2’li mi, 3’lü mü, erken seçim mi?
UBP ve başkanı Faiz Sucuoğlu 24 milletvekili ile kendilerini tek başına iktidar gibi görüyorlar. Kendi vekillerine güvenmeyen Sucuoğlu “ben 27 ile hükümet kurmam, ya 30 vekil, ya da erken seçim” diyerek kime ne mesaj verdi?
60-90 gün sonra gidilebilecek bir erken seçimden kim ya da kimler rahatsız olacaklar?
Bu sorulara doğru yanıt bulmak için kahin olmaya gerek yoktur. Faiz bey gerek kurultay sürecinde, gerekse de erken seçim sürecinde birçok kişiye bakanlık, müsteşarlık, ya da müdürlük sözü verdi. Şimdi herkes verilen sözlerin tutulmasını istiyor. Milletvekili seçilenler bakanlık, seçilemeyen, ya da aday olmayanlar da öteki görevlere atanabilmek için bastırıyor.
Özel sohbetlerde UBP 24 vekilden 18’inin bakanlık talep ettiği konuşuluyor. Bu nedenle UBP’nin en az 8 bakanlık almadan koalisyon kuramayacağı, aksi durumda parti içi sıkıntıları aşamayacağı konuşuluyor.
Sucuoğlu’nun bu nedenle koalisyonun en az 30 vekille kurulmasını ve bu koalisyonda UBP’nin 8 bakanlık, DP ve HP’nin ise 1’er bakanlık almasını istediği konuşuluyor.
DP ve HP 1’er bakanlık alarak bu koalisyona girer mi bilemem. Bunu her iki partinin yetkili organları bilir. Ama ben olsam 1 bakanlık alarak UBP’ye koltuk değneği olmam.
Anladığım kadarıyla Kudret hoca da dün yaptığı açıklamada bu işe sıcak bakmadığını ifade etti ve “bazen 27 sayısı, 30 sayısından çok daha istikrarlı bir yapı ortaya çıkarabilir, önemli olan ortaklar arasındaki uyumdur” dedi.
UBP-CTP KOALİSYONU MÜMKÜN MÜ?
UBP’nin CTP ile koalisyon kurmak istemediğini Faiz Sucuoğlu seçimin ertesi günü AA’ya verdiği mülakatta “siyasi görüşlerimize yakın partilerle koalisyon kurmak niyetindeyiz” diyerek açıkça ifade etmişti.
Buna rağmen UBP ile CTP başkanları geçen Cuma buluştular. Tufan hoca bu buluşmayı doğruladı ve “birlikte bir kahve içtik, elbette hükümet konularını da gayrı resmi olarak görüştük, iyi niyetli bir görüşme oldu” dedi.
UBP-CTP koalisyonu nasıl kurulur?
- Kurulacak koalisyonun ilkeleri belirlenmeli.
- Böyle bir hükümetin hedefleri gerçekleşebilecek biçimde takvimlenmeli.
- Kıbrıs sorununa çözüm çabalarının ileriye götürülmesi konusunda mutabakat olmalı.
- Eğitim, sağlık başta olmak üzere halka doğrudan dokunan alanlarda köklü reformlar yaşama geçirilebilmeli.
- Yılan hikayesine dönen kamu reformu ve 3’lü kararnamenin kaldırılması acilen gerçekleşmeli.
- Ekonomide yeniden yapılanma gerçekleşmeli ve ülke kendi ayakları üzerinde durabilecek yapıya kavuşturulmalı.
- Ülkenin ulaştırma, haberleşme ve enerji alanında çağdaş altyapılar kurulmalı.
- AB ile uyum yasaları bir an önce meclisten geçirilerek üyeliğe hazır hale gelmemiz sağlanmalı.
- Yerel yönetim reformu yerel seçimlerin tamalanmasından hemen sonra ele alınarak belediyeler birleştirilerek ağır personel yükünden kurtarılmalı, halkın çağdaş beledi hizmetlere ulaşımı sağlanmalı.
- İki büyük parti, partisel çıkarları bir tarafa bırakarak eşit sorumluluk almalı ve ülkeyi köklü dönüşüme hazırlamalıdır.
Elbette bunların yanına başkaları da eklenebilir. Önemli olan niyettir. UBP’nin bu ülkeyi çağdaş bir yapıya kavuşturma konusunda istekli olduğunu sanmıyorum. Bu nedenle iş insanlarının ısrarla talep ettiği UBP-CTP koalisyonuna sıcak bakmadığı halde CTP’nin “halk bize muhalefet görevi verdi” açıklamasını eleştirmektedir. Böyle yaparak iş çevrelerine “bakın ben istiyorum ama CTP elini taşın altına koymak istemiyor” mesajı vermektedir.
Bu durumda yukarıda sorduğum soruya dönersek Sucuoğlu erken seçimi işaret ederek aslında kime aba altından sopa gösteriyor.
Benim anladığım Sucuoğlu öncelikle kendi grubuna “oturun oturduğunuz yerde yoksa erken seçime giderim o zaman da kimin kazanacağı belli olmaz” mesajı veriyor.
Bir de küçük partilere “alın 1 bakanlık da oturun yoksa erken seçime giderim onu da kaybedersiniz” mesajı veriyor.
Pazartesinden sonra neler olabileceğini göreceğiz. Ama benim tahminim bugünkü UBP-DP hükümetinin aynen devam edeceğidir. Belki birkaç isim değişikliği olacak. Hepsi bu.