bir basamak artırdık demektir. Yani o umutsuzluk, mutsuzluk, depresyon hali azaldıysa yaşam kalitesine olumlu katkı yaptık demektir.
Gıda güvenliği...
Dış politkada girişimler kaldığı yerden devam edecek. Sağlıkla ilgili çalışmalarımız var. En çok şikayet ettiğimiz şeylerden biri kanserdeki artış. Bunun nedenleri arasında da en çok öne çıkan yediklerimiz, içtiklerimiz. Gıda güvenliği konusunda oluşturacağımız otorite ile ilgili tüzük çalışmaları başladı. Önümüzdeki hafta bilimsel, Dünya Gıda Güvenliği Örgütü’nün verdiği normlarda bir bilimsel gıda güvenliği bacağı, bir de devlet ayağı oluşturuıyoruz. Bu otorite Başbakanlık altında olacak ve gıda güvenliği bilimsel çalışmalarını yapacak, yaptığı bütün çalışmalar ve değerlendirmeler Başbakanlık’a bildirilecek ve bildirilere uymak zorunluluk olacak.
Bu arada emeklilerin, hastaların ilaç alımlarındaki prosedürü kolaylaştırıcı uygulamlarla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Sağlık Bakanı’nın çalışmaları var. Bunların detaylarını çok yakında açıklayacağız. Para harcamadan ama iyi bir organizasyonla insanların hayatının nasıl kolaylaştığını, nasıl farklı olduğunu göstereceğiz.
Trafik de yaşam kalitemizi etkileyen bir başka konu. Trafiği tek birimde toplama çalışmalarımız da başladı. Bunu da kısa sürede gerçekleştireceğiz.
“Geçmiş dönemdeki kararların bir kısmı usülsüz”
Geçmiş hükümet döneminde alınan kararların bir kısmının usülsüz olduğunu tespit ettik. İhaleye çıkmadan verilen ve kamu vicdanını rahatsız eden, “peşkeş” olarak algılanan olayları araştırıyoruz, hukuki görüş alınarak gerekli işlemler yapılacak.
Kurumlarımızın saygınlığı çok önemlidir. Vatandaşlık veya kültür ateşeliği ucuz dağıtılmamalı, yasalara uygun olmalı. Bizim sorunumuz KKTC Kültür Ateşesi tanımının açıklanmamış olmasıdır. Bu konuda da gerekli düzenlemeyi yapacağız.
Muhalefet programın tartışılması sırasında programın uzunluğunu eleştirdiler. Aslında ben muhalefet milletvekillerinin konuşmalarına anlam veremedim. Devir teslim yapmadıkları bir hükümet, dinlemedikleri bir programın sonrasında programı tartışmaya geldiler. Ama kürsüyü kendi siyasi propagandaları için kullandılar, devletin memurları çalıştı, devletin bir günü harcandı, bizim de bir günümüz heba oldu. Geceyarısını geçirtip güven oyunu bir gün daha ertelemek istediler ve başardılar. Yani tamamen buna yönelik çalıştılar, halkın bunu görmesi ve değerlendirmesi gerekiyor.
***
“Devredilecek hiç mi önemli bir şey yoktu?”
Maalesef bir önceki hükümet görev teslimi yapmadı. Başbakan, bakanlıklar gibi önemli kurumlarla ilgili söylenecek, devredilecek hiç mi önemli birşey yoktu? Devletin devamlılığı açısından hiç mi anlatılacak birşey yoktu? Müsteşarla sadece iki anahtar gönderildi. Halkın bunu bilmesini ve bundan sonra siyaset kurumunda böyle bir olay yaşanmaması için gereğini yapması lazım. Bu halka saygısızlıktı. Kurumlar arasında iletişim sorunu var, kurum saygınlığının korunduğunu da söyleyemeyiz maalesef. Bizim amacımız yaptıklarımızı ve hedeflerimizi bundan sonraki hükümete devir teslimde teslim etmek.
“Maalesef devlet olanaklarının bu kadar pervasızca dağıtılması çok üzücü”
• Soru: Göreve başlarken nasıl bir tablo ile karşılaştınız? Bir haftada beş yüzü aşkın Bakanlar Kurulu kararı alındığı açıklandı, bunlar arasında en fazla dikkatinizi çekenler neler oldu?
