“3 başkan da görüp uygun bulmuştu”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Ayşegül Baybars, Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirname Taslağı ile ilgili açıklamalarda bulunan Belediye Başkanları’na tepki gösterdi
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Ayşegül Baybars, kamuoyunda tartışılan Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi Emirname Taslağı ile ilgili açıklama yaptı, “Eski siyaset anlayışı dediğimiz şeyin ne olduğunu her geçen gün birebir yaşayarak öğrenmek çok üzücü” dedi.
Baybars, taslak öncesinde bölgedeki 3 belediye başkanı ile yaptıkları görüşmede, çalışmaya itiraz etmemelerine rağmen bugün basında çıkan haberlere ‘siyasetin geldiği’ nokta açısından üzüldüğünü belirtti.
“Mevkiler, makamlar geçici kişiler üzerinde bıraktıklarınız ise kalıcı olduğu unutulmamalıdır” diyen Baybars, “Bu bir taslaktır, tamamen geçici süre ile imar planının çıkacağı 2019 sonuna kadar geçerli olması düşünülmüştür” şeklinde konuştu.
Baybars, çalışmaların bazı kesimler tarafından çarpıtıldığını, ülkenin emirnamelerle yönetileceği algısı yaratılmaya çalışıldığını da kaydederek, bu algının da bölge halkına yarar sağlamadığını belirtti.
Baybars’ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklaması şöyle: “Eski siyaset anlayışı dediğimiz şeyin ne olduğunu her geçen gün birebir yaşayarak öğrenmek çok üzücü. Üzücü olmaktan öte insanların yüzünüze bakarak söylediği şeyleri sonrasında hiç düşünmeden inkar etmeleri ise siyasetteki yozlaşmanın geldiği noktayı gösteriyor. Hep birlikte doğru bir amaç için çıktığımız yolda yaşananlar, maalesef bu bilgilendirmeyi yapmamı zorunlu kıldı.
Bakanlığıma bağlı Şehir Planlama Dairesi’nin, Mağusa-İskele-Yeni Boğaziçi İmar Planı hazırlıkları sürerken, planlı gelişme ve sürdürülebilir kalkınma maksatlı imar planı hazırlanıncaya kadar Geçici Emirname Taslağı hazırlamak istemelerini olumlu karşıladım. Mezkur taslak hazırlanır hazırlanmaz, imar yetkilerinin birçoğunu elinde bulunduran ve bölgenin talep ve ihtiyaçlarını daha yakından gözlemleyeceğini düşündüğüm ilgili üç belediyenin başkanını, “emirname taslağı hakkında görüşmek” gündemi ile toplantıya çağırdım. 31/10/2018 tarihinde Bakanlıkta yaptığımız toplantıya, Mağusa ve Yeni Boğaziçi Belediye başkanları teknik personeli ile İskele Belediye Başkanı da yalnız katıldılar. Yapmış olduğumuz toplantıda, sunumu yapan 3 şehir planlama personelim, daire müdürüm, müsteşar ve genel koordinatörüm de bulunmaktaydı. Kendilerine emirname taslağının içeriği anlatılıp, haritalar gösterilmiş, en çok merak edilen katlar, yükseklikler, ön imar çizgileri, inşaat alanları açıklıkla her bölge için benim de huzurumda izah edilmişti. Yine kendilerine nasıl baktıkları sorulduğunda uygun görmüşler, herhangi bir konuda herhangi bir itirazda bulunmamışlar, daha detaylı çalışma için plancılarımın tekrar kendileri ile buluşabilecekleri ifadesi üzerine iki gün sonra 02/11/2018 tarihinde bu sefer Mağusa Belediyesi’nde, başkan ve belediyenin teknik ekibi, Yeni Boğaziçi Belediye Başkan ve teknik personeli ile İskele Belediye Başkanı’na ayrıntılı ve soru-cevaplı bir sunum daha yapılmış, görüş, öneri, ekleme talepleri sorulmuş ve plancılarımın ifadesine göre taslağı uygun bulup ne süre ne de itiraz etmişlerdir.
Bunun üzerine halkın ve her sektörün katılımını sağlamak için katılım ve danışma toplantısını 19/11/2018 tarihinde yapacağımızı açıkladık. O tarihe kadar hiçbir belediye başkanı beni arayıp bu emirname taslağı konusunda çekinceleri olduğunu veya karşı olduklarını ifade etmemişlerdir. Hatta sunum yapılmadan 10 dk önce bile kendileri ile yaptığım kısa görüşmede yine bunu kendilerine sormama rağmen yine bana emirname çıkmamalı dememişlerdir. Halihazırda yaşanan ve benim de dahil kimsenin tasvip etmediği münakaşanın oluştuğu toplantıdan sonra bugün, gazetede okuduklarım beni siyasetin geldiği nokta açısından üzmüştür. Sayın başkanlar, emirname taslağına sonradan hayır demeyi uygun bulduklarını ifade etmiş olsalardı yine şaşırmazdım. Ama yapılan toplantıların, kişiler önünde söylenenlerin, yapılmamış ve söylenmemiş olduğunu ifade etmeleri kabul edilemezdir. Mevkiler, makamlar geçici kişiler üzerinde bıraktıklarınız ise kalıcı olduğu unutulmamalıdır.
Geçici Emirname Taslağı konusunda ise; gerek sunum öncesinde gerek meclis kürsüsünde gerekse sunum sırasında söylediğim gibi, bu bir taslaktır, tamamen geçici süre ile imar planının çıkacağı 2019 sonuna kadar geçerli olması düşünülmüştür. Taslak olması hasebiyle, taslağı hazırlayan kişilerin görüşlerine katkı koymak isteyen herkesin görüşüne açık olduğumuzu, herkesin ortak akıl çerçevesinde bölge için en doğrusunu bulacağımızı ifade etmiştim. Görüyorum ki bu da bazı kesimler tarafından çarpıtılmakta ve eskilerin yaptığı gibi ülkeyi emirnamelerle yöneteceğimiz algısı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bu yaratılmaya çalışılan yanlış algının bölge halkına ve geleceğimize hiçbir faydası olmadığını yinelerim. Emirname taslağı, görüşler değerlendirildikten sonra son halini alacak ve imar planı çıkıncaya kadar da geçici mahiyette bir enstrüman olarak kullanılacaktır.
Tarihimize, kültürümüze, çevremize sahip çıkacak, koruyarak gelişen, üreterek büyüyen, dünya ile bütünleşen, insanların yaşamaktan, iş yapmaktan mutlu olduğu bir ülkeyi yaratacağız.”