27 Ekim günü ülkemizin gündemine ve yüreğimize bir ateş düştü
Genç Köşe / Gülcan Güneysu
Dr. Burhan Nalbantoğlu Acil Durum Hastanesi'nde, alkolün su sanılması nedeniyle yenidoğan servisindeki bebek mamalarına karıştırılması ve bir bebeğimizin vefat etmesiyle başlayan üzücü bir süreçteyiz. Diğer altı bebek entübe edilmiştir. Buradan vefat eden bebeğimizin ailesine başsağlığı diliyorum. Tedavileri devam eden bebeklerimizin en kısa sürede sağlığına kavuşmasını temenni ediyorum.
Bu olay yaşanırken ülkeyi yönettiğini iddia edenler nerede? Neden hala düzenli bir sağlık sistemimiz yok? Olması için neden çaba gösterilmiyor? Başbakan hastaneye yatıyor ve kendi hükümetlerinin yönetiminde olan hastanenin koşullarını beğenmeyip Yakın Doğu Hastanesi’ne yatmak istiyor. Kendine layık görmediği hastaneyi halkına mı layık görüyor?
Özel hastanelere gitmek herkes için ekonomik bir yük oluşturuyorsa, halkımız buna mecbur mu bırakılıyor? Böyle olaylar yaşanırken insan merak ediyor; ülkemizde yaşanan yürek burkan olayların temel sebebi kendileri değilmiş gibi her zaman yaptıkları gibi sessizler ve halkımızdan her zaman olduğu gibi unutmalarını bekliyorlar. Ama bu sefer öyle olmayacak.
Sağlık çalışanları, hemşireler ve doktorlar için işe alım kontenjanı açılmayarak halk ve sağlık çalışanlarımız mağdur ediliyor. Devlet hastanelerinde çalışan bir sağlık görevlisinin nöbet koşulları insani değil. Devlet hastanelerimizin yeterli donanımı bulunmuyor ve sağlık çalışanlarına duyulan ihtiyaç olmasına rağmen mezun yurttaşlar işe alınmıyor. Fakat hükümet ettiklerini düşünenler kendi yandaşlarını işe almak, Meclis’te usulsüzlük yapmak, külliye yaptırmak söz konusu olduğunda her şeyi yapabiliyorlar.
Tıp fakültesinde okuyan biri olarak, okulumu bitirip doktor olduğumda ülkemde çalışabileceğimden endişeliyim. Ülkemizin ekonomisini ve güvenliğimi düşünmeden hastalarıma daha verimli hizmet vermeyi düşünebilmeliyim, fakat bu koşulları sadece bana değil, her bir yurttaşa borçlular. Peki bu koşullar sağlanacak mı?
Ülkeyi yönettiğini düşünenler hiçbir şeyin güvencesini veremediği gibi bunun da güvencesini veremeyecekler. Bu nedenle, ülkeyi yönettiğini iddia edenlere tek diyebileceğim şudur: utanın ve gidin!