• Siber: 5 saatte 350 karar alınmış yani 50 saniyede bir karar. Arazilerle ilgili çok fazla karar var. Halen bekleyen 5 milyar eşdeğer puanı var, onlara “dağıtılacak mal kalmadı” deniliyor. Anayasada “güney göçmenlerinin mal sorunu halledilmeden mal verilemez” denmesine rağmen özellikle son zamanlarda pek çok arazinin eşdeğer kapsamından çıkarılıp ihalesiz, açık ve şeffaf olmayan bir şekilde dağıtıldığını gördük. Eşdeğer kapsamındaki bazı arazilerin kırsal kesim arsası adı altında, yasal olmayan şekilde dağıtıldığını gördük. Kırsal kesim arsası almanın kriterlerine uyulmadığını tespit ettik, bu konu üzerinde de çalışıyoruz. Maalesef devlet olanaklarının bu kadar pervasızca, hak ve adalate uymadan, insanlarımızın değer yargılarını hiçe sayarak dağıtılması çok üzücü bir durum. Ben söyleyecek kelime bulamıyorum, yorumu halkımıza bırakıyorum.
“Vatandaşlıklarla ilgili gerekli işlemler yapılacak”
• Soru: Çok sayıda vatandaşlık kararı olduğu konuşuluyor. Bu konuda ne yapmayı düşünüyorsunuz? Şeffaflık sözünüzü her fırsatta tekrarlıyorsunuz, vatandaşlıklar incelenmeyecek mi?
• Siber: İçişleri Bakanı bu konuyu da inceliyor. Vatandaşlıklar tek tek inceleniyor, bu çalışma başladı. Yasal olmayan ne varsa, hukuki görüş alınarak gerekli işlemler yapılacak.
• Soru: Eskiden kara çarşamba diye anılan Bakanlar Kurulu toplatıları son iki haftadır merakla, umutla bekleniyor. Bakanlar Kurulu’nun çalışma takviminde neler var?
• Siber: Bu hafta da güzel kararlar alacağız. Çarşambaları bekleyelim, güzel şeyler olacağını, halkın gülümseyeceğini söyleyebilirim.
• Soru: Göreve geldikten sonra Türkiye hükümeti ile herhangi bir temasınız oldu mu?
• Siber: Resmi bir görüşmemiz olmadı. Güvenoyundan sonra resmi görüşmeler başlayacak. Zaten tebrik de güvenoyundan sonra yapılır.
“Halk baskı uygulamalı”
• Soru: Çok kısa bir süre sonra bir seçim olacak. Seçime ve yeni döneme nasıl bakıyorsunuz?
• Siber: Halkımızın her kesiminde bir uyanış farkettim, bütün kesimlerde bir sorgulama başladı. Sandığa gitmeme bir tepkidir ama bu tepkinin ne faydası olacak. Bence halk baskı uygulamalı ki, “sizi takip ediyoruz” mesajı vermelidir. Seçimden sonra meclisin yapısının kesinlikle değişmesi gerekiyor. Bana “siz de meclisteydiniz, 4 senedir neden yapmadınız” diyorlar. Bizim yapabileceğimiz birşey yoktu. Halkın bilmesi gerekir ki eğer muhalefet milletvekiliyseniz, iktidar ikna olmadıkça hiçbir şeyi geçiremezsiniz. Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın değiştirilmesi konusunda herkes mutabıktı. Ama iş komiteye geldiğinde komite toplanmadı maalesef. Dolayısıyla hem meclisin iç tüzüğü, çalışma düzeni, saatlerce kürsü işgal etme, milletvekili transferleri, bölgecilik konusunda yapılabilecek çok şey var. Eğer meclis düzene girerse, yapısı, Siyasi Partiler Yasası, Halk Oylaması Yasası, Meclis İç Tüzüğü değiştirilirse bizi çok güzel günler bekleyecek. Halkın herşeyi takip etmesi, baskı unsuru olması gerekiyor. Siyasetçinin gücü halktadır, toplumsal eleştiri siyasetçiyi doğru yola getirir.
Bu kısa süreli dönemde verebileceğimizin en iyisini vereceğimizden halkımız emin olsun. Biz kendimize güveniyoruz, halkımız da bize güvensin. Halkımıza da güvenlerini gösterdikleri için sonsuz teşekkürler